Logo

1. Hukuk Dairesi2021/6626 E. 2023/2210 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde mirasbırakan adına kayıtlı taşınmazın davalılar adına tescil edilmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, yerel mahkeme kararının hüküm fıkrasının hatalı düzenlenmesi uyuşmazlığa konu olmuştur.

Gerekçe ve Sonuç: Hüküm fıkrasında davalılar lehine olan tapu kaydının iptaline ve davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, davalılar yönünden de tapu iptali ve tesciline hükmedilmesi, ayrıca karar ve ilam harcının eksik hesaplanması doğru sicil ilkesine ve hüküm fıkrasının yazım kurallarına aykırı olması gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar, dava konusu 101 ada 45 parsel sayılı taşınmazın kök mirasbırakan Kamil Karasülüman’a ait olmasına rağmen kadastro çalışmaları sırasında davalılar adına tescil edildiğini, taşınmazın ölene kadar mirasbırakan tarafından, öldükten sonra da mirasçıları tarafından kullanıldığını, davalıların zilyet olmadıklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile kök mirasbırakan Kamil Karasülüman’ın veraset ilamındaki hisseleri oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, dedelerinin dava konusu taşınmazı hibe ettiğini, taşınmazı dedelerinin sağlığında da kendilerinin kullandığını, davacıların bu taşınmazı hiçbir şekilde kullanmadığını, dedelerinin kendileriyle birlikte yaşadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.12.2019 tarihli ve 2018/469 E., 2019/422 K. sayılı kararıyla; davalıların hibe savunmasını ispat edemedikleri, tanık deliline dayanmadıkları ve tanık bildirmedikleri, mirasbırakanın dava konusu edilen taşınmazı tespit tarihinden ölüm tarihine kadar kullandığı, geçerli bir hibenin söz konusu olabilmesi için ayrıca taşınmazın zilyetliğinin de tamamen devri gerektiği, davalı mirasçıların devam eden zilyetliğinin diğer mirasçılar adına ve malik sıfatıyla sürdürülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

... Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Nedenleri

Davalı ... istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazı dedesinin sağlığında da kullandığını, 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyetliklerinde olduğunu, davacıların dava konusu taşınmazı hiç kullanmadıklarını, mirasbırakan Kamil tarafından 2004 yılında kendilerine hibe edildiğini, ayrıca kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihin 20.09.2008 davanın ise 22.10.2018 tarihinde açıldığını, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 24.03.2021 tarihli ve 2020/853 E., 2021/446 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın kök mirasbırakan Kamil Karasülüman’a ait olduğu, davalıların hibe olgusunu ispat edemediği gerekçesiyle davalı ...’ın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A.Temyiz Yoluna Başvuranlar

... Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Nedenleri

Davalı ... temyiz dilekçesinde; taşınmazın kendileri tarafından kullanıldığını, davacıların hiçbir zaman kullanmadığını, mirasbırakan dedeleri tarafından hibe edildiğini, eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”

2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir." hükümlerini içermektedir.

3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2 ... maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı ...’ın temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

3. Ancak, hüküm altına alınan karar ve ilam harcı, hükmün infaz edilebilir olup olmaması kamu düzeninden olup, re'sen incelenmesi gerekir.

4. Mahkemece davalılar adına olan kaydın davacıların miras payları oranında iptal edilerek, veraseten iştirak olarak tesciline karar verilmesi infazda tereddüte neden olabilecektir. Doğru sicil oluşturma ilkesi uyarınca davacıların miras payı oranında iptal ve tescile, kalan payın ise davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, davalılar yönünden de tapu iptali ve tescil hükmü kurularak, dava konusu olmadığı halde davalılar uhdesinde kalan payın tescil nedeninin değiştirilmesi isabetli değildir.

5. Öte yandan, gerekçeli karara alınmaması gereken kısa karara ait bazı ifadelere gerekçeli kararda yer verilmesi, hükümde davacılar tarafından yatırılan tamamlama harcının gözetilmemesi ve dava konusu taşınmazın keşfen belirlenen dava tarihindeki değeri üzerinden karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, eksik karar ve ilam harcı alınması da isabetli değildir.

6. Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 ... maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (2) numaralı bendi hükümden çıkarılarak yerine, “... ili, ... ilçesi, ... köyünde bulunan, 101 ada 45 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının mirasbırakan Kamil Karasülüman'ın ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.12.2012 tarihli ve 2012/531 E., 2012/551 K. sayılı veraset ilamındaki davacıların miras payları oranında iptali ile aynı oranlarla davacılar adına tesciline, kalan payın davalılar üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmasına, hükmün (3) ve (4) numaralı bentlerinin tamamının hükümden çıkarılmasına, hükmün (5) numaralı bendi hükümden çıkarılarak yerine "Alınması gerekli 5.313,06 TL karar ve ilam harcından 85,39 TL peşin harç ve 1.328,26 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.413,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.899,41 TL harcın davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının davalı ...'a iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.04.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.