"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki mülkiyetin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... ili, ... köyünde kain 109 ada 23 parsel sayılı taşınmazın davacının zilyetliğinde olup kanal geçmesi nedeniyle kadastro çalışmaları sırasında Maliye Hazinesi adına tespit ve tescil edildiğini ancak söz konusu taşınmazın davacının murisinden kalmış olup rızai taksim neticesinde davacıya intikal ettiğini, davacının zilyetliğinin 40-50 yıla ulaştığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı DSİ vekili; davacının talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazdan davalı DSİ tarafından 1980 yılında kanal geçirildiğini, Kadastro Kanunu'nun ön gördüğü 10 ve 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2018 tarihli ve 2018/288 Esas, 2018/385 Karar sayılı kararıyla; keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve davacı tanıklarının dava konusu taşınmazın bakımı yapılan, ürünü alınan tarım arazisi olduğu, davacı tarafından kanal yapılıncaya kadar kullanımın devam ettiği, tespit tarihinden geriye doğru kanunda belirtilen kazanma süresi ve koşullarının oluştuğu gerekçesiyle dosya kapsamında bulunan fen bilirkişisi ....ın 12.12.2017 tarihli bilirkişi raporunun ekinde yer alan krokide A harfi ile gösterilen dava konusu 109 ada 23 nolu parselde 899,54 m² yüzölçümündeki, 109 ada 34 nolu parselin uzantısı olan ve DSİ tarafından kamulaştırılmasız elatılarak kanal olarak kullanılan taşınmazın kamulaştırmasız el atma tarihi itibariyle mülkiyet hakkının davacı ...'a ait olduğunun tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle ;davanın 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, taşınmazın sulama kanalının etrafında olmasının tarım arazisi vasfında olduğu yönünde bir sonuç doğurmadığını, bu yerin çok yakın zamanda işlenmeye başladığını, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını, taşınmazın toprak yapısı olarak tarımsal üretimde verimli hale gelmesinde yapılan sulama kanallarının da etkisi bulunduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek,İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli ve 2018/1585 Esas, 2021/195 Karar sayılı kararıyla; TMK’nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve devam eden maddelerinde düzenlenen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile edenim koşullarının davacı lehine oluştuğu, ancak taşınmazın fiili durum itibariyle su kanalı niteliğinde olduğu belirlenerek mülkiyetin tespiti kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek, davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Nedenleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle ; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde mülkiyetin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi; “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir.”
2. 6100 sayılı HMK'nın 369/1. maddesi; "Yargıtay, tarafların ileri sürdükleri temyiz sebepleriyle bağlı olmayıp, kanunun açık hükmüne aykırı gördüğü diğer hususları da inceleyebilir."
3.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “ Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İlk Derece Mahkemesince TMK'nın 713/1. maddesi uyarınca açılan tescil davalarında aynı maddenin 3. fıkrası gereğince kanuni hasım durumunda bulunan Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri yargılama giderleri ile sorumlu tutulamayacakları, bu tür davalarda davanın olumlu veya olumsuz sonuçlanmasının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle eksik harcın davacıdan alınmasına, yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup davanın niteliği ve HMK'nın 326. maddesi gereğince yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilmesi gerekirken davacı üzerinde bırakılması doğru değil ise de yargılama giderleri temyiz konusu edilmemiştir. Lakin, harç kamu düzenine ilişkin olup temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın re'sen gözetilmesi zorunludur.
Somut olayda, davalı Hazine ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle bakiye karar ve ilam harcının davalılara yükletilmesi gerekmekte ise de davalılar Harçlar Yasası uyarınca harçtan muaf bulunmaktadır. Davacı tarafın davası kabul edildiğinden aleyhine harç yükletilmesi mümkün olmadığı gibi peşin alınan harcın dahi iadesi gerekir. Bu durumda, davacı aleyhine harca hükmedilmiş olması bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, re'sen nazara alınan sebeplerle İlk Derece Mahkemesi kararının,hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılarak yerine ''Davalı Hazine ve davalı DSİ Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan karar ve ilam harcı alınmasına yer olmadığına; davacı tarafça yatırılan 251,93 TL harcın istek halinde davacıya iadesine '' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz eden harçtan muaf olduğundan, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
05.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.