"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş, olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanları ... ...’ın 66 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki kök mirasbırakandan intikal eden paylarını davalı kardeşine satış yoluyla devrettiğini, temlikten sonra taşınmaz üzerine bina inşâ edildiğini, işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek çekişmeli taşınmazın tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, devrin paylaşım gereği olup mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; “...Somut olayda, kat irtifakı kurulduktan sonra mirasbırakan adına tescil edilen 8 ve 11 nolu bağımsız bölümler dava dışı kişiler adına kayıtlı olup, bu taşınmazlar bakımından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. ....Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; eldeki davada, bilirkişi heyeti yetkilerini aşarak raporlarında hakimin kararını etkileyecek biçimde hukuki nitelendirme yapmışlardır. Somut olaya gelince, davacı tanık deliline dayanmış, mahkemece tanık isimlerini bildirmesi için davacıya bir süre verilmemiştir. Hâl böyle olunca, taraf delillerinin toplanması, yukarıdaki ilkeler uyarınca inceleme yapılarak, 2 ve 5 nolu bağımsız bölümler bakımından mirasbırakanın gerçek iradesinin açıklığa kavuşturulması gerekirken bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda 2 ve 5 nolu bağımsız bölümler yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1931 doğumlu mirasbırakan ... ...’ın 14.09.2005 tarihinde ölümü ile geride mirasçı olarak ilk eşinden olma davacı oğlu ... ile dava dışı eşi ... ve ...’den olma çocukları ..., ..., ..., ... ile diğer eşinden olma kızı ...’nın kaldıkları, 66 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 1/3 ‘er paylarla mirasbırakan ... ve kardeşleri ... ve davalı ... adına kayıtlı iken 26.07.1994 tarihinde kurulan kat irtifakı sonunda, 2, 5, 8 ve 11 nolu bağımsız bölümlerin mirasbırakan adına tescil edildiği, mirasbırakanın 2 nolu bağımsız bölümü davalı ...’a, 5 nolu bağımsız bölümü ...'nın oğlu ... ...’a, 8 nolu bağımsız bölümü ... ...’a, 11 nolu bağımsız bölümü ise eşi ... ...’a 03.10.1995 tarihinde satış yoluyla temlik ettiği, 5 nolu bağımsız bölümün ise ... tarafından 13.04.2007 tarihinde davalı ...’ya satış yoluyla devredildiği anlaşılmaktadır.
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı eldeki davada, mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunun'un (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
Somut olayda; davalı, yapılan temliklerin paydaşı bulundukları 66 ada 5 parsel sayılı taşınmaz için yüklenici ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisi ve dava dışı diğer paydaşa isabet eden bağımsız bölümlerin sözleşme karşılığı yükleniciye verildiği, mirasbırakan tarafından kendisine devredilen bağımsız bölümlerin kendisine isabet eden yerler olup, temliklerin hakkın teslimi için yapıldığını belirtmiştir. Gerçekten de, davalı adına kayıtlı 1, 4, 7 ve 10 nolu bağımsız bölümlerden 4 nolu bağımsız bölümün 24.05.1995 tarihinde dava dışı ... ...’e, 1 nolu bağımsız bölümün 11.08.1995 tarihinde dava dışı ... ...’e, 7 nolu bağımsız bölümün 03.10.1995 tarihinde dava dışı ... ...’a ve 10 nolu bağımsız bölümün dava dışı ... ...’a satış yoluyla devredildiği, dava dışı diğer paydaş ... ... adına kayıtlı 3, 6, 9 ve 12 nolu bağımsız bölümlerden 3 nolu bağımsız bölümün 11.08.1995 tarihinde dava dışı ... ...’na, 6 nolu bağımsız bölümün 05.09.1995 tarihinde dava dışı ... ...’a, 9 nolu bağımsız bölümün 03.10.1995 tarihinde mirasbırakanın eşi olan dava dışı ... ...’a ve 12 nolu bağımsız bölümün ise davalı ...’nın oğlu ... ...’a devredildiği görülmektedir. Dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında; mirasbırakan tarafından yapılan temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu konusunda bir açıklama yer almadığı gibi, dosya kapsamında temliklerin muvazaalı yapıldığı hususunda somut olgular bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalıya geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.