"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DAVALILAR : ... V.D.
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tescil davası sonunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 23/12/2020 tarihli, 2020/1259 Esas – 2020/1424 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davalılardan ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, Ankara İli, ... İlçesi, ... Mahallesinde batısı ekilemez arazi ve 2280 parsel, güneyi 2055 ve 590 parsel, doğusu ve güneydoğusu 2331 parsel, doğusu yol ve boş arazi ve devamında 379 parsel ve 46123 ada, 47592 ada, kuzeyi 46683 ada ve 47589 ada olan yaklaşık 50 dönümden fazla araziyi para ve zaman harcayarak 1959 yılında imar ihya etmeye başladığını, 1964 yılında imar-ihya işlemini bitirdiğini, o tarihten bu güne kadar da nizasız ve fasılasız tarla olarak kullandığını ileri sürerek, söz konusu sınırları belirtilen 50.000 m2 den fazla olan taşınmaz üzerinde aralıksız ve davasız olarak tarımsal faaliyet yürüttüğünün tespitine ve taşınmazın adına tesciline, yine sınırları belirtilen taşınmazda davalı ... adına tescil edilen 46123,46683 ve 46684 adaların sınırları içerisinde kalan kısma ilişkin ise tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı ... ... Başkanlığı, söz konusu taşınmazın tamamının 85126 nolu parselasyon planı ile düzenlemeye alınmış olup Maliye Hazinesi olarak tescilinin sağlandığını, ancak ... Dairesi Başkanlığının dava açması sonucunda 85126 nolu parselasyon planının iptal edildiğini, fakat alana ilişkin planlama çalışmalarının devam ettiğinin belirtildiğini, bu hali ile taşınmazın davacı adına tescilinin mümkün olmadığını, davalı ..., davacının imar, ihya ve zilyetlik şartlarını yerine getirmediğini, bir taşınmazın imar ihya edildiğinden söz edebilmek için tarıma elverişsiz, kolayca tarım yapılması mümkün olmayan toprağın yoğun emek, çaba ve masraf sarf edilerek tarım arazisi haline getirilmesi gerektiğini, toprağın sürülmüş olması ya da taşların temizlenmesinin yasanın aradığı anlamda imar ihya sayılmayacağını, bu nedenle de dava konusu taşınmazların imar ihya yolu ile iktisabının mümkün olmadığını, davalı ..., söz konusu taşınmazın ... sınırları içerisine alındığı ve mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü, ... sınırları içerisindeki arsaların genişleme ve planlama kapsamındaki arsalar olup zilyetliğe konu edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/11/2018 tarihli ve 2011/251 E. 2018/482 K. sayılı kararıyla; davacının davasının kabulü ile, dava konusu olan ... İlçesi ... Mahallesi Savak Mevkiinde 378 ve 379 parsellerin batısında bulunan bilirkişi ...'ün 27/02/2018 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile belirtilen 34.631,65 m2 yerin (bilirkişi Kıyasattin Yol'un 25/06/2018 havale tarihli rapor ve krokisinde belirtildiği üzere imar uygulaması ile 0.342,219 m2 kısmı 48013 ada 1 nolu parselde, 1.119,545 m2 kısmı 48013 ada 2 nolu parselde, 2.560,494 m2 kısmı 48013 ada 3 nolu parselde, 3.745,366 m2 kısmı 48013 ada 4 nolu parselde, 2.439,388 m2 kısmı 48013 ada 5 nolu parselde, 1.185,505 m2 kısmı 48013 ada 6 nolu parselde, 1,697,979 m2 kısmı 48013 ada 7 nolu parselde, 2.204,762 m2 kısmı 48014 ada 1 nolu parselde, 2.006,974 m2 kısmı 48017 ada 1 nolu parselde, 2.740,605 m2 kısmı 48018 ada 1 nolu parselde, 2.119,181 m2 kısmı 48019 ada 1 nolu parselde, 1.316,945 m2 kısmı 48023 ada 1 nolu parselde, 0.989,622 m2 kısmı 48023 ada 5 nolu parselde, 2.023,380 m2 kısmı parkta (yeşil alan), 7.141,091 m4 kısmı yolda, 0.008,579 m2 kısmı 48022 ada 1 nolu parselde, 0.990,135 m2 kısmı 46123 ada 1 nolu parselde kalmaktadır) dava tarihi itibariyle TMK.nun 713/1 maddesi uyarınca imar, ihya, zilyetlik nedeniyle tescil şartlarının oluştuğunun ve ... T.C.Kimlik Nolu davacı ...'ün mülkiyetinde olduğunun TESPİTİNE, ” karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... ... Başkanlığı vekilleri ile katılma yoluyla davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
