Logo

1. Hukuk Dairesi2021/613 E. 2022/1638 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla taşınmazını muvazaalı olarak devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin bozma kararına uyularak verdiği hükmün davalı ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerdeki payların dava konusu taşınmazdan gelen kısmını saptamadan ve davacı payı oranında iptal yerine tamamını iptal ederek edinme sebebini değiştirerek hüküm kurması doğru görülmeyerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemli dava sonunda Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12/11/2020 tarihli ve 2020/189 Esas ve 2020/444 Karar sayılı ilamı yasal süre içerisinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli ve davacı ... vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 20.01.2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ..., davacılar vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer davalılar Abulgani İnan ve ... gelmediler. Yokluklarında duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçelerinde, mirasbırakanları ...’un mirasçılardan mal kaçırma amacı ile muvazaalı olarak maliki olduğu 426 parsel sayılı taşınmazı ikinci eşi olan davalı ...'a devrettiğini, İmmihan'ın taşınmazı davalı ...’ye, Abdulgani’nin de davalı ...’e temlik ettiğini ileri sürerek 25/12/1997 ve 04/08/2000 tarihli satış sözleşmelerinin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespiti ile dava konusu taşınmazın davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

1. Davalı ... cevap dilekçesinde, mirasbırakanın İmmihan ile evlenmeden önce maliki olduğu bir kısım taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığını, davalı ...’a iki adet daire alındığını, mirasbırakanın 1263 parseldeki 1/3 payı ve 405, 407 ve 410 parseller ile dava konusu 426 parseli davalı ...’a temlik ettiğini, diğer mirasçıların itirazı üzerine ve ortak alınan karar ile 426 parselin önce Abdülgani’ye daha sonra da kendisine temlik edildiğini, temlik amacının mal kaçırmak değil diğer mirasçıların haklarını korumak olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı ..., davayı kabul ettiğini bildirmiştir.

3. Davalı ..., taşınmazı bedelsiz devralıp temlik ettiğini belirtmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen ilk kararına karşı davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 31/10/2019 tarihli ve 2016/8579 Esas - 2019/5575 Karar sayılı ilamı ile, “... “...Somut olaya gelince; toplanan deliller, yukardaki ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde mahkemece, davacı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak bir isabetisizlik yoktur. Ne var ki, davalı ... tarafından sunulan 27.12.2011 tarihli ‘’ibranamedir’’ başlıklı ve imzası davacı ... tarafından inkar edilmeyen adi yazılı belgede davacı ...; mirasbırakandan intikal etmesi gerekirken davalı adına tescil edilen taşınmazlardaki tüm payını davalı ... aracılığı ile sattığını, geride davalı ... adına kayıtlı olan taşınmazlarda hiçbir hakkı kalmadığını ve davalı ...’i ibra ettiğini belirtmiş olup mahkemece bu belge üzerinde durulmadan karar verilmiştir. Hal böyle olunca, anılan ibraname başlıklı belgeye de değer verilerek davacı ... yönünden sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu belge değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru değildir. Kabule göre de, çekişme konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının davacıların veraset ilamındaki miras payları oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payın davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacıların miras paylarına ya da veraset ilamına hükümde yer verilmeden hüküm kurulması da doğru değildir.” gerekçesiyle karar bozulmuştur.

3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 12/11/2020 tarihli, 2020/189 Esas ve 2020/444 Karar sayılı ilamı ile; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak davacı ... yönünden davanın kabulüne, davacı ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalı ... vekili tarafından duruşma istemli ve davacı ... vekili katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuşlardır.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı ... temyiz dilekçesinde özetle, bozma ilamında maddi hata yapıldığını, cevap dilekçesinde taşınmazlar için kendisine 34.000,00 TL ödendiğinin iddia edildiğini, bunu ispat etmesi gerekenin davalı ... olduğunu, ibranamenin net olmadığını, hangi taşınmazlar için verildiğinin anlaşılamadığını bu nedenle geçerli olmadığını, ibraname düzenlenen tarihte muvazaalı temliklerden haberi olmadığını, davacıların soy isimlerinin değişmesine rağmen kararın hüküm kısmında eski soy isimlerinin kaldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

5.2. Davalı ... temyiz dilekçesinde özetle, murisin eşine yaptığı ölünceye kadar bakma akdi ile temlikin mal kaçırma amacıyla yapılmadığını, murisin tüm sağlığında mirasçılarına taşınmaz ya da para vererek fiili taksim yaptığını, kendisine yapılan temliklerin de denkleştirmenin bir tezahürü olduğunu, muvazaa olmadığını, kabul edilen kısmın da reddi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Muris muvazaasında 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706. Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.2.2. Bilindiği ve 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde düzenlendiği üzere (1086 sayılı HUMK’un 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı ...’in ve davacı ...’ın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.

6.3.2. Somut olayda, dava konusu taşınmazın imar uygulaması ile 29791 ada 1 ve 29797 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara gittiği, davalı ...’in her iki parselde de adına birden fazla pay tescil edildiği kayden sabit olup bu payların ne kadarının dava konusu 426 parselden geldiği saptanarak sonuca gidilmesi gerekirken doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde bu husus saptanmadan hüküm kurulması doğru değildir.

6.3.3. Kabule göre de, taşınmazın tapu kaydının davacının payı oranında iptal edildikten sonra aynı oranda davacı adına tesciline ve kalan payın davalı uhdesinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken tamamı iptal edilerek edinme sebebinin değiştirilmesine yol açacak şekilde davalı adına tescil hükmü kurulması doğru değildir.

V. SONUÇ:

Davalı ... ve davacı ... vekillerinin (6.3.2 ve 6.3.3)) numaralı paragrafta açıklanan nedenlerle yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden/edilen davacı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen/eden davalı ...’ten alınmasına, temyiz eden/edilen davalı ... vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davacı ...’dan alınmasına, alınan peşin harçların temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.