"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2016/5737 Esas, 2019/123 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; ... ili, ... ilçesi, ... köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün maliki olduğu 147 ada 3 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili; davaya konu taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunmadığı gibi niteliği gereği zilyetlikle edinilmesinin de mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2015 tarihli ve 2014/220 Esas, 2015/267 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulüne, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.05.2015 tarihli rapor ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 19,39 metrekare yüz ölçümlü yolda kalan taşınmaz kısmının davacıya ait 147 ada 3 parsel sayılı taşınmaz tapusuna eklenmek suretiyle tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 22.01.2019 tarihli ve 2016/5737 Esas, 2019/123 Karar sayılı kararıyla; TMK'nın 713/4. ve 5. fıkraları gereğince yapılması gereken yasal ilanlar yapılmadan davanın esası hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozma Kararına Uyularak Verilen Karar
... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.12.2020 tarihli ve 2019/198 Esas , 2020/504 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaz kısmında davacı lehine kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma kararına uyulmasına rağmen bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmaksızın yeniden yargılama ve keşif yapılması akabinde davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, bozma kararının sadece ilan yapılmamasından kaynaklı olup yeni bir keşif yapılmasını içermediğini, Mahkemece esas alınan bilirkişi raporunda mahalli-tutanak bilirkişisi ve tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, mahalli bilirkişiler ... ve ... ile tanıklar ... ve ...'un beyanlarından iddialarının doğruluğunun ispat edildiğini,hükme esas alının bilirkişi raporunda davacının sahip olduğu 147 ada 3 parselde kain taşınmazın 1960 ve 1973 yıllarına ait fotoğraflarda ev olmadığı yönündeki değerlendirmeye de katılmadıklarını, nitekim tanıkların 25 yıl öncesinde dahi ev olduğu yönünde beyanda bulunduklarını ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
2. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. ” hükümlerini içermektedir.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı HMK’nın geçici 3/2 maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un uygulanacağı davalar yönünden HUMK’un 428. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna ve bozma kararına uygun olup davacının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
1086 sayılı HMUK’un 440/III-1. maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.