Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5761 E. 2023/868 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında mera vasfında kamu orta malı olarak sınırlandırılan ve sonrasında ilgili Mera Komisyonunca köye tahsis edilen taşınmaza yönelik tapu iptali ve tescil davasında taraf teşekkülünün eksik olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mera vasfındaki taşınmazlar hakkındaki davalarda Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliğinin de davaya dahil edilmesi gerektiği, bu nedenle davaya köy tüzel kişiliğinin dahil edilmemesi sebebiyle taraf teşekkülünün eksik olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Divriği Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı; Sivas ili, Divriği ilçesi, Mursal köyü Günüzlü mevkii 166 ada 405 parselde kayıtlı taşınmazın ceddinden intikalen gelen, uzun yıllar nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla ekilip biçilen tarım arazisi ve yerleşim yeri olan bir taşınmaz olduğunu, ancak 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı Hazine adına tespit ve tapuya tescil edildiğini, söz konusu arazinin uzun yıllar boyunca kendisi ve ataları tarafından kullanıldığını, Belediye, Hazine ya da üçüncü kişilerle herhangi bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine temsilcisi, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 28.12.2017 tarihli ve 2015/492 Esas, 2017/316 Karar sayılı kararıyla;davacının dava konusu yere nizasız ve fasılsız malik olmadığı, dava konusu yerin Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Dava konusu taşınmazın kadastro faaliyetleri sırasında eksik araştırma ve bilgi ile kamu malı olarak tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın içinde yıkık ağıl bulunmakta olup, ağılı da içine alan taşınmazın tarafına ait olduğuna ilişkin tanık beyanlarının açık olduğunu, tanıkların ekip biçtiğini görmediklerini beyan ettiklerini, bu taşınmazı hem tarımda hem de hayvanlarını otlatmada kullandığını, dosyaya sunulan satış senetlerinden 25.11.1966 tarihli Aziz Öztürk tarafından düzenlenen belgede dava konusu taşınmazın sınırlarının çizildiğini ve yine 07.09.1964 tarihli harici satım sözleşmesinde, dava konusu taşınmazı ve bunlardan başka 10 tarlayı satın almış olduğunun yazılı olduğunu fen bilirkişisi tarafından hazırlanan raporda B harfi ile gösterilen alanın çevresindeki taşınmaz malikleri ve belirgin doğal oluşumlar incelendiğinde ve satış sözleşmeleri karşılaştırılığında dava konusu ettiği taşınmazın sınırlarının belirlenebileceğini, Tapu Müdürlüğünden gönderilen tespit malikleri listesinde dava konusu taşınmazın bulunduğu ada içerisinde üç adet taşınmazının olduğunun belirtildiğini, bunun dahi haklılığı konusunda başlı başına delil olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.11.2020 tarihli ve 2018/1309 Esas, 2020/989 Karar sayılı kararıyla; tapu kayıtlarından 1.387.186,66 m² alanlı 405 sayılı taşınmazın mera niteliğinde olduğu, 06.01.2014 tarihli ve 421 sayılı Mera Komisyon kararı ile de mera olarak tahsis edildiği, ziraat bilirkişi raporunda, taşınmazın mera niteliğinde bulunduğunun belirtildiği ve davacının dayandığı adi yazılı satış sözleşmelerinin gerçek kişiler arasında düzenlendiği, mera olduğu tartışmasız olan taşınmazın zilyetlikle edinilemeyeceği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davacı, temyiz dilekçesinde istinaf dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadastro tespiti sırasında mera vasfında kamu orta malı olarak sınırlandırılan ve sonrasında ilgili Mera Komisyonunca 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 12. maddesine göre Sivas ili, Divriği ilçesi, Mursal köyü tüzel kişiliğine tahsis edilen taşınmaza yönelik kadastro öncesi nedene dayalı olarak olarak açılan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1.Taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK'nın 115/1). Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yöntemince taraf teşkili sağlanmadan davada esastan hüküm kurulamaz.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.''

3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16.maddesinde, “Kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden:

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır. Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında gösterilmekle yetinilir." hükümleri düzenlenmiştir.

4. Mera, yaylak ve kışlaklar bir veya birden fazla köy veya kasaba halkının bağımsız olarak veya birlikte kullanmak üzere, yetkili makam tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis bulunmamasına karşın kadimden beri (öncesi belli olmayan bir zamandan beri), ilgili köy veya kasabalar tarafından mera olarak kullanılagelen ve hak sahiplerinin mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruflarda bulunamadıkları arazi parçasıdır. Bir yerin mera, yaylak ve kışlak sayılabilmesi için bu amaçla bir köy veya kasabaya tahsis edilmesi, tahsis bulunmadığı takdirde, kadimden beri o yerin kullanılagelmiş olması gerekir. Bir yere hukuken bu vasfı verebilmek için bu iki unsurdan birinin bulunması gerekir (Cin, H.:Türk Hukukunda Mera Yaylak ve Kışlaklar, 2. Bası, Ankara 1980, s. 37 vd.). Mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan veya kadimden beri kullanılagelen yerler alınıp satılamaz, üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilerek koru, bağ ve bahçe tesis edilemez. Meraların sınırlarının daraltılıp genişletilmesi ve zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilmesi mümkün değildir. Bu yerlerin vasfı değiştirilemez ve ziraat arazisi hâline getirilemez.

3. Değerlendirme

Bilindiği üzere kamu orta malı niteliğindeki meraların mülkiyeti Hazineye, kullanım ... ise ilgili köy ya da belediye tüzel kişiliğine ait olup, bu nitelikteki taşınmazlar hakkındaki davaların aralarında zorunlu dava arkadaşlığı olması nedeniyle Hazine yanında ilgili kamu tüzel kişiliklerine de husumet yöneltilmek suretiyle açılması zorunludur. Somut olayda dava, yalnızca Hazine hasım gösterilerek açılmıştır.

Hal böyle olunca; Mahkemece, dava konusu taşınmazın Mera Komisyonunca Sivas ili, Divriği ilçesi, Mursal köyü tüzel kişiliğine tahsis edilmesine karar verildiği dikkate alınarak, ilgili köy tüzel kişiliğini de davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınması, bu yolla taraf teşkilinin sağlanması halinde, dahili davalıdan savunma ve delilleri sorularak, bildirdiği takdirde delillerinin toplanması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR :

Açıklanan sebeplerle ;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının usulden BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın Divriği Asliye Hukuk Mahkemesine, bozma kararının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.