"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonucunda; Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi;
I. DAVA
Davacı, maliki olduğu 124 ada 3 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan yaklaşık 2000 m2'lik taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil gördüğünü ve kesinleştiğini, dava konusu taşınmazı bitişiğindeki parseller ile birlikte yıllardan beri kullandığını ileri sürerek, taşınmazın keşifle belirlenecek kesin yüzölçümü üzerinden adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, cevap vermemiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.11.2012 tarihli ve 2011/299 E., 2012/320 K. sayılı kararıyla; zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Birinci Bozma Kararı
Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 19.11.2013 tarihli ve 2013/326 E., 2013/16999 K. sayılı kararıyla; “... mahkemece yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi veya fotogrametri uzmanı harita mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı'ndan getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak; öncelikle çekişme konusu taşınmaz hava fotoğrafında gösterilmeli, daha sonra bu yerin önceki ve şimdiki niteliğinin, imar-ihyaya en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarımsal amaçlı zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara göre hazırlanan bu uzman bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, daha sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmelidir. Eksik incelemeyle karar verilemez. İmar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşulları gerçekleşmiş ise paylı mülkiyet üzere iptal ve tescile karar vermek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. ...” gerekçesiyle bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 07.11.2014 tarihli ve 2014/32 E., 2014/338 K. sayılı kararıyla; ekonomik amaca uygun zilyetlikle kazanma iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. İkinci Bozma Kararı
Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 27.03.2019 tarihli ve 2016/6127 E., 2019/2169 K. sayılı kararıyla; yöntemince hava fotoğrafı incelemesi yapılması, taşınmazın geçmişte ne durumda olduğunun belirlenmesi, imar-ihyaya muhtaç ise kim tarafından ne zaman imar-ihya edildiği, ne zamandan beri nasıl kullanıldığının belirlenmesi, önceki raporları da irdeler biçimde ziraat bilirkişi raporu alınması ve netice hakkında karar verilmesi gereğine değinilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
6. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 05.02.2020 tarihli ve 2019/408 E., 2020/54 K. sayılı kararıyla; davacı tarafından verilen iki haftalık süre içinde keşif masraflarının yatırılmadığı, mahkemece dosya kapsamındaki mevcut delillerin değerlendirilmesi sonucunda, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili, müvekkilinin maddi imkansızlığı nedeniyle keşif masraflarını yatıramadığını, keşif tarihinde kar nedeniyle zaten keşfin yapılamayacağını, yeniden süre verilmesi taleplerinin mahkemece kabul edilmediğini, dosyadaki mevcut delillere göre davanın kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı yıllarca ekip biçtiğini, bu hususun tanık beyanları, mahalli bilirkişi beyanları ve ziraat bilirkişi raporu ile sabit olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
9. Gerekçe
9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastrodan önceki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
9.2. İlgili Hukuk
9.2.1. 4721 sayılı TMK'nın;
713/1. maddesi şöyledir:
“Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun;
14. maddesi şöyledir:
“Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
17. maddesi şöyledir:
"Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."
9.2.3. 6100 sayılı HMK’nın;
94. maddesi şöyledir:
“(1) Kanunun belirlediği süreler kesindir.
(2) (Değişik:22/7/2020-7251/6 md.) Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Bu takdirde hâkim, tayin ettiği kesin süreye konu olan işlemi hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklar ve süreye uyulmamasının hukuki sonuçlarını açıkça tutanağa geçirerek ihtar eder. Kesin olduğu belirtilmeyen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir; bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez.
(3) Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.”
190. maddesi şöyledir:
"İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.",
4721 sayılı TMK'nın;
6. maddesi şöyledir:
"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
9.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere göre hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak (IV/6.) numaralı paragrafta gösterilen şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
V.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29.12.2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.