Logo

1. Hukuk Dairesi2021/7850 E. 2022/4628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yaptığı temliklerin muvazaalı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın bakım ihtiyacı içinde olduğu, davalı tarafından bakımının üstlenildiği ve mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil, gerçekten bakılma amacıyla hareket ettiği gözetilerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yapılan temliklerin muvazaalı olmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : İZMİR 11. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis davası sonunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükmün Dairece bozulması üzerine, verilen direnme kararı asıl ve birleştirilen davada davalı vekilince süresi içinde temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Asıl ve birleştirilen davada davacılar; boşanmış ve çocuksuz olarak ölen mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 3525, 435 ada 328, 418 ada 40 parsel sayılı taşınmazlar ile 8271 ada 13 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1, 2 ve 6 no.lu bağımsız bölümleri, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya temlik ettiğini, mirasbırakanın hukuki işlem ehliyeti bulunmadığını, mirasbırakan henüz sağ iken davalının 1 ve 6 no.lu bağımsız bölümleri üçüncü kişiye sattığını ileri sürerek Bornova’da bulunan asıl dava konusu 435 ada 328 parsel sayılı taşınmaz ile 8271 ada 13 parselde bulunan 2 no.lu bağımsız bölümün ve Urla’da bulunan birleştirilen dava konusu 3525 parsel ile 418 ada 40 parsel sayılı taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmazsa tenkisini istemişlerdir.

II. CEVAP

Asıl ve birleştirilen davada davalı, mirasçı olmadığını, mirasbırakanla geçerli şekilde yapılan ölünceye kadar bakma sözleşmesi uyarınca bakım görevini yerine getirdiğini, saklı paylı mirasçı olmayan davacıların tenkis isteklerinin dinlenemeyeceğini, mirasbırakanın mal kaçırma iradesiyle hareket etse idi bağış yoluyla temliki yapabileceğini, zira bu durumda davacıların böyle bir dava açma hakları olmayacağını, ancak hasta ve yaşlı olan mirasbırakanın asıl amacının bakılmak olduğunu, mirasbırakanın fiil ehliyeti bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu raporuyla anlaşıldığı, ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, saklı paylı mirasçı olmayan davacıların tenkis de isteyemeyecekleri gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Kaldırma Kararı

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/01/2017 tarihli ve 2018/2742 E. 2021/1482 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın hukuki işlem ehliyeti konusunda Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınması gerektiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar

İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24/10/2017 tarihli ve 2017/57 E. 2017/305 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu Genel Kurul raporuyla da anlaşıldığı, ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya yapılan temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olmadığı, saklı paylı mirasçı olmayan davacıların tenkis de isteyemeyecekleri gerekçeleriyle asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.

4.Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

5. Gerekçe ve Sonuç

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 02/03/2018 tarihli ve 2018/140 E. 2018/333 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğu, ancak ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yapılan temliklerin bakım borcunun karşılığını aşar miktarda olup, mirasbırakanın davacılarla arasının iyi olmadığı da gözetildiğinde temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 16/03/2021 tarihli ve 2018/2742 E. 2021/1482 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Somut olaya gelince, mirasbırakanın sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporlarıyla sabit olduğu, saklı paylı mirasçısı bulunmayan mirasbırakanın bir kısım mirasçı kardeşi ve yeğenleri tarafından eldeki davanın açıldığı, toplanan deliller, tanık beyanları ve mirasbırakanın kısıtlanması için açılan vesayet davasında mirasbırakanın alınan beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, 76 yaşında, tekerlekli sandalyeye mahkum olarak ve tek başına yaşayan mirasbırakanın sözleşme tarihinden önce de kendisiyle ilgilenen davalıyla bakım sözleşmesi yapmakta haklı ve makul nedeninin bulunduğu, sözleşme tarihinden sonra mirasbırakan ile bakım borçlusu davalının aynı evde yaşadıkları, mirasbırakanın içinde bulunduğu koşullar nazara alındığında bakım ihtiyacı içinde olduğunun ve davalı tarafından bakım görevinin yerine getirildiğinin tartışmasız olduğu, mirasbırakanın mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla hareket etmiş olsa idi, çekişmeli taşınmazları bağış yoluyla ya da ölüme bağlı tasarrufla davalıya temlik edebileceği, bu durumda saklı paylı mirasçı olmayan davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak eldeki davayı açamayacakları, ne var ki; mirasbırakanın ivazlı sözleşmelerden olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmayı tercih ettiği, davacılarla ve dava dışı akrabaları ile iletişimi olmayan mirasbırakanın davalıyı ise kızı gibi gördüğü, davalıyla sözleşme yapmaktaki amacı bakılmak olan mirasbırakanın, mal kaçırmak iradesiyle hareket ettiğinden söz edilemeyeceği, çekişmeli taşınmazların davalıya temlikinin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 25/06/2021 tarihli ve 2021/1119 E., 2021/1166 K. sayılı kararıyla; ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yapılan temliklerin bakım borcunun karşılığını aşar miktarda olup, mirasbırakanın davacılarla arasının iyi olmadığı da gözetildiğinde temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Direnme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde asıl ve birleştirilen davada davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

