"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Kısmen Kabul/Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manavgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu Antalya ili, Manavgat ilçesi, Aksaz mahallesi, 124 sayılı parselde, müvekkilinin 3/64 hissesi bulunmakta iken, annesinin vefatı ile toplam hissesinin 1/16 olduğu, 05.03.2012 tarihinde, davacı tarafından 1/64 payının devredildiği zannedilerek, kardeşi davalı ...'e hisselerinin tapuda satışının yapıldığı, oysa davacıya ait tüm hisselerin (1/16) devrinin gerçekleştiği, davacının okuma yazma bilmemesinden kaynaklı olarak aldatıldığını, davalı ... tarafından, tüm hisselerin önce kardeşi davalı ...’e, daha sonra da Latif’in oğlu diğer davalı ...’ya devredildiğini, taşınmaz hissesinin üzerine kayıtlı olduğu davalı ...’nın yakın akraba olduğunu, bu nedenle iyi niyetli olmadığını ileri sürerek, davalı ...’nın üzerine kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına, üzerindeki ipoteklerden ari olarak tesciline, aksi kanaat halinde, keşif sonucunda bilirkişi tarafından belirlenecek olan taşınmaz hissesinin ve üzerindeki zeytin ağaçlarının rayiç bedeli olan tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı asil ve vekili, 11.02.2020 tarihli celsede, tapu iptal ve tescil talebinden feragat ettiklerini, tazminat talebi yönünden karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın hileye dayalı tapu iptal ve tescil isteminde bulunduğunu, bu nedenle 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, davalı ...’nın, davalı ...’in ortaklığın giderilmesi davası açması ve ağaçlarının bulunduğu ve yatırım yaptığı taşınmazın satılmasını istememesinden dolayı, davalı ...’ten hisselerini satın aldığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı ..., 13.06.2019 tarihli celsede, davacı ...’nin kardeşi olduğunu, davacının, dava konusu yerde 500 m2 alanı satmak için kendisine teklifte bulunduğunu, tapuda 500 m2’lik yerin devrinin olduğunu zannettiğini, kendi açtığı ortaklığın giderilmesi davası sonrası, diğer davalıların teklifi ile kendi hisselerini diğer davalılara devrettiğinde, davacı ...’nin tüm payının kendisine devredilmiş olduğunu anladığını, bu yanlışlığı diğer davalılara da açıkladığını ileri sürerek, davacı tarafından açılan davayı kabul etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm devir işlemlerinin yakın akrabalar arasında olduğu ve tüm davalıların ilk satış anında taraf iradelerini bilmelerinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, ilk satıştaki iradenin 500 m2 yerin satışı ile ilgili olduğu, hissenin kalan kısmının satışının yapılmadığı, yakın akraba olan tüm davalılara elde edilen delillerde bu hususu bildikleri ancak davacının mağduriyetinin gidermedikleri anlaşıldığından, davacının tapu iptali tescil talebinden vazgeçip bedeli tahsil yönünden hüküm kurulmasını istediği dikkate alınarak, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, hileye dayalı tapu iptal ve tescil davasının 1 yıl içinde açılması gerektiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini, müvekkillerinin, diğer davalı ...'in ortaklığın giderilmesi davası açması üzerine yatırım yaptıkları taşınmazların satılmasını istemediğinden dolayı ...'in taşınmaz üzerindeki hisselerini satın aldığını, davacının tapu iptali ve tescil davasından feragat etmesine rağmen kendi lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde, davanın hileye dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğunu, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığını, diğer davalı ... tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılması üzerine, müvekillerinin satın alma talebinde bulunduğunu, davacı ile davalı arasındaki tapu işleminde müvekkillerinin üçüncü kişi konumunda olduğunu, herhangi bir hileli işlem varsa bundan diğer davalı ...'in sorumlu olması gerektiğini, davanın müvekkileri yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının tapu iptal ve tescil davasından feragat etmesine rağmen, yanlızca alacak davasından reddedilen kısım üzerinden lehlerine vekalet ücreti hükmedildiğini, tescil davası yönünden de vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, hükmün bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hile ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, kabul edilmediği takdirde tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
2. Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1024. maddesinde; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.
Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.
Böyle bir tescil yüzünden aynî ... zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.";
Düzenlemesi mevcuttur.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 4.365,81 TL bakiye onama harcının temyiz edenlerden alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.02.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.