Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6400 E. 2023/2374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından 20 yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliğinde olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğinin kazanımı için gerekli şartları sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde 30-40 yıllık bağ omcaları bulunması, 1984 tarihli hava fotoğraflarında tarımsal faaliyet görülmesi ve taşınmazın eğimli arazide teraslama yapılarak imar ve ihya edilmiş olması sebebiyle, davacının taşınmazı yirmi yıldan fazla süredir malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca kazanım şartlarını sağladığı değerlendirilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, 40 yılı aşkın zamandan beri malik sıfatıyla eklemeli zilyetliğinde bulunan ... ili, ... ilçesi, .../... Mahallesi 159 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kadastro çalışmaları esnasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini, dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu yerlerden olup davalı idare veya üçüncü şahıslarla ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmalarının üzerinden 10 yıl geçtiğini ve bu süre içerisinde herhangi bir itiraz yapılmadığını, davacının taşınmazda hiçbir zaman malik sıfatıyla zilyet olmadığını, taşınmazın kıraç, boş ve işgalsiz olduğunu, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, imar ve ihya yoluyla kazanımı ve zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2020 tarihli ve 2019/221E., 2020/143K. sayılı kararıyla; dava konusu yerin tarıma elverişli, imar ihyası yapılan hali hazırda tarımsal faaliyette kullanıldığı, zilyetliğinin 20 yıldan fazla olduğu ve eklemeli zilyetliğinin kesintiye uğramadığı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, kadastro çalışmaları yapıldığı sırada usulûne uygun ilan ve işlemlerin yapılmış olmasına karşın herhangi bir itiraz olmadığını, kadastro çalışmalarının üzerinden neredeyse 10 yıla yakın bir zaman geçtiğini ve dava açma hakkının ortadan kalktığını, taşınmazın bağ vasfında olduğu tespit edilmişse de bu durumun gerçekliği yansıtmadığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarında da bağ omcalarının yaşının tespitinde çelişkiler bulunduğunu, imar ihya olmadığını, düzenli kullanımın söz konusu olmadığını, akraba ve tanıdık beyanları ile tescil kararı verilmesinin hatalı olduğunu, zamanaşımı, derdestlik, yetki, görev ve kesin hüküm yönünden itirazları bulunduğunu, vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

E. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 17.12.2020 tarihli ve 2020/377 E., 2020/680 K. sayılı kararıyla; fen bilirkişisinin 16.10.2019 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen çekişmeli taşınmaz bölümünün eğiminin % 2-4 arası olduğu, teraslama yapıldığı ve teras kenarlarında toplanmış çok eski taşların bulunduğu, üzerinde 30-40 yaşlarında bağ omcalarının bulunduğu, incelemesi yapılan 1984 tarihli hava fotoğrafında tarımsal faaliyet görüldüğü, taşınmaz bölümünün kazandırıcı zamanaşımı yoluyla kazanılabilecek nitelikte olduğu ve tespit tarihinden geriye doğru 30 yıl öncesinde imar ihya edildiği, davacı yararına kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz talebinde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesindeki taleplerini tekrar ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ve 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir."

4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle,;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazineden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.