Logo

1. Hukuk Dairesi2021/733 E. 2022/799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölümünden sonra gerçekleştirilen kadastro tespiti sonucu yapılan tescile karşı muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın ölümünden sonra yapılan kadastro tespitine ilişkin tutanakların askı süresinin 29 gün olması, ilanın geçersizliğini değil kesinleşme tarihinin bir gün sonrasını gerektirmesi ve davanın bu tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ERZURUM BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ile tazminat istekli dava sonunda Adilcevaz Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/05/2018 tarihli 2016/83 Esas 2018/49 Karar sayılı kararı ile davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen kararın davacılar vekili tarafından istinafı üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarihli 2018/1571 Esas 2020/1353 Karar sayılı kararı ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 07.02.2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ...... ile temyiz edilen davalılar vekili Avukat ...... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü.

I. DAVA

Davacılar, evveliyatında kök mirasbırakan ...'e ait olan taşınmazın, kadastro geçmeden önce mirasbırakan tarafından davalı oğullarına satış yoluyla temlik edildiğini, taşınmazın kadastro tespiti ile 171 ada 39 parsel numarasını alıp, mirasbırakanın oğulları olan davalılar adına 1/2’şer paylı olarak tescil edildiğini, taşınmazın daha sonra ifraz, tevhit ve kamulaştırma işlemlerine tabi tutularak farklı taşınmazların oluştuğunu, asıl amacın mirastan mal kaçırmak olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal tescil ile tazminata karar verilmesini istemişlerdir.

II. CEVAP

Davalılar, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, 3402 Sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

Tapu müdürlüğünden gelen “ Tutanakların Teslim Bordrosu” isimli belgenin 7. sayfası incelendiğinde herhangi bir evrakın teslim edilmediğini, tutanağa bağlı teslim edilen belge sayısı başlıklı kısımda teslim edilen evrak kısmının karşılığının boş olduğunun göründüğünü, onaylı pafta örneklerinin incelenmesinde ise davaya konu 171 adaya ilişkin herhangi bir pafta yahut kroki örneğine rastlanmadığını, bu durumda KK. 11. maddesinde açıkça belirtilen kanun hükmüne aykırı olarak yapılan askı ve ilan işlemleri nedeniyle hak düşürücü sürenin de oluşmayacağını, 30 gün süreyle askı ilan yapılmamış olmasının da usulsüz olduğunu, bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğini, sözlü yargılama usulüne uyulmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/11/2020 tarih 2018/1571 Esas 2020/1353 Karar sayılı kararıyla; davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkin olup, mirasbırakanın kadastro tespitinden önce 02/09/1984 tarihinde öldüğü, kadastro tespit tutanağının ise 21/01/1988 ila 19/02/1988 tarihleri arasında askıda kaldığı, kadastro tutanaklarının 30 gün yerine 29 gün askıda kalmasının ilanın geçersizliğini değil, tutanağın kesinleşme tarihinin 1 gün sonraya alınması sonucunu doğuracağı, eldeki davanın 25/05/2016 tarihinde açıldığı gözetildiğinde KK. 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle 6100 Sayılı HMK'nin 353/1-b-1. maddesi uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Kararın hukuka aykırı olduğunu, Tapu Müdürlüğünden gelen “ Tutanakların Teslim Bordrosu” isimli belgenin 7. sayfası incelendiğinde herhangi bir evrakın teslim edilmediğini, tutanağa bağlı teslim edilen belge sayısı başlıklı kısımda teslim edilen evrak kısmının karşılığının boş olduğunun göründüğünü, onaylı pafta örneklerinin incelenmesinde ise davaya konu 171 adaya ilişkin herhangi bir pafta yahut kroki örneğine rastlanmadığını, bu durumda KK. 11. maddesinde açıkça belirtilen kanun hükmüne aykırı olarak yapılan askı ve ilan işlemleri nedeniyle hak düşürücü sürenin de oluşmayacağını, 30 gün süreyle askı ilan yapılmamış olmasının da usulsüz olduğunu, bu nedenle 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemeyeceğini, sözlü yargılama usulüne uyulmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat isteklerine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, muris muvazaası iddiasına dayalı davaların, terekeye karşı yapılan haksız fiil niteliğini taşıdığından ve yolsuz tescil niteliğinde olduğundan, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceği sapma göstermeyen yargısal içtihatlar ve aynı yöndeki öğreti görüşü ile benimsenmiştir. Başka bir anlatımla, muvazaalı işlem hiçbir hüküm doğurmaz ve muvazaa nedeninin ortadan kalkması ya da bir zamanın geçmesi ile görünürdeki batıl işlem geçerli hâle gelmez. Tapu iptali yerine muris muvazaası nedeni ile tazminat istenilmesi de sonuca etkili değildir. Muris muvazaasının herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın her zaman açılabileceği kuralının istisnası mirasbırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi hâlidir. Ölümün kadastro tespitinden önce gerçekleşmesi halinde mirasçılar tarafından açılacak davanın kadastro tespitinin kesinleşmesi tarihinden itibaren 3402 Sayılı Kanun’un 12/3.maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması zorunludur. Aksi halde, davanın hak düşürücü süre geçtiğinden reddi gerekir. Öte yandan; askı ilanının 30 gün yerine 29 gün olarak bir gün eksik süreyle yapılması halinde, usul ve şekle ilişkin bu eksikliğin, yapılmış ilanın yok hükmünde sayılmasını değil, sadece tutanağın kesinleşme tarihinin bir gün sonraya ertelenmesi sonucunu doğuracağı da açıktır.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, III ve IV.3 paragrafta belirtilen kararın verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 21,40-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 07/02/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.