Logo

1. Hukuk Dairesi2021/5982 E. 2023/1471 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, Hazine adına tescil edilmiş bir taşınmazın, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tapuya tescillerine karar verilmesini talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun tarımsal amaçlı zilyetliklerinin başlangıcını ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu ispatlayamamaları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasının reddine dair verilen karar hakkında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesince davanın esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; dava konusu İstanbul ili, Sancaktepe ilçesi, Paşaköy-... Mahallesinde yer alan 444,88 m2’lik taşınmazın zilyedi olduklarını, taşınmazın önceki zilyedi ... ... ...'dan 1990 yılında devraldıklarını, taşınmazın etrafına duvar örerek sınırlarını belirlediklerini, taşınmazı ekip biçip ihya ettiklerini belirterek dava konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı sebebiyle adlarına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1.Davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... vekili; davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı süresi dolduğundan davanın reddi gerektiğini, taşınmazın kazanımı için imar ihyanın zorunlu olduğunu, davacının veya önceki zilyedinin taşınmaz üzerinde imar ve ihya kabul edilebilecek bir faaliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.

2.Dahili davalı ... vekili, dava konusu yerin 24/11/2009 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli ... imar planı doğrultusunda hazırlanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ağaçlandırılacak alanda kaldığını, taşınmazın ekilemez arazi olduğu için tescil harici bırakıldığını, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisap edilebilmesi için imar ve ihya edilmesinin zorunlu olduğunu, davacının veya önceki zilyedinin taşınmaz üzerinde imar ve ihya kabul edilebilecek bir faaliyeti bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 12/03/2019 tarihli ve 2014/109 Esas, 2019/101 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın yargılama esnasında çalılık vasfıyla Maliye Hazinesi adına tapuya kayıt ve tescil edildiği, başlangıçta tescil davası olarak açılan davanın tapu iptali ve tescil davasına dönüştüğü, ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan rapora göre de dava konusu edilen alan üzerinde muhtelif yaş ve cinslerde meyveli ve meyvesiz ağaçlar ile çeşitli süs bitkilerinin bulunduğu ancak bu ağaçların en fazla 8-10 yaşlarında olduğu, harita mühendisi bilirkişi raporuna göre ise, taşınmazın 1982 tarihli ... fotoğraflarında taşınmazın üzerinde tarımsal faaliyet olmadığının görüldüğü, bu hali ile taşınmazın imar ve ihya yolu ile tarım yapılabilir hale getirildiğinden söz edilemeyeceği, dosyada bulunan mevcut bilirkişi raporları kapsamlarına göre, davaya konu alanda imar ve ihyanın tamamlanmadığı, davacının veya önceki zilyedinin dava konusu taşınmaz üzerinde imar ve ihya kabul edilebilecek bir faaliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın 1967 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında pırnallık ve ekilemez arazi olarak tescil harici bırakıldığını, taşınmazın daha önceki zilyetler tarafından, taşı ayıklanmış, derin sürülerek her yıl ekilmiş ve tarım arazisi haline getirilmiş olduğunu, müvekkillerinin de aynı şekilde sebze yetiştirmeye ve sonrasında meyve ağacı dikerek kullanmaya devam ettiklerini, eklemeli zilyetlikle müvekkillerinin dava konusu taşınmazın 20 yıldan fazla süredir nizasız fasılasız malik sıfatıyla zilyedi olduğunu, bilirkişi raporunun yanlış değerlendirildiğini, ziraatçi bilirkişinin raporunda taşınmazın tarla vasfında olup tarım arazisi olarak kabulü gerektiğini bildirdiğini, tanıkların beyanları ve bilirkişi raporları ile dava konusu taşınmaz üzerinde imar ve ihyanın eski zilyet ... ... ... zamanında tamamlandığının ortaya konulduğunu, taşınmazın 2010 yılında imar planı içine dahil olduğunu, tanıkların 1989 yılında dava konusu taşınmazın ... ... ... tarafından arpa ve yulaf ekildiğini söylediklerini, bu durumda taşınmazın 1989 yılında imar ve ihyasının tamamlandığının kabulü gerektiğini, kazandırıcı zamanaşımı ile tescil için aranan imar ve ihyanın tamamlanmasından sonra yirmi yıl nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla kullanımın dosyada eklemeli zilyetlik sonucu dolduğunu gösterdiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli ve 2019/1667 Esas, 2020/1523 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın ... imar planının 2009 yılında onaylandığı, davacıların ekonomik amaca uygun tarımsal amaçlı zilyetliğinin başlangıcını tespit edilemediği, davacı tanıklarının 1989 yılı öncesine ilişkin bilgi ve görgüleri olmadığı, taşınmaz üzerindeki bir kısım ağaçların 7-12 yaş civarında olduğu, davacı tarafça imar ve ihyanın bitip ekonomik amaca uygun kullanımın başladığı yıldan imar planının tasdik tarihi olan 2009 yılına kadar olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunun isptalanamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile hükmün bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili istemi ile açılmış olup yargılama sırasında Hazine adına tescil edildiğinden tapu iptali ve tescil istemine dönüşmüştür.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesinde; "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesinde; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanununun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 125,50 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.