Logo

1. Hukuk Dairesi2021/547 E. 2022/423 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında eşine devrettiği taşınmazların mirastan mal kaçırma amaçlı muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın terekesinin tamamını oluşturan taşınmazları yaşamını idame ettirecek olanaklara sahipken eşine devretmesini gerektirecek haklı ve makul bir neden bulunmaması, satış bedelinin ödendiğinin ispatlanamaması ve mirasbırakanın özel bir bakıma ihtiyacı olmaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istekli dava sonunda, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 30/11/2020 tarihli, 2019/1579 Esas, 2020/1301 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19.01.2022 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen davacı vekili gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan babası ...’ın 1483 ada 18 parsel sayılı taşınmazı ile 1468 ada 83 parseldeki 1 nolu bağımsız bölümünü vekil kıldığı oğlu dava dışı Tahir aracılığıyla ikinci eşi olan davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile mirasçıların payları oranında tesciline karar verilmesini istemiş, ön inceleme duruşmasında talebini daraltarak miras payı oranında kendi adına iptal tescil istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, satış işleminin gerçek olduğunu, mirasbırakana yaptığı maddi - manevi destek ve bakım karşılığında minnet duygusu ile taşınmazların devredildiğini, muvazaanın bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/05/2019 tarihli, 2016/435 Esas, 2019/242 Karar sayılı kararıyla, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı vekili, davalının altınlarını satarak murise verdiği yönündeki savunmanın ispat edilemediğini, savunma doğru olsa bile katkısının ne oranda olduğunun belli olmadığını, mirasbırakan ve ailenin maddi durumunun gayet iyi olduğunu, eşlerin birbirlerine bakmasının ahlaki bir ödev ve evlilik birliğinin gereği olduğunu, minnet duygusu ile devrin bir gerekçe olamayacağını ileri sürerek Yerel Mahkeme kararı kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 30/11/2020 tarihli ve, 2019/1579 Esas, 2020/1301 Karar sayılı kararıyla, mirasbırakanın davacı kızı ile uzun yıllar görüşmedikleri, temlike konu taşınmazların mirasbırakanın terekesinin tamamını oluşturduğu, mirasbırakanın yaşamını idame ettirecek olanaklara sahip iken taşınmazlarını davalı eşine satmasını gerektirir haklı ve makul bir nedenin bulunmadığı, satış bedelinin ödendiğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, kaldı ki akitte gösterilen bedel ile keşfen saptanan gerçek değer arasında fahiş fark bulunduğu, mirasbırakanın özel bir bakıma ihtiyacı olmadığı, bakımın eşe karşı gösterilmesi gereken ahlaki ödev kapsamında kaldığı, mirasbırakanın taşınmazlarını mirastan mal kaçırma amacıyla davalıya temlik ettiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince kabulüne, Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davacının payı oranında iptal tescile karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili, satış işleminin gerçek olduğunun ispatlandığını, satış bedelinin düğünde takılan altınlar ve davalının tüm birikimi ile ödendiğini, alım gücünün bulunduğunu, emekli aylığı dışında başkaca geliri olmayan mirasbırakanın çeşitli hastalıkları nedeniyle ( kalp, diyabet ve tansiyon ) uzun yıllar boyunca devam eden tedavi masrafları için maddi ihtiyacının bulunduğunu, büyük oranda özel hastanelere giden mirasbırakanın tedavi ve ilaç masraflarının da davalı tarafından karşılandığını, son dönemde kanser hastalığına da yakalanan mirasbırakana maddi – manevi destek olup, büyük bir ihtimamla baktığını, satışın bir karşılığının da mirasbırakana yapmış olduğu bakım ve fedakarlık olduğunun tanık beyanlarıyla da sabit olduğunu, mirasbırakan ve davalının davacıyı diğer çocuklarından ayırmadıklarını, hatta mirasbırakan tarafından davacının daha çok korunduğunu, davacının 15 yıl boyunca, hastalıklarla mücadele eden babasını bir defa dahi aramadığını, tüm mirasçılar adına dava açma hakkı olmayan davacının ön inceleme duruşmasında talebini daraltmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğini, bilirkişi raporuna yaptığı itirazın dikkate alınmadığını ileri sürerek istinaf mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) numaralı paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 9.191,28 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 19/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.