Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5920 E. 2023/1709 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil talep edip edemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tapunun oluştuğu tarihten önceki döneme ilişkin olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 46/1. maddelerindeki koşulların gerçekleşmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yüksekova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... ... köyü çalışma alanında yapılan kadastro çalışması sonucu davalı Hazine adına tespit ve tescil edilen 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazda davacının 90 yıllık eklemeli zilyetliği bulunduğunu ileri sürerek, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, taşınmazda davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Yüksekova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.03.2020 tarihli ve 2019/343 Esas, 2020/162 Karar sayılı kararı ile davacı yararına zilyetlik ile taşınmaz edinme koşularının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yararına, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve 46/1. maddesinde belirlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararının yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Van Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 24.12.2020 tarihli ve 2020/538 E., 2020/595 K. sayılı kararıyla; çekişmeli 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın Toprak Tevzi Komisyonunun 9 numaralı parselinin ifrazı ile oluşan 60 numaralı tevzi parseli kapsamında 1963 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiği, bu tescil neticesinde oluşan tapu kaydı gözetilerek 2007 yılındaki kadastro tespiti sırasında da Hazine adına tespit ve tescil edildiği, taşınmazın toprak tevzi çalışmasının yapıldığı tarihten önce dahi davacının murisleri tarafından tarımsal maksatlı olarak kullanıldığı, murislerinden intikalen davacıya geçtiği ve böylelikle davacı yararına 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 46/1. ve 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle taşınmaz edinme şartlarının gerçekleştiği, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK'nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçesindeki taleplerinin tekrarı ile kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” denilmektedir.

2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesinde şöyledir: “Tapuda kayıtlı taşınmaz mal:

A) Kayıt sahibi veya mirasçıları zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi adına,

b) Kayıt sahibi ölmüş ise mirasçıları adına,

c) Mirasçılar tayin olunamazsa, ölü olduğu yazılmak suretiyle kayıt sahibi adına,

B) Kayıt sahibi veya mirasçılarından başkası zilyet bulunuyorsa;

a) Kayıt sahibi veya mirasçılarının kadastro teknisyeni huzurunda muvafakatları halinde zilyet adına,

b) Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına,

c) (Değişik: 3/5/2012-6302/4 md.) Kayıt sahibinin yirmi yıl önce gaipliğine hüküm verilmiş veya tapu sicilinden malikin kim olduğu anlaşılamamış ise çekişmesiz ve aralıksız yirmi yıl müddetle ve malik sıfatıyla zilyet bulunan kimse adına tespit olunur.” denilmektedir.

3. Kadastro Kanunu’nun 46. maddesi şöyledir: “Kadastrosu yapılacak veya daha önce tapulama veya kadastrosu tamamlanmış bulunan yerlerde, 766 sayılı Kanun'un 37 nci maddesi veya 4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur.

Hazine adına tescil edilmiş taşınmaz mallardan iskan suretiyle veya toprak tevzii suretiyle verilen yerler (işlemleri tamamlanmamış olsa dahi) başka bir şart aranmaksızın, hak sahipleri adına tespit ve tescil olunur. Bu şekilde hak sahipleri adına tespit ve tescil işlemleri gerçekleşinceye kadarki süre içinde evvelce tahakkuk ettirilenler de dahil olmak üzere ecrimisil alınmaz. “

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kadastro sonucunda, Hakkari ili, Yüksekova ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan 101 ada 15 parsel sayılı 5.142,50 m2 yüz ölçümlü taşınmaz tarla vasfıyla 08.11.1963 tarihli, 16 cilt 257 sıra nolu tapu kaydı ve Toprak Tevzi Komisyonunun 1963 yılında yaptığı çalışmada 54 no.lu parselin kapsamında kaldığı, 08.11.1963 tarihli, 16 cilt 257 sıra no.lu toprak tevzii tapusu dayanak alınarak, ... oğlu ... ...’un işgalinde olduğu belirtilerek davalı Hazine adına 01.02.2007 tarihinde tespit edildiği, ... ... tarafından Yüksekova Kadastro Mahkemesinde çekişmeli taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda keşif avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 36/1. maddesi gereğince dava ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 04/10/2011 tarihinde kesinleştiği ve taşınmazın Yüksekova Kadastro Mahkemesinin 2007/2023 Esas, 2011/232 Karar sayılı kararı gereğince davalı adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazın 1963 yılında toprak tevzii çalışmaları sonucunda 53 nolu Toprak Tevzii Komisyonunca 9 numaralı parselin ifrazı ile oluşan 60 numaralı tevzi parseli kapsamında Hazine adına tescil edildiği, 60 tevzi parselinin tablendikatifte ... ve müşterekleri adına dağıtımının yapıldığı anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtmek gerekir ki; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 46/1. maddesi; "4753 sayılı Kanun ile ek ve tadilleri uyarınca Hazine adına kaydedilen taşınmaz mallar, bu Kanun hükümlerine göre ... iktisap şartlarına istinaden zilyetleri adına tespit ve tescil olunur." hükmünü içermektedir. Buna göre, 4753 sayılı Yasa uyarınca Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazların zilyetlikle kazanılabilmesi için, öncesi itibariyle özel mülkiyete konu olabilecek yerlerden bulunması ve tescil tarihi itibariyle zilyetleri yararına 3402 sayılı Yasa'nın 14. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle mülk edinme koşullarının gerçekleşmiş olması zorunludur.

Çekişmeli taşınmazın davalı Hazineye ait tapu kaydının kapsamında kaldığı ve tapunun oluştuğu tarih itibariyle davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerindeki koşulların gerçekleştiği kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, İlk Derece Mahkemesinin kabulü dosya kapsamına uygun düşmemektedir.Şöyle ki; dava konusu taşınmazın 2007 yılında yapılan kadastro çalışmalarında, 08.11.1963 tarihli, 16 cilt 257 sıra no.lu toprak tevzi tapusu dayanak alınarak Hazine adına tespit edildiği, kadastro tutanağında taşınmazın ... oğlu ... ...’un işgalinde olduğunun belirtildiği, ... ... tarafından yapılan tespite karşı süresi içerisinde Yüksekova Kadastro Mahkemesinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayalı olarak dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda keşif avansının süresinde yatırılmaması nedeniyle 3402 sayılı Yasa'nın 36/1. maddesi gereğince davanın ispatlanamadığından reddine karar verildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin 04/10/2011 tarihinde kesinleştiği, anılan mahkeme kararı gereğince taşınmazın davalı adına hükmen tescil edildiği sabittir. Eldeki davada davacı, ...’in babası ...’un dayısı olduğunu ve dayısının da taşınmazı kendisine bağışlayarak zilyetliğini devrettiği iddiasında bulunmaktadır. Toprak tevzii çalışmalarının 1963 yılında yapıldığı, davacının ise 1974 doğumlu olduğu, toprak tevzii tapusunun oluştuğu tarihten sonra Hazine adına tapulu bir taşınmazın bağışlanmasının ve zilyetliğinin devredilmesinin de düşünülemeyeceği gözönüne alındığında, Hazine adına toprak tevzi tapusunun oluştuğu tarih itibariyle davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa’nın 14. ve 46/1. maddelerindeki koşulların gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

3. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derce Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.