Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6242 E. 2023/2788 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacılar, davalıların tapu kaydının dayandığı gayrimenkul mübadele senedinde tahrifat yapıldığını iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmişlerdir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, önceki bir yargılamada kesinleşen karar, dinlenen tanık beyanları ve davalıların uzun süreli zilyetliği gibi olguları değerlendirerek davacıların iddiasını ispatlayamadıkları gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü :

I. DAVA

Davacılar; 118 ada 27 parselin 22.05.1972 tarihli gayrimenkul mübadele senedi tespite esas alınmak suretiyle davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, senette "5x32" şeklinde düzenlenen kısımda tahrifat yapılarak "5" rakamının önüne "1" rakamının eklendiğini, bu nedenle 118 ada 27 parselin "10x32" metre uzunluğunda fazla yüzölçüm ile oluşturulduğunu, senette tahrifat yapıldığının Adli Tıp raporu ile sabit olduğunu ileri sürerek, 118 ada 27 parselin "10x32" metre uzunluğundaki keşif sırasında gösterilecek kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile kendilerine ait olan 118 ada 28 parsele eklenmesi suretiyle veya aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle adlarına 1/2’şer hisse itibariyle tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar; dava konusu taşınmazı 22.05.1972 tarihli gayrimenkul mübadele senedi başlıklı belge ile teslim aldıklarını, o günden beri aralıksız malik sıfatıyla kullandıklarını ve taşınmazın sınırlarının değişmediğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 06.03.2018 tarihli ve 2015/420 Esas, 2018/218 Karar sayılı kararıyla; davacıların iddia ettikleri alanın tamamının 118 ada 27 parsel içinde kaldığı, davalıların 22.05.1972 tarihli gayrimenkul mübadele senedinde 15x32 m2 yüz ölçümlü “Çıkırıkyanı” olarak bilinen tarlanın tamamını 1972 yılında dava dışı ... ... isimli kişiden trampa yolu ile edindikleri, ceza dosyası kapsamında Adli Tıptan ve 3 kişilik heyetten alınan raporlarda “senetteki 500 sayısının silinerek üzerine 15x32 yazılmış olduğunun” tespit edildiği, ceza dosyasındaki bu maddi olgunun hukuk hakimi yönünden bağlayıcı olduğu, senedin yüz ölçümüne ilişkin tahrifatın saptandığı, ne var ki senetteki tahrifatın davacıların iddialarında belirtildiği gibi olmadığı, mahalli bilirkişi ve tanıkların yolun dava konusu taşınmazın içerisinde kaldığını beyan ettikleri, dosya arasındaki ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/417 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre krokide (A), (C), (D) harfleri ile gösterilen kısmın senetteki “Çıkırıkyanı” olarak belirtilen yerin tamamı olduğu hususunun kesinleştiği, davalıların 1972 yılından beri dava konusu yerde zilyetliklerini sürdürdükleri, senette tahrifat yapılmasaydı dahi senet 500 m2 yüz ölçümlü olarak işlem görecek olup bu durumda da m2 olarak yol ve dava konusu kısmı kapsayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davacılar vekili; Adli Tıp raporu ile senette tahrifat yapıldığının sabit olduğunu, fen bilirkişi raporunda belirtilen 5x32 m2 olarak esas alındığında senedin 160 m2’lik alana isabet ettiğini ve senedin sadece tescil harici bırakılan yola isabet ettiğini, dava konusu taşınmaz ile müvekkillerine ait 118 ada 28 parselin evvelce bir bütün olup müvekkillerinin dedesinden babasına, ondan da müvekkillerine kalan bir yer olduğunu, tek taşınmaz iken sehven iki ayrı parsel numarası verilerek iki ayrı taşınmaz gibi tespit yapılmasının hatalı olduğunu, dava konusu taşınmazın...ve ... ... ile ilgisi olmadığını, senette Çıkırıkyanı olarak belirtilen taşınmazın burası olmadığının yapılan keşif ile sabit olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27/01/2021 tarihli ve 2018/1910 Esas, 2021/28 Karar sayılı kararıyla; Asliye Ceza Mahkemesi dosyasından aldırılan raporlarda “500” sayısının silinerek üzerine “15x32” yazıldığının tespit edildiği, ceza dosyasında tespit edilen bu durumun eldeki dosya bakımından da bağlayıcı olduğu, senette tahrifat yapıldığının tespit edildiği, tahrifatın davacıların iddia ettiği şekilde olmadığının anlaşıldığı, “15x32” ifadesinin 480 m2’ye tekabül ettiği, senedin kapsamının genişletilmeyip aslında daraltıldığı, fen bilirkişi raporu ile “15x32” olarak esas alındığında senedin dava konusu 118 ada 27 parsel ile krokide çıkmaz yol olarak belirtilen kısmı kapsadığı, 500 m2 olarak düşünüldüğünde 118 ada 27 parselin senet kapsamında kalacağı, bundan ayrı söz konusu senedin ... Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında yapılan keşifte zemine uygulandığı ve kapsamının belirlendiği, söz konusu raporda krokide (A), (C), (D) harfleriyle belirtilen kısımların senette bahsi geçen “Çıkırıkyanı” namı ile belirtilen yerin tamamı olduğunun belirlendiği, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen söz konusu dosyanın eldeki dosya açısından güçlü delil niteliğinde olduğu, eldeki dosyada yapılan keşifte dinlenen bir kısım yerel bilirkişi ve tanıkların beyanları ile bahsi geçen Sulh Hukuk Mahkemesi dosyasında dinlenen tanıkların beyanlarından dava konusu taşınmazın Recep Bıyıklı’ya ait iken ... ...’e satıldığı, ... ...’in de 1972 yılında davalı ...’e trampa yoluyla devrettiği, taşınmazın o tarihten beri davalı tarafın zilyetliğinde olduğu, davacı tanıklarının dava konusu taşınmaz hakkında bilgileri olmadığı, davacı tarafın iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinde, “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemesi mevcuttur.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanunu'nun 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz edenden alınmasına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.05.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.