Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5708 E. 2023/675 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında davalı adına tescil edilen taşınmazın mülkiyetinin kısmen davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davası.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmaz üzerindeki ortaklığını ispatlayamaması ve kadastro tespitinin mevcut kullanıma uygun yapıldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karabük 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının kendi mirasbırakanı ve davalıların mirasbırakanı tarafından 1994 yılında birlikte inşa edildiğini, bu tarihten itibaren de 2007 yılına kadar kullanılmaya devam edildiğini, 2007 yılında yangın çıkması nedeniyle evin kullanılmaz hale geldiğini, 2009 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında çekişme konusu taşınmazın tamamının davalıların mirasbırakanı ... ... adına tespit ve tescil gördüğünü, oysa ki ½ payının kendi adına tespit ve tescil edilmesinin gerektiğini ileri sürerek, iptal tescile karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığını, iddiaların yersiz olduğunu, çekişme konusu taşınmazın kendi zilyetliklerinde olduğunu, kadastro tespitinin doğru olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın yanında bulunan 123 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinden önce davacı ve davalıların mirasbırakanları tarafından ortak olarak kullanıldığı, kadastro tespitinden önce dava konusu 6 parsel sayılı taşınmaza denk gelen kısmın davalıların mirasbırakanı, 5 parsel sayılı taşınmaza denk gelen kısmın ise davacının mirasbırakanı tarafından kullanıldığı, kadastro tespitinin de bu kullanım esas alınarak yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 123 ada 6 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının kendi mirasbırakanı ve davalıların mirasbırakanı tarafından 1944 yılında birlikte yapıldığını, bu şekilde de anılan tarihten itibaren ortak olarak kullanılmaya devam edildiğini, davacının mirasbırakanının ölümünden sonra kardeşleri ile aralarında yaptıkları anlaşma gereğince bu yerin davacıya taksim edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerindeki evde 2007 yılında yangın çıkması nedeniyle kullanılmaz hale geldiğini, 2009 yılında kadastro çalışması yapıldığında, kadastro tespitinde gerçeğe aykırı beyanda bulunulması nedeniyle dava konusu taşınmazın davalıların mirasbırakanı adına tespit ve tescil edildiğini, Kadastro Müdürlüğünün 30.05.2018 tarihli zabıt başlıklı yazısında da köy muhtarı ve bilirkişi beyanlarında iddiaların teyit edildiğini ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı, istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü itiraz nedenlerini yineleyerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun "Tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların tespiti:" başlıklı 14. maddesinin ilk fıkrasında; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.";

2. Aynı Kanun'un "Taksim ve kısmi iktisap hali:" başlıklı 15. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise ondördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur.

Taşınmaz mal tapuda kayıtlı olsun veya olmasın, onun ayrılması mümkün bir kısmının veya belirli bir payının, bu Kanunda zilyet lehine kabul edilen sebeplerle iktisabı caizdir.

İştirak halinde mülkiyet hükümlerinin söz konusu olduğu hallerde, iştirakçilerinden biri veya birkaçının belirli bir taşınmaz maldaki hissesinin diğer iştirakçilere devir ve temliki; tapulu taşınmaz mallarda yazılı, tapusuzlarda ise her türlü delille ispat edilebilir.

(Değişik son fıkra: 22/2/2005 – 5304/5 md.) Kadastrodan önce hissedarlar veya mirasçılar arasında ayırma veya birleştirme suretiyle taksime konu edilmiş ve sınırları doğal veya yapay işaret ya da tesislerle belirlenmiş taşınmaz malların, imar plânı bulunmayan yerlerde zeminde fiilen oluşmuş sınırlarına göre tespiti yapılır."

3. Aynı Kanun'un "Takyitler, sınırlı ayni haklar ve muhdesat:" başlıklı 19. maddesinde; "Tapuda kayıtlı taşınmaz malın zilyet lehine tespitinde, mevcut ve her türlü takyid ile sınırlı ayni haklar saklı tutulur. Eski tapu kayıtlarındaki bu tür hak ve mükellefiyetler, kadastro tutanağında belirtilerek yeni kütüklere aynen geçirilir.

Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir.

Tarafların muvafakatı halinde kadastro teknisyenleri veya kadastro komisyonu ikili kullanmayı anlaşmaları çerçevesinde tek mülkiyete dönüştürebilir." düzenlemeleri mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.