Logo

1. Hukuk Dairesi2021/732 E. 2022/595 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında tapu iptali ve tescil davasına konu taşınmazın mülkiyetinin ne şekilde paylaşılacağı hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerliliğinin resmi şekilde düzenlenmesine bağlı olduğu ve davacının taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını ispatlayacak resmi bir belge sunamadığı gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince verilen 11/12/2020 tarih 2018/1578 Esas 2020/1553 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; 24/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, dava konusu 209 ada 7 parsel sayılı taşınmazı davalı ile birlikte, yarı yarıya olmak üzere, toplam 170.000 TL bedelle önceki kayıt maliklerinden satın aldıklarını, payına düşen 85.000 TL satış bedelinin 65.000 TL’ sini ödeyerek taşınmazın 1/3 payını 03/12/2008 tarihinde üzerine aldığını, davalının da taşınmazın 1/3 payını 26/12/2008 tarihinde üzerine aldığını, bakiye 20.000 TL satış bedelini ödeyemediği için kalan 1/3 payın devir işlemlerinin gerçekleşmediğini, 20.000 TL satış bedelini kayıt malikine 22/10/2009 tarihinde gönderdiğini ve kayıt maliki dava dışı ...’ın da satış yetkisi içeren 23/10/2009 tarihli vekaletnameyi gönderdiğini, ancak adına düzenlenen vekaletname ile kendisi lehine satış işlemi yapamadığını, davalının ise daha sonra kayıt malikinden başka bir vekaletname temin ederek kalan 1/3 payın tamamını hile ile 26/03/2015 tarihinde üzerine aldığını, taşınmazda davalı ile yarı yarıya ortak olmaları gerekirken taşınmazın sadece 1/3 payının kendisi adına, 2/3 payının ise davalı adına kayıtlı olduğunu, durumu yaklaşık iki ay önce öğrendiğini ileri sürerek dava konusu 209 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki hisse oranlarının iptali ile kendisi ve davalı adına eşit şekilde tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, davacının ayni hakkı bulunmadığı için aktif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazın 170.000 TL satış bedelinin, yalnızca 40.000 TL’sinin davacı tarafından ödendiğini ve davacının yalnızca 1/3 pay satın aldığını, resmi satış sözleşmesinin tarafı olmayan davacının hile iddiasını ileri süremeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, davacının, dava konusu taşınmazı davalı ile birlikte yarı yarıya ortak aldığını ve 85.000 TL satış bedelini ödediğini yazılı delil ya da delil başlangıcı ile ispat edemediği gibi, hile iddiasının da usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri Özetle

2.1.Hile olgusunun ispatlandığını, kalan taşınmaz hissesinin devri için gönderilen 20.000 TL’nin davacı tarafından gönderildiğini önceki kayıt maliki ...’ın ikrar ettiğini, davalının dava dışı oğlu ...’un kendisini yanılttığını da tanık ...’ın söylediğini, Ahlat C. Başsavcılığının 2018/139 Sor. Sayılı dosyasında dinlenen tanıkların da iddiayı doğruladığını, dava konusu taşınmazın kalan 1/3 payının eşit şekilde davacı ile davalı adına tescili gerekirken davalı adına tescil edildiğini, önceki kayıt maliki ...’ın davacıya gönderdiği 23/10/2009 tarihli vekaletnamenin kaybolduğu söylenerek kayıt malikinden yeni bir vekaletname temin edildiğini, kayıt malikinin bu suretle satışa dayanak ikinci vekaletnameyi gönderdiğini, davalının oğlu olan dava dışı ...’un, kayıt malikini yanılttığını, tanık olarak dinlenen önceki kayıt maliki ...’ın beyanlarının çelişkili olduğunu, hükme esas alınamayacağını, davalının cevap dilekçesi süresinde olmadığı halde tanıklarının dinlendiğini, hilenin tanıkla ispatlandığını, posta çeki belgesinin de yazılı delil başlangıcı olduğunu, davacı tanıkları ... ile ...’ın dinlenmediğini, dava dışı önceki kayıt maliki ile davacının telefon görüşme kayıtlarının celbi, Ahlat C. Başsavcılığının 2016/203 Sor. Sayılı dosyasının ve dava dışı ...’un çalıştığı kuruma yaptıkları şikayetle ilgili disiplin soruşturmasının sonucunun da celbi gerektiğini, savcılık soruşturma dosyasında dinlenen tanıkların gerek görülürse yeniden dinlenmesini talep ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 11/12/2020 tarih 2018/1578 Esas 2020/1553 Karar sayılı kararıyla; taşınmaz satışının resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmadığı, davacı ile davalı arasında para alışverişini ortaya koyacak geçerli bir delil sunulmadığı, dava konusu taşınmazın uyuşmazlık konusu edilen hissesinin taraflar arasında bir inançlı temlik sözleşmesine konu edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Duruşma istekli istinaf ettikleri halde Bölge Adliye Mahkemesinin dosyayı duruşmasız incelediğini, bildirilen savcılık dosyalarının incelenmediğini, bir kısım tanığın dinlenmediğini, hile olgusunun tanıkla ispatının mümkün olduğunu, davaya konu hissenin devri için önceki kayıt maliki ...’a posta çeki ile 20.000 TL paranın davacı tarafından gönderildiğini, bu nedenle adı geçenin davacıya vekaletname verdiğini, taşınmazın 170.000 TL satış bedelinin 85.000 TL sini davacının ödediğini, 65.000 TL yi ödeyince taşınmazın 1/3 hissesinin davacıya geçtiğini, ancak 20.000 TL yi ödeyemeyince 1/3 payın devrinin gerçekleşmediğini, ancak davalının dava dışı oğlu ...’un, dava dışı kayıt maliki ...’dan ikinci bir vekaletname istediğini ve ikinci vekaletname ile 1/3 payın davalı adına tescil edildiğini, dava dışı ... tarafından yanıltıldığını önceki kayıt maliki ...’ın beyan ettiğini, ...’ın beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, davalının cevap dilekçesi süresinde olmayıp, davalı tanıklarının dinlenemeyeceğini, dosyaya sunulan posta çeki belgesinin yazılı delil başlangıcı teşkil ettiğini, davacı tanığı ... ve ...’ın dinlenmesi, Ahlat C. Başsavcılığının 2017/975 Sor. Sayılı, 2018/139 Sor. Sayılı ve 2016/203 Sor. Sayılı dosyalarının incelenmesi, davacı ile önceki kayıt maliki ... arasında gerçekleşen telefon görüşme kayıtlarının incelenmesi, dava dışı önceki kayıt maliki ...’ın çalıştığı kuruma yapılan şikayetle ilgili disiplin soruşturmasının sonucunun celp edilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1 Bilindiği üzere, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 705. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır. Yine aynı kanunun 706/1. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmi şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlıdır.

Öte yandan, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 237. maddesi (Borçlar Kanununun 213. maddesi) ile Türk Medeni Kanunu’nun 706. ve Noterlik Kanunu’nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu’nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre ve özellikle davacının hiçbir aşamada mülkiyetten kaynaklanan bir hakka sahip olmadığı, şahsi hakka dayalı eldeki davada iddiasını kendi âkidine karşı ileri sürebileceği ve iddianın ancak yazılı delille ispat edilebileceği gözetildiğinde yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının davacıdan alınmasına, 24/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.