Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7566 E. 2023/670 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

KARAR : Reddine

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve vekalet ücreti düzeltilerek davanın reddine verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, bir anlık boşluğu ve kandırılması sureti ile 4024 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümünün davalı oğluna devri için vekaletname düzenlediğini, birlikte yaşadığı davalı oğlunun taşınmazı devretmesi halinde kendisine ve eşine bakacağını söylediğini,

temlik için bedel almadığını, devirden 1 yıl sonra davalının kendisine ve eşine kötü muamelede bulunduğunu, aynı evde olmalarına rağmen davalının değil dava dışı kızının kendilerine yemek getirdiğini, yemek getiren kızını ve kendisini davalı ile eşinin darp ettiklerini, eşinin de sağlık sorunları olduğunu, kendilerine bakılmadığını, davalının bakacağını söyleyerek kendisini kandırdığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde, taşınmazı 59.000,00 TL bedeli elden ödemek suretiyle satın aldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, devrin vekaletname ile olmadığını, davacının bizzat taşınmazı temlik ettiğini, davacı annesine ve babasına ölene kadar bakacağına dair bir söz vermediğini, yine de birlikte yaşadıklarını ve bakımlarının kendisi tarafından yapıldığını, davacının sonradan yaşanan olayları anlatarak hileye uğradığını iddia ettiğini, 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davanın hata, hile, gabin hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğunu, hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı olmadığını, hata ve hile ile gabin gibi hukuki işlemlerde irade bozukluğu ve aşırı yararlanma iddialarının yazılı belge olmasa bile tanıkla ve her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğunu, davanın ispatlandığını, tarafınca hazır edilen tanıkların bir kısmının dinlendiğini, tanık Nuriye ve Mücella'nın beyanlarında temlikin nasıl gerçekleştiğini anlattıklarını, zaman zaman bazı şeyleri hatırlamadığı, akıl sağlığının gidip geldiği hususunda araştırma yapılmadığını, davalı tarafından kendisine ve eşine ölünceye kadar bakılacağı şeklinde ki ısrarlı beyanlarla kandırıldığını, kandırıldığını 30.04.2017 tarihinde kendisinin davalı tarafından darp edilmesi, sövülmesi ve yerde sürüklenmesinden sonra anladığını, davalının bu konuda ceza da aldığını, davalının taşınmazın bedelinin ödeyecek ekonomik gücü olmadığı gibi bedeli ödendiğine dair belge de sunamadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle, mahkeme tarafından davanın reddine karar verildiğini, dava konusu taşınmazın değerinin bilirkişi raporuyla belirlendiğini, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek kararın vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı oğluna temliki işleminin iradi olarak bizzat davacı tarafından gerçekleştirilmiş olduğu, davalının iradesinin hile ile fesada uğratılmadığı, iradesine uygun olarak taşınmazı resmi satış işlemiyle davalı oğluna temlik ettiği, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki harca esas değerinin 270.000,00TL olarak hesaplandığı, davacının adli yardımdan yararlandığı gözetilerek davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve vekalet ücreti düzeltilerek davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davanın hata, hile, gabin hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğunu, dinlenilen tanık beyanları ile hile iddiasının ispatlandığını, bir kısım tanıklarının talep etmelerine rağmen dinlenilmediğini, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğini, mahkeme gerekçesinin davanın reddi için yeterli olmadığını, temliki nasıl yaptığını dahi hatırlayacak durumda olmadığını, kandırılmaya müsait olduğunu, tanıkların da bu yönde beyanda bulunduklarını, aklının gelip gittiği hususunun araştırılmadığını, muvazaa değil hata ve hilenin söz konusu olduğunu, kandırıldığını 30.04.2017 tarihinde kendisinin davalı tarafından darp edilmesi, sövülmesi ve yerde sürüklenmesinden sonra anladığını, davanın bakacağını söylemesine rağmen kendilerine bakmadığını, davalının ceza mahkemesi kararı ile ceza aldığını, hilenin her türlü delil ile ispat edilebileceğini, kendisine bedel ödenmediğini, davalının taşınmazı ödeyecek durumu olmadığını, vekalet ücretinin düzeltilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, hile hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere, hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 36 ncı maddesinin 1 inci fıkrasında açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.

Hile, her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.

6100 sayılı HMK'nın hukuki dinlenilme ... başlıklı 27 inci maddesinde; “Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir.”

6100 sayılı HMK’nın 240 ıncı maddesinin ikinci fıkrasında; "Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar. Bu listede gösterilmemiş olan kimseler tanık olarak dinlenemez ve ikinci bir liste verilemez." aynı Kanun'un 241 inci maddesinde ise; “Mahkeme, gösterilen tanıklardan bir kısmının tanıklığı ile ispat edilmek istenen husus hakkında ... derecede bilgi edindiği takdirde, geri kalanların dinlenilmemesine karar verebilir.” hükmü düzenlenilmiştir.

3. Değerlendirme

1. Dosya içeriğinden; davacının kayden maliki olduğu 4024 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 6 numaralı bağımsız bölümünü 05.07.2013 tarihinde 59.000,00 TL bedelle davalı oğlu ...'e temlik ettiği, davacının 07.06.2017 tarihli dilekçe ile tanık olarak ... ve ... isimlerini bildirdiği, 03.08.2017 tarihli dilekçesi ile de ..., ..., ..., ..., ... isimlerini tanık olarak bildirdiği, davacının ilk tanık listesinde bildirdiği ...'un dinlenilmediği anlaşılmıştır.

2. 6100 sayılı HMK'nın 240 ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha önce tanık bildirmiş olan taraflarca ikinci tanık listesi verilmesi halinde bu listede yer alan tanıklar dinlenemez. İkinci tanık listesinin verilemeyeceğine ilişkin bu kesin kural, kamu düzeninden olup, hâkim tarafından re'sen nazara alınır.

Somut olayda, davacı tarafından sunulan ikinci listede isimleri yer alan tanıkların dinlenilmesi doğru olmadığı gibi ilk tanık listesinde yer olan tanık ...'un dinlenilmemesi de hatalıdır.

3. Hal böyle olunca, davacı tarafın ilk tanık listesinde yer alan tanık ...'un dinlenilmesi, ikinci tanık listesindeki tanıkların beyanlarının hükme esas alınmaması, dosya kapsamında yer alan tüm delillerin yukarıdaki ilkeler doğrultusunda yeniden değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.