"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı dava dilekçesinde, Şanlıurfa ili, Birecik ilçesi, Dışlık Mahallesi çalışma alanında bulunan güneyi maliki olduğu 13 parsel sayılı taşınmaz, batısı tapulama harici taşınmaz ve 13 parsel sayılı taşınmaz, doğusu ise kendisine ait 14 parsel sayılı taşınmaz olan 99.951,69 m2 yüz ölçümlü tescil harici bırakılan alanın 30 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız kendisi tarafından maliki olduğu taşınmazlarla birlikte kullanıldığını ileri sürerek dava konusu alanın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... cevap dilekçesinde, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı ... Belediyesi cevap dilekçesinde, zilyetlikle kazanım şartlarının oluşması gerektiğini, yasal hasım konumunda olduğundan davanın kabulü halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, taşınmazın imar planı içerisinde olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davada taraf sıfatı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.12.2015 tarihli ve 2014/358 Esas, 2015/822 Karar sayılı kararıyla; davanın kısmen kabulü ile krokili bilirkişi raporunda (D) harfi ile ifade edilen 72.251,16 metrekarelik tapulama harici taşınmazın tarım arazisi vasfı ile tapu sicilinin en son sıradaki parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tapuya tesciline; krokili bilirkişi raporunda (C) harfi ile ifade edilen 27.541,16 metrekarelik taşınmaz hakkında açılan davanın şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.06.2019 tarihli ve 2016/8738 Esas, 2019/4590 Karar sayılı kararı ile; “...Her ne kadar dava, Hazine ve Birecik Belediye Başkanlığı'na yöneltilmişse de, hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca ilgili kamu tüzel kişiliği olarak davada yer alması gereken ...'nın da davaya dahil edilmesi gerektiği gözden kaçırılmıştır. Bilindiği üzere taraf teşkilinin sağlanması dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemez. Hal böyle olunca mahkemece davacıya, ...'nı davaya dahil ederek taraf teşkilini sağlamak üzere süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkilinin sağlanması halinde dahili davalıdan savunma ve delilleri sorulmalı, bildirmesi halinde delilleri toplanmalı, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları kapsamında ileri sürdükleri tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek davanın esası hakkında karar verilmesi isabetsiz” olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemesince Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 27.01.2021 tarihli ve 2019/365 Esas, 2021/45 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda 27.02.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda (D) harfi ile ifade edilen 72.251,16 metrekarelik tapulama harici taşınmazın tarım arazisi vasfı ile tapu sicilinin en son sıradaki parsel numarası verilmek sureti ile davacı adına tapuya tesciline; bilirkişi raporunda (C) harfi ile ifade edilen 27.541,16 metrekarelik taşınmaz hakkında açılan davanın şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temyiz dilekçesinde özetle, dava konusu yerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, sınırında dereler, tapulama harici yerler ve yol olduğunu, imar ve ihya olgusunun irdelenmesi gerektiğini, devletin hüküm ve tasarrufunda olan yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağını, davanın 10 yıllık süre içerisinde açılması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 713 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17 nci maddeleri gereği tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” 17 nci maddesinde; “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir. İl, ilçe ve kasabaların imar planının kapsadığı alanlarda kalan taşınmaz mallarda bu hüküm uygulanmaz.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 297 nci maddesinin ikinci fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
3. Değerlendirme
Somut olayda, Mahkemece ... fotoğraflarının incelenmesi için keşfe jeodezi mühendisi bilirkişi dahil edilip rapor alınmış ise de; jeodezi bilirkişisi tarafından dava konusu yerin imar-ihya ve kullanım yönünden değerlendirme içeren bir rapor düzenlenilmediği, bu hususa ilişkin değerlendirmenin iki ziraat mühendisi ve bir jeoloji mühendisinden oluşan bilirkişi kurulunca hazırlanan 18.02.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda yapıldığı gözetildiğinde bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu söylenemez.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın tapulama işlemine tabi tutularak tapu kaydının oluştuğu, bu hususun Mahkemece de keşif tutanağına yazıldığı görülmektedir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan davanın tapu iptali-tescil davasına dönüştüğü gözetilmeksizin yazılı şekilde tescil kararı verilmesi hatalıdır.
Hal böyle olunca; öncelikle taşınmazın imar planı kapsamında olup olmadığının ve imar planı kapsamında ise imar planının onay ve kesinleşme tarihlerinin ilgili mercilerden sorularak saptanması, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden, dosya arasına getirtilen tüm ... fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelemesi suretiyle, çekişmeli taşınmazın fotoğrafların çekildiği tarihlerdeki niteliği, kullanım şekli ve imar-ihya çalışmalarının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarihte tamamlandığı hususlarında ayrıntılı rapor düzenlettirilmesi, sonrasında mevcut bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddelerinin şartları yönünden yeniden değerlendirme yapılması ve davanın tapu iptali ve tescile dönüştüğü gözetilerek HMK'nın 297 nci maddesi uyarınca bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazının kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
08.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.