Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7213 E. 2023/456 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ehliyetsizlik ve hile nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin hile iddiasını tam olarak incelememesi ve eksik araştırma yapması uyuşmazlığına ilişkindir.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, hile iddiasına ilişkin taraf tanıklarının dinlenilmemesi, kredi dosyasının getirtilmemesi ve iddia/savunma çerçevesinde yeterli araştırma yapılmaması nedeniyle HMK’nın 26, 140 ve 297/2. maddeleri gözetilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil istekli davada İlk Derece Mahkemesince, davanın reddine ilişkin verilen kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili, davacının maliki olduğu 693 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki 32 nolu bağımsız bölümü 13/08/2015 tarihinde 50.000 TL bedelle davalıya devrettiğini, davacının yüksek tansiyon, diyabet ve bipolar hastası olduğunu öğrenen davalının bankalardan kredi çekeceğini, bu parayı davacıya vereceğini ve bankalara olan borcunu ödeyeceğini söyleyerek dava konusu taşınmazı devretmesi konusunda davacıyı kandırdığını, devirden sonra Ziraat Bankası Akhisar Çağlak Şubesinden 50.000 TL kredi çektiğini ancak kredi bedelinin tamamını davalının aldığını, çeşitli bankalara borçlarını ödeyeceğini beyan ettiğini, bunun karşılığında önce 28.000 TL bedelli senet aldığını, davacı ile irtibata geçen Dilan isimli kişinin ise taşınmazın iadesi konusunda yardımcı olacağını, aksi halde davalının taşınmazı başkasına devredebileceğini söyleyerek davacıyı maaş kartı ile kredi kartlarını vermeye zorladığını, davacının kartları Dilan'a verdiğini kartlardaki 5.250,00 TL’nin tamamının harcandığını, davalının 60.000 TL ödemesi halinde taşınmazı iade edeceğini söylediğini, son olarak noterden ihtar göndererek taşınmazı tahliye etmesini istediğini, ihtarnamenin 11/11/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, kandırıldığını, işlem sırasında ehliyetsiz olduğunu belirterek, 693 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki 32 nolu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının takip işleri yapan Dilan isimli kişiye başvururak sıkıntı içinde olduğunu, dava konusu taşınmazı satmak istediğini belirttiğini, bunun üzerine satış bedeli olarak 75.000 TL’ye anlaştıklarını, satış bedelinin 25.000 TL’lik kısmını peşin ödediğini, 50.000 TL’lik kısmı için kredi çektiğini, davacıdan makul sürede taşınmazı boşaltarak kendisine teslim etmesini söylediğini, davacının dava konusu taşınmazı teslim etmemesi üzerine noter kanalı ile ihtarname gönderdiğini, davacının bu nedenle eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Akhisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/02/2019 tarihli ve 2015/466 Esas, 2019/88 Karar sayılı kararıyla; davacının temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayanarak tapu iptal tescil davası açıldığını, hile hususunun değerlendirilmediğini, bu yönüyle kararın hatalı olduğunu, dosyadaki belgelerden davacının ehliyetsiz olduğunun açıkça anlaşıldığını, Adli Tıp Kurumu raporu ile Akhisar Devlet Hastanesi raporu arasında çelişki bulunduğunu, Adlı Tıp Genel Kurulundan rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, davalının eski komşuları ... yardımıyla davacı ile irtibata geçtiğini, taşınmazın devri konusunda davacıyı kandırdıklarını, bankadan yüksek miktarda kredi çekileceğini ve bu paranın davacıya verileceğini söyleyerek davacının iradesini hileli yollarla fesada uğrattıklarını, davacıya hiçbir ödeme yapılmadığını, ihtarname tebliği üzerine hilenin öğrenildiğini, fiil ehliyeti olmayan kişinin yaptığı işlemlerin batıl olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ehliyetsizlik iddiası ile ilgili araştırma yapılıp davacının işlem tarihinde fiil ehliyetinin tam olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak hile iddiası yönünden inceleme yapılmadığı gerekçesi ile davacının istinaf isteminin isteminin HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulü ile; hile iddiası da kanıtlanamadığından İlk Derece Mahkemesi karar kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince hile iddiası yönünden araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, Akhisar Devlet Hastanesinin davacının vesayet altına alınmasına ilişkin raporu ile dosyadaki tanık anlatımları göz önüne alındığında davacının işlem tarihinde fiil ehliyetini haiz olmadığının açık olduğunu, anılan raporun davacı ile yapılan uzun süreli görüşmeler sonucu heyet halinde düzenlendiğini, Adli Tıp Kurumu raporunun bu rapor ile çelişkili olduğunu, çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Genel Kurulundan rapor aldırılması yönündeki taleplerinin dikkate alınmadığını, davacının hastalıkları nedeniyle kolay kandırılabilir bir kişi olduğunu, bu durumunu bir şekilde öğrenen davalının, davacı ve ailesini yakından tanıyan davacının eski komşusu ...’ın yardımı ile davacıyla irtibata geçtiğini, davacıyı dava konusu taşınmazı devretmesi halinde bankalardan yüksek miktarda kredi çekeceğini, bu parayı davacıya vereceğini ve bu şekilde kendisine iyilik yapacağını, bankalara olan borcunu ödeyeceğini söyleyerek davacıyı kandırdığını, davalının davacıya herhangi bir ödeme yapmadığını, davacının ihtarnamenin davalı tarafça keşide edilerek kendisine tebliğ edilmesi üzerine davalının gerçek niyetini ve kendisini kandırdığını anladığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 140. maddesi ön inceleme duruşmasını düzenlemekte olup, 3. fıkrası “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür.”

HMK’nın 26. maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup, buna göre, “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Hakimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.”

HMK’nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemeleri mevcuttur.

2. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

3. Değerlendirme

1. Somut olaya gelince, 20.03.2017 ve 14.05.2018 tarihlerinde davacının yapılan muayeneleri sonucunda temlik tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğuna ilişkin Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 09.07.2018 tarihli raporu dikkate alınarak ehliyetsizlik iddiası yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.

2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazına gelince;

İlk Derece Mahkemesince 05.05.2016 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında, uyuşmazlığın ehliyetsizlik ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişki olduğuna yönelik tespit yapıldığı halde sadece ehliyetsizlik iddiası bakımından inceleme yapılarak sonuca gidilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemesince HMK’nın 26, 140 ve 297/2 maddeleri gözetilerek hile iddiası yönünden de değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması doğru ise de hile iddiası bakımından yapılan incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

Şöyle ki, ... dışındaki diğer davacı tanıklarının hile iddiası yönünden dinlenmediği, sadece davacının ehliyetsizliği iddiası yönünden beyanlarının alındığı; öte yandan, davalının cevap dilekçesinde delil olarak bildirdiği Ziraat Bankası Akhisar Çağlak Şubesinden dava konusu taşınmazda ipotek tesis edilmek suretiyle çekilen kredi dosyası getirtilmeden, hile iddiası yönünden gerekli araştırma yapılmadan ve deliller toplanmadan sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, davacı tanıklarının hile iddiası yönünden beyanlarının alınması, kredi dosyasının getirtilmesi, iddia ve savunma doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, toplanacak delillerin toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 371/1-a maddesi uyarınca İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA,

HMK’nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk

Dairesine gönderilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

25.01.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.