Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5724 E. 2023/866 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacılar tarafından 70-80 yıldan beri zilyetliğinde bulundurulduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, kadastro mahkemesinin daha önceki davayı usulden reddetmesinin kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve davacıların zilyetlikle edinme şartlarını sağlayıp sağlamadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesinin kararının maddi hukuk anlamında kesin hüküm oluşturmadığı, davacıların dava konusu taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle edinme koşullarını sağladığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

HÜKÜM/KARAR : Kabul - Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ilgaz Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı Hazine tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; Çankırı ili, Ilgaz ilçesi ... köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu 250 ada 341 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına tespit ve tescil edilmesinin hatalı olduğunu, taşınmazın 70-80 yılı aşkın zamandır malik sıfatı ile murisleri ...'ın zilyetliğinde olduğunu, onun ölümüyle de mirasçılarının tasarrufunda bulunduğunu ileri sürerek, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında davacı tereke temsilcisi olarak atanmıştır.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, paftaların usulüne uygun yeni teknik ile tespit edildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2019 tarihli ve 2017/58 Esas, 2019/172 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, 250 ada 341 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile ...'ın Ilgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/151 E. - 2017/145 K. sayılı veraset ilamındaki mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Dava konusu taşınmaza ilişkin kök muris ... mirasçılarından ... ... tarafından açılan dava sonuncunda Ilgaz Kadastro Mahkemesinin 2008/196 E. , 2009/80 K. sayılı kararı ile verilen süre içerisinde delillerin bildirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olduğundan kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, taşınmazın 15-20-25 yıl öncesine ait ... fotoğraflarının dosya içerisine alınarak incelenmediğini, tutanak bilirkişilerinin beyanlarının alınmadığını, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporlarıyla eksik inceleme sonucu verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 02.12.2020 tarihli ve 2020/118 Esas, 2020/1317 Karar sayılı kararıyla; 02.10.2009 tarihinde kesinleşen Ilgaz Kadastro Mahkemesinin 2008/196 E. , 2009/80 K. sayılı davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının maddi hukuk anlamında kesin hüküm oluşturmayacağı, dava konusu taşınmazın 2008 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında tarla vasfıyla malikinin bilinememesi nedeniyle Hazine adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın etrafının aynı nitelikte tarla vasfıyla şahıslar adına ve malikinin bilenememesi nedeniyle Hazine adına tespit edilen komşu taşınmazlarla çevrili bulunduğu, sınırlarının sabit sınır olup mera, orman gibi kamu orta malı yer ile sınırının bulunmadığı, ... mirasçıları lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14.maddesinde öngörülen zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle, davalı Hazine temsilcisinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı Hazine temsilcisi, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” hükmünü içermektedir.

2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine temsilcisince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR :

Açıklanan nedenle; davalı Hazine temsilcisinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA;

492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Ilgaz Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.