Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5439 E. 2023/423 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tespit edilen taşınmazların mülkiyetinin kimde olduğuna ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların murisinin, davalıların murisinden vekaletname ile miras payı devri aldığı iddiasına ilişkin tüm delillerin toplanmaması, devir tarihlerinin tespit edilmemesi, taraf paylarının tam olarak hesaplanmaması ve davalıların payının kesin olarak belirlenmemesinden kaynaklı eksik inceleme sebebiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince hüküm bozulmuştur.

Bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların babası ... ...’in kardeşi ...’in payını devir almasına rağmen Görele ilçesi, Çalış köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 253 ada 5 ve 24, 254 ada 3, 7 ve 12, 281 ada 14, 290 ada 21 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı, harici ve rızai taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ..., davacıların murisi ... ... ile davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek çekişmeli taşınmazlarda ...'in payına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacılar adına miras payları oranında tapuya tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı ... mirasçılarından ...vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Görele Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.11.2014 tarihli ve 2009/396 Esas 2014/440 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kaydındaki davalı ...’e ait payların iptali ile davacı ... ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 06.03.2017 tarihli ve 2015/4518 Esas, 2017/1308 Karar sayılı kararıyla, Mahkemece dava konusu taşınmazların tarafların müşterek murisinden taraflara intikal ettiği, kadastro tespitinden geriye doğru 10 yılı aşkın süre önce davacıların murisi ... ...’e bırakıldığı, davalıların dava konusu taşınmazlar üzerinde hukuken korunmaya değer bir kullanımlarının bulunmadığı gibi davacıların dava konusu taşınmazlara 30 yıl gibi bir süredir çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet olduğu gerekçesi ile kabul kararı verildiğini ancak, davanın pay devrine dayalı olmasına rağmen bu konuda bir araştırma yapılmadığını, bu sebeple mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi bilen davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları huzuruyla yeniden keşif yapılması, yapılacak keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazların kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, kimin tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, davalı payının davacıların murisi ya da davacılar tarafından devralınıp alınmadığı maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasındaki çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmesi bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.

C. Bozma Sonrası Mahkeme Kararı

Görele 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.03.2019 tarihli ve 2017/408 Esas 2019/540 Karar sayılı kararıyla, dava konusu taşınmazlarda kardeşler ... ... ve ...'in hisselerini satış yoluyla ... ...'e devrettiği, muris ... ...'ten de davacılara intikal ettiği, ... ve ... ...'in taşınmazları hiç kullanmadığı, taşınmazların davacıların murisi ... ... ve murisin vefatından sonra mirasçısı olan davacılar tarafından kullanıldığı, dava konusu taşınmazların muris ... ...'e ait olmasına rağmen kadastro tespitlerinde davalıların murisinin de hak sahibi görülerek davalılar adına hatalı olarak tespit yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli 253 ada 24 parsel, 254 ada 3,7 ve 12 parsel, 281 ada 14 parsel, 290 ada 21 parsel sayılı taşınmazlarda ... adına kayıtlı 199/896 hisse ile çekişmeli 253 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki ... adına kayıtlı 199/1792 hissenin tapu kaydının iptali ile Görele Sulh Hukuk Mahkemesinin 11/09/2000 tarihli ve 2000/295-296 E. ve K. sayılı veraset ilamı doğrultusunda ... ... mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

D. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

E.Temyiz Sebepleri

Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle, davalı ...’nin yargılama sırasında vefat ettiği halde karar başlığında gösterildiğini, Yargıtay bozma kararında belirtilen hususların yerine getirilmeden kabul kararı verildiğini, mahalli bilirkişilerin bir kısmının hayatta iseler tutanak bilirkişilerinden seçilmesi gerektiği halde bu şarta uyulmadığını, mahalle muhtarının dinlenmediğini, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, yerel bilirkişilerin yetersizliği nedeniyle tapu kayıtlarının uygulanmadığını, davalı yanın delil olarak dayandığı Beykoz Noterliğinin 13.06.1970 tarihli 4278 yevmiye no.lu vekaletnamesi ve 4279 no.lu taahhütnamenin dosyaya getirtilmediğini, davacı tarafın satış iddiasını maddi olay ve belgelerle ispat edemediğini, dava dışı pay sahibi ... talimat ile verdiği beyanında “davalı ...’nin payını satsa haberim olurdu” şeklinde beyanda bulunduğunu, davanın açılamasına davalıların sebebiyet vermediğini, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğini belirterek ve re'sen dikkate alınacak nedenlerle kararın bozulmasını talep etmiştir.

F. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastrodan önceki miras payının devrinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.”

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 716. maddesinde; “ Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukukî sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması hâlinde hâkimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanunu 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

3402 sayılı Kadastro Kanun'un 15. maddesinde; “Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.

Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.

İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.” düzenlemeleri yer almaktadır.

TMK’nın 677/1. maddesine göre, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında tapulu taşınmazlar bakımından yapılacak sözleşmeler, yazılı olması koşulu ile geçerlidir.

3. Değerlendirme

Mahkemece bozma kararına uyulmakla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin eksiksiz yerine getirilmesi zaruridir.

Çekişmeli taşınmazların kadastro tutanağının edinme sebebinde; tarafların kök murisi ... adına tapuda kayıtlı olduğu, ...’nin 1939 yılında ölümü ile terekesinin mirasçılarına intikal ettiği, kadastro tespit ve tescillerin bu tapu kaydına dayalı olarak yapıldığı tapu kaydına göre yapılan pay devirleri sonucu davacıların 498/896 payı, davalı ...’nin 199/896 payı ile dava dışı ...’ın 199/896 payı olduğu belirtilmiştir.

Somut olayda; davalı ...’in, Beykoz Noterliğinin 13.06.1970 tarihli 4278 yevmiye numaralı vekaletname ile murislerinden intikal etmiş ve edecek olan, müstakilen kendi üzerinde kayıtlı bulunan ve hissedarı bulunduğu bütün gayrimenkuller ile gayrimenkullerdeki hisselerinin tamamını satmaya ve satış bedellerinin tahsil etmek üzere davacıların annesi ...’e vekalet verdiği, bu vekaletname ile 2003 yılında ... ...’in tapudaki ... hisselerini davacıların babası ... ...’e devrettiği, yine mirasçılardan ...’nin payını kardeşleri ..., ... ve ...’ye sattığı anlaşılmaktadır.

Davacı taraf, murisleri ...’nın, davalıların murisi ...’nin payını kayden satın aldığını ileri sürdüğüne ve taşınmazda davacıların murisi de hissedar olduğuna göre, taraflar arasındaki ihtilaf, taşınmazın tesciline esas tapu kaydındaki, davacının davalıdan kayden satın aldığı payın oranının ne olduğu, bu payın davalı üzerinde bırakılıp bırakılmadığı noktasında toplanmaktadır. Tarafların, tespite esas alınan tapu kaydının çekişmeli taşınmazlara uymadığı yönünde bir iddiaları bulunmadığından Mahkemece tescile esas tapu kaydının taşınmaza uygulanması yersizdir.

Bilindiği üzere, kadastro öncesi tapulu taşınmazlarda mirasçılar arasında pay devrinin ancak yazılı yapılması şartı ile mümkün olduğu ve hukuken ancak doğmuş hakların devredilebileceği, henüz doğmamış hakların devrinin ise geçerli olmadığı hususları dikkate alınarak davalıların murisi ...’nin sadece babasından ve/veya annesinden gelen paylarını mı devrettiği, verdiği vekaletname ile satın aldığı paylarını devredip etmediği hususu açıklığa kavuşturulmamıştır. Satın alma tarihleri ile vekaletname tarihi karşılaştırılıp hangisinin önceki tarihli olduğu, davacı tarafın pay devrine ilişkin tapuda yapılan devirlerden başka elinde yazılı belge olup olmadığı hususları sorulup saptanmamıştır.

Yine, taşınmazın tesciline esas tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren getirtilip, yapılan pay devirleri sonucu her bir mirasçının payı kesin olarak belirlenmemiş, bilirkişiden denetime elverişli pay tablosu alınmamış, davacı tarafın satın aldığını ileri sürdüğü davalı ...’nin payının oranının ne olduğu ve davalı uhdesinde bulunup bulunmadığı belirlenmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi mümkün değildir.

Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davalı tarafın delil olarak dayandığı vekaletname ile taahhütname dosyaya getirtilmeli, dosyanın 3 kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, tespite esas dayanak tapu kayıtlarında kök muris ...’nin mirasçılarının miras payları tek tek belirlenmeli, bundan sonraki miras yoluyla pay intikallerinin Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği ve tapudaki pay devirleri de dikkate alınarak kök murisin oğlu davalı ...’nin payı tereddütsüz olarak tespit edilmeli, tapu kaydında tedavül görmeyen açıkta kalan payların olup olmadığı ve tapu devirlerinde pay hesabında bir yanlışlık olup olmadığı belirlenmeli, davalı ...’nin belirlenen payının, tespitte olduğu üzere 199/896 pay ya da daha fazla olması gerektiğinin anlaşılması halinde mevcut delillere göre davacıların bir ... bulunmadığından davanın reddine karar verilmeli, şayet davalı ...’nin 199/896 paydan daha az paya sahip olduğu ya da payının kalmadığı anlaşılması halinde bu durum davacıların aleyhine ise fazla payın davacı taraf adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece, bu husus gözetilmeksizin, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olmuştur.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin yatırılan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

24/01/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.