"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasa'nın 17.maddesine dayalı olarak açılan bedel isteğine ilişkindir.
Davacı ... İdaresi vekili, ... Vakfından olan 7624 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 461/2400 payı davalı ... adına kayıtlı iken dava dışı ... ...’a satış suretiyle temlik edildiğini, 27.059,50 TL satış bedelinin davalı tarafından tahsil edildiğini, 5737 Sayılı Yasa'nın 17. maddesi uyarınca aslı vakıf olan taşınmazın vakfına dönmesi gerektiğini, ancak taşınmazdaki payın davalı tarafından 3. kişiye satılması nedeniyle vakıf hakkının bedele dönüştüğünü ileri sürerek, belirtilen bedelin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmazın geldisi olan 1160 parsel sayılı taşınmaz üzerinde vakıf şerhi bulunmamasına rağmen imar uygulamasından sonra oluşan çekişme konusu imar parseli üzerine sehven vakıf şerhinin konulduğunu, ancak daha sonra şerhin terkin edildiğini, taşınmazın aslının vakıf olmadığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece, "Hâl böyle olunca, çekişme konusu taşınmazın ilk tesisinden itibaren tüm kayıtların getirtilerek, Hazine adına kayıtlı payın iktisap nedeninin açıklığa kavuşturulması, iktisap sebebi belirlendikten sonra yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda anılan payın vakfına dönmesi koşullarının taşıyıp taşımadığının ve dolayısıyla satış bedelinin ödenmesi talebinin değerlendirilmesi, öte yandan çekişme konu taşınmazdaki Hazine payının dava dışı kişiye satıldığı 01.03.2012 tarihli ve 13045 sayılı yazıdan anlaşılmakla, anılan işlemin tapuda infaz edilmeme nedeninin de belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken anılan hususların gözardı edilmiş olması doğru değildir." gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 7624 ada 1 parsel sayılı taşınmazın öncesi, kadastral 1152 parsel (38400 m2) olup 15.01.1987 tarihinde kesinleşen kadastro mahkemesi kararı ile dava dışı 3. kişiler adına tescil edildiği, taşınmazın tapu kütüğünde vakıf şerhinin bulunduğu, dava dışı Samandıra Belediyesinin 28.02.2000 tarihli "alım – tebdil" işlemi ile 1152 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğu, 22.08.2001 tarihinde taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucunda oluşan 7624 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (315,51 m2) tamamının anılan belediye adına kaydedildiği, 02.03.2007 tarihinde ikinci kez yapılan imar uygulaması neticesinde taşınmazın aynı ada – parsel numarası ile, 461/2400 payının davalı Hazine, geriye kalan payının ise dava dışı kişiler adına tescil edildiği, Hazinenin taşınmazdaki 4163/31551 payını 28.12.2015 tarihinde dava dışı ...'ye satış suretiyle temlik ettiği, davacı ... İdaresinin taşınmazdaki davalı Hazine adına kayıtlı payın dava dışı kişiye satışı nedeniyle satış bedelinin 5737 sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca vakfı adına tahsili isteğiyle eldeki davayı açtığı, Dairenin bozma ilamından sonra satışa konu payın dava dışı ... adına tescil edildiği, öte yandan davalı Hazine adına kayıtlı 1160, 6769 ada 1 ve 2, 7629 ada 1 ile 7630 ada 1 parsel sayılı taşınmazların da çekişme konusu taşınmazla birlikte imar işlemine tabi tutulduğu, bunlardan 1160 parsel sayılı taşınmazda vakıf şerhinin bulunmadığı, davalı Hazinenin, çekişme konusu 7624 ada 1 parsel sayılı taşınmaz payının 1160 parsel sayılı taşınmazdan geldiğini, vakıf malı olmadığını savunduğu anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, bozmaya uyulmakla tarafları yararına usuli kazanılmış haklar doğar. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, bozmada işaret edilen ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak davanın sonuca bağlanmasından ibarettir.
Ne var ki; Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiş, çekişme konusu taşınmazda Hazinenin pay iktisabının dayanağı araştırılmamıştır.
Hâl böyle olunca, çekişme konusu taşınmaz ve çekişme konusu taşınmazla birlikte imar işlemine tabi tutulan 1160, 6769 ada 1 ve 2, 7629 ada 1 ile 7630 ada 1 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren tüm tedavülleriyle ve dayanak belgeleriyle (üzerindeki şerhleri de gösterir biçimde, kütük sayfaları, tapulama tutanakları, imar uygulamaları, imar parseline sıralı tescile esas dağıtım cetvelleri - ifraz-tevhit-taksim belgeleri, mahkeme kararı, resmi akitler vb.) birlikte (birbirini takip edecek, denetlenecek ve tamamının okunaklı olmasına dikkat edilecek şekilde) ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtilmesi, Hazine adına kayıtlı payın iktisap nedeninin açıklığa kavuşturulması, iktisap sebebi belirlendikten sonra anılan payın vakfına dönmesi koşullarını taşıyıp taşımadığının kısaca taşınmazın vakıf malı olup olmadığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı Hazine vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.