2.1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; imar ihya ile kazanım koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle davalıların istinaf başvuru taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ancak dava konusu alanın eksik ve hatalı hesaplandığını, ... adına tapuya kayıtlı olması nedeniyle artık yasal hasım olmaktan çıkıp taraf haline gelmesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, davalı harçtan muaf olduğu için alınamayan harcın davacıdan alınmasının doğru olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... ... Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; taşınmazın imar planı kapsamında kaldığını, davacı adına tescilin mümkün olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.3. Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davacının iktisap şartlarının gerçekleştiğini ispat edemediğini, hava fotoğraflarından 1999 yılından sonra işlem gördüğünün tespit edildiğini, imar ile ... adına tapuya tescilinin sağlandığını, imar planı kapsamında kalan yerin imar ihya ile kazanılamayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin23/12/2020 tarihli ve 2020/1259 E. 2020/1424 K. sayılı kararıyla; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17.maddesinde öngörülen şartların gerçekleştiği anlaşılmakla davacı lehine dava edilen alanlarda mülkiyet tespitine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalılar ... ve ... ... Başkanlığının istinaf nedenleri yerinde bulunmadığından istinaf taleplerinin esastan reddine, davacının katılma yolu ile ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin incelenmesinde ise; dava konusu edilen ve kadastro tespitinde tescil harici bırakılan taşınmaz bölümünün dava tarihinden önce ekilemez arazi olarak ... adına tapuya tescil edilmesi nedeniyle davanın niteliği itibariyle tapu iptal ve tescil davasına dönüştüğü, davalı ...’nin yasal hasım durumunda olmaktan çıkması nedeniyle yargılama giderleri ile sorumlu bulunduğu, davalı ... başkanlıklarının imar uygulaması sonunda taşınmaz içinde kalan yol ve park alanları ile ilgili bölüm yönünden yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu olamayacağı da göz önüne alındığında, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı ...'den tahsiline karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına ve hükmün harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ... ve ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle ; dava konusu alana ilişkin planlama çalışmalarının devam ettiğini, bu hali ile davanın kabul edilerek belirtilen taşınmazların davacı adına tescilinin mümkün olmadığını, Kadastro Kanunu Hükümlerine göre Tapu Tescil şartları oluşmadığından davacının davasının reddi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.2. Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle ;dava konusu taşınmazların zilyetlikle devredilmediğini, taşınmazlara ilişkin vergi kaydı ve devir senedinin de bulunmadığını, taşınmazlar üzerinde davacılar ile ilgisini gösterir hiçbir muhdesatın olmadığını, TMK 713 gereği tescil şartlarının ilgili dava açısından oluşmadığını, dava konusu alanların davacı tarafından Kadastro Kanunun 14. Maddesi ve Türk Medeni Kanununun 713. maddesinde belirtildiği üzere “çekişmesiz ve aralıksız” olarak kullanılmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili isteğinden ibarettir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "
3.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
3.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun ve 17. maddesi, “Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde ... adına tespit edilir.’’ hükümlerini içermektedir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı (V/3.2.) paragraftaki yasal ve hukuksal gerekçeye ve delillerin takdirinin yerinde olmasına göre, Bölge Adliye Mahkemesince (IV/3.) paragrafta yer verilen gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, alınması gereken 21,40 TL onama harcının davalı ... ... Başkanlığından alınmasına, 09/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
- MUHALEFET ŞERHİ -
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; dava konusu ekilemez arazi olarak tescil harici bırakılmış ve imar planı kapsamına alınmış taşınmazlar üzerinde imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yolu ile mülk edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.