"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECEMAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacıların istinaf isteminin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine dair verilen karar süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, kök mirasbırakanları.....’nın Kandıra ilçesi, .... köyünde bulunan 118 ada 11, 118 ada 26, 119 ada 14, 122 ada 3, 135 ada 8, 135 ada 9, 138 ada 31, 138 ada 39, 138 ada 41, 138 ada 114, 143 ada 1, 179 ada 2 ve 182 ada 3 parsel sayılı taşınmazlarının kadastro çalışmaları sırasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak davalılardan ... adına tespit edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal edilerek adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, taşınmazların kadastro tespitinin 2007 yılında yapıldığını ve kesinleştiğini, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, kök mirasbırakan Salih Ceylan'ın sağlığında tüm taşınmazlarını paylaştırdığını, davacıların iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; Kadastro Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın temelinin muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, dava konusu taşınmazların 2007 yılında kadastro tespitlerinin yapıldığını ve mirasbırakanları ...’ın kadastro tespiti üzerinden 10 yıllık hak düşürücü süre geçmeden 17.02.2015 tarihinde öldüğünü, hak düşürücü sürenin eldeki davaya uygulanamayacağını, muris muvazaası konusunda herhangi bir araştırma yapılmadığını, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlık konusunun tespitini yapan mahkemenin bir sonraki duruşmada davanın usulden reddine karar verdiğini belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesince; mirasbırakanın tespitten önce öldüğü, eldeki muris muvazaası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceği, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davacıların istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki itirazlarını tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, mirasbırakanın gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma yönünde olması hâlinde uygulanabilir. Başka bir ifade ile murisin iradesi önem taşır.
Hemen belirtmek gerekir ki; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar, taşınır mal niteliğindedir ve zilyetlikten ibaret olan hakkın devri suretiyle yapılan elden bağışlama sözleşmeleri hiçbir biçim koşuluna bağlı değildir. Bu nedenle de, gizlenerek yapılan bağışlama niteliğindeki tasarruf geçerlidir. Mirasbırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri suretiyle gerçekleştirirken geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri yoktur.
3.2.2. Muris muvazaasının herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuralının istisnası mirasbırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi hâlidir. Ölümün kadastro tespitinden önce gerçekleşmesi halinde mirasçılar tarafından açılacak davanın kadastro tespitinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Aksi halde, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddi gerekir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, (IV/3.) numaralı paragrafta yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak tespit edildiği, davacıların eldeki davada dayandıkları hukuki sebebe (muris muvazaası) göre kök mirasbırakanları Salih Ceylan tarafından davalı ...’a yapılmış bir temlik bulunmadığı, dava konusu taşınmazların senetsizden irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davalı adına tespit edildiği, aksinin kabulü halinde dahi, mirasbırakan tarafından tapusuz taşınmazların zilyetliğinin devri suretiyle gerçekleştirirken geçerli işlemlere karşı 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı; diğer taraftan, kök mirasbırakan Salih Ceylan’ın 20.01.1984 tarihinde öldüğü, dava konusu taşınmazların kadastro tutanaklarının 29.05.2007 tarihinde kesinleştiği, davanın 30.04.2018 tarihinde açıldığı, 3402 sayılı Kanun′un 12/3. maddesinde belirlenen hak düşürücü sürenin geçtiği gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenle; davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK’nın 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 14/12/2022 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.