Asıl ve birleştirilen davada davalı vekili; direnme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının mirasbırakanın ne evladı, ne yeğeni, ne de akrabası olduğunu, mirasbırakanın bakım ihtiyacının bulunduğunun da dosyada sabit olduğunu, davacıların hiçbirisinin saklı payı, mahfuz hissesinin bulunmadığını, muris ...'ın mallarının tamamını bağışlama hakkı bulunduğunu, davalının mirasbırakanın bakımını üstlendiğini, mirasbırakanın da bakılma koşulu ile dava konusu taşınmazlarını davalıya devrettiğini, mirasbırakanın mirasçıları aldatmak için bir nedeninin bulunmadığını, davalının bakım borcunu yerine getirdiğini, mirasbırakanın tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek, hükmün bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl ve birleştirilen dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tenkis isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1.Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

6.3. Değerlendirme

Somut olayda, mirasbırakanın sözleşme tarihinde fiil ehliyetini haiz olduğunun Adli Tıp Kurumu raporlarıyla saptandığı, saklı paylı mirasçısı bulunmayan mirasbırakanın bir kısım mirasçı kardeşi ve yeğenleri tarafından eldeki davanın açıldığı, toplanan deliller, tanık beyanları ve mirasbırakanın kısıtlanması için açılan vesayet davasında mirasbırakanın alınan beyanları hep birlikte değerlendirildiğinde, 76 yaşında, tekerlekli sandalyeye mahkum olarak ve tek başına yaşayan mirasbırakanın sözleşme tarihinden önce de kendisiyle ilgilenen davalıyla bakım sözleşmesi yapmakta haklı ve makul nedeninin bulunduğu, sözleşme tarihinden sonra mirasbırakan ile davalının aynı evde yaşadıkları, mirasbırakanın bakım ihtiyacı içinde olduğunun ve davalı tarafından bakım görevinin yerine getirildiğinin tartışmasız olduğu, mirasbırakanın mal kaçırmak amacıyla hareket etmiş olsa idi, çekişmeli taşınmazları bağış yoluyla ya da ölüme bağlı tasarrufla davalıya temlik edebileceği, bu durumda saklı paylı mirasçı olmayan davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak eldeki davayı açamayacakları, ne var ki; mirasbırakanın ivazlı sözleşmelerden olan ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapmayı tercih ettiği, davacılarla ve dava dışı akrabaları ile iletişimi olmayan mirasbırakanın davalıyı ise kızı gibi gördüğü, davalıyla sözleşme yapmaktaki amacının bakılmak olduğu, mal kaçırma iradesiyle hareket ettiğinden söz edilemeyeceği, temliklerin muvazaalı olmadığı sonucuna varılmaktadır.

Hal böyle olunca, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma kararı yerindedir.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; bozma kararının düzeltilmesine gerek görülmediğinden, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nın 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca görevli Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 08/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.