Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8065 E. 2023/2696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescili talebi üzerine, davacının zilyetlik şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının zilyetliğinin niteliği ve süresi konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan hüküm kurması, özellikle de taşınmazın konumu, üzerindeki yapının inşa tarihi ve davacının zilyetliğinin başlangıcı gibi hususların tam olarak aydınlatılmaması, bozma kararında belirtilen hususlara uyulmaması ve eksik inceleme ile yetinilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek temyiz istemlerinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil istekli davada bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., ... ilçesi, ... mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın üzerine otuz yıl kadar önce ev yapıp o günden beri ikamet ettiğini, nizasız fasılasız zilyetliğin devam ettiğini belirterek, taşınmazın adına tescilini talep etmiş, aşamada ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil olmuşlardır.

II. CEVAP

Davalı Hazine, dava konusu taşınmaz üzerinde tek katlı yığma bina olduğunu, taşınmazın Devlet'in hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu, zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 23/05/2013 tarihli ve 2012/422 Esas, 2013/352 Karar sayılı kararı ile; dava konusu taşınmazda davacının 30 yılı aşkın zamandan beri nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyetliği bulunduğu, taşınmaz üzerine ev yapıp ikamet ettiği, binanın 30-35 yıllık olduğu, çevresinin sabit sınırlı olup, devletin hüküm ve tasarrufunda kalan yerlerden olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 14.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22,63 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 12.05.2014 tarihli ve 2014/8862 Esas, 2014/9232 Karar sayılı kararıyla; “... Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 30.10.2013 tarihli ve 2013/10295 Esas, 2013/10029 Karar sayılı kararıyla; “...Dava, TMK'nın 713. maddesi uyarınca açılan tescil davası niteliğindedir. Davanın, davalı Hazineyle birlikte taşınmazın bulunduğu ... Belediyesi Tüzel Kişiliğine de yöneltilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca; mahkemece; davacıya süre verilerek ... Belediyesi Tüzel Kişiliğinin davaya dahil edilmesinin sağlanması, bundan sonra iddia ve savunmalar doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın esasa girilerek hüküm kurulması isabetsizdir” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 16/12/2014 tarihli ve 2014/660 Esas, 2014/1159 Karar sayılı kararı ile; usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ilk karardaki gerekçeler ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

D. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 20.03.2019 tarihli ve 2016/6581 Esas, 2019/2033 Karar sayılı kararıyla; “... Somut olayda dava, Hazineye husumet yöneltilerek açılmış, bozma sonrasında ise ... davaya dahil edilmiştir. Ne var ki; karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi gereğince çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu ... Büyükşehir Belediyesi’nin sınırları il mülki sınırları olarak belirlendiğinden, davada ilgili kamu tüzel kişisi olarak yer alması gereken ... davaya dahil edilerek yöntemince taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkilinin sağlanması dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan davanın esasına girilemez. Hal böyle olunca, öncelikle davacıya ...'nı davaya dahil ederek taraf teşkilini sağlaması hususunda süre ve imkan tanınmalı; taraf koşulunun sağlanması halinde yasal hasım olan ...’nın davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

E. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin tarih ve sayısı yukarıda belirtilen kararı ile; usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, ilk karardaki gerekçeler ile davanın kabulüne, 14.12.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 22,63 metrekarelik taşınmaz bölümünün dahili davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ve davalı ... vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın köy içinde ve yol boşluğunda olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı zilyetlik ile kazanmasının mümkün olmadığını, taşınmazın imar planında da yol olarak ayrıldığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

Davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın köy içinde ve yol boşluğunda olduğunu, davacının dava konusu taşınmazı zilyetlik ile kazanmasının mümkün olmadığını, uygulamada yol olarak görünen bu yerin imar ihya işlemi ya da olağanüstü zamanaşımı zilyetliği ile kazanılmasının mümkün olmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, yörede yapılan kadastro sırasında “yol olarak” tescil harici bırakılan taşınmazın tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

2. Aynı Kanunun 17. maddesinin ilgili kısımları şöyledir "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14 üncü maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde hazine adına tespit edilir."

3. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin ilgili kısımları şöyledir; "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."

3. Değerlendirme

1. Davacı, ... ilçesi, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında paftasında yol olarak gösterilen taşınmazın bir bölümü hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescili istemiyle dava açmış olup, keşif sonucu düzenlenen fen raporunda dava konusu edilen yerin toplam 22.63 m2 yüzölçümlü olduğu ve bitişiğinde 165 parselin bulunduğunun tespit edildiği, inşaat bilirkişisi raporunda krokide dava konusu edilen ve A harfi ile gösterilen kısmın üzerinde tek katlı, yığma bina bulunduğunun ve binanın inşaat alanının 22,63 m2 olduğunun belirtildiği, keşif mahallinde dinlenen davacı tanığı ... ... ...’in dava konusu yerin bulunduğu mahalleye 35 yıl öce taşındığını ve tek katlı binanın o dönem dava konusu yerde bulunduğunu, diğer davacı tanığının dava konusu yerdeki binanın 1960’lı yıllarda yapıldığını ve inşa edildiğinden beri davacı tarafından kullanıldığını ifade ettiği; inşaat bilirkişisi raporunda ise, tek katlı yığma binanın 30-35 yıllık olduğunun belirtildiği, dava konusu yerin bitişiğinde bulunan 165 parsel sayılı taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile davacı adına 1972 yılında tespit ve tescil edildiği, davacının 165 parseli 26/09/2001 tarihinde dava dışı bir kişiye temlik ettiği, inşaat bilirkişisi raporunda yer alan fotoğraflardan 165 parsel üzerinde de dava konusu binaya bitişik yığma ... bulunduğu anlaşılmaktadır.

2. Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacının 30 yılı aşkın zamandan beri nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyetliği bulunduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükme yeterli bir araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.

3. Hal böyle olunca; mahallinde, elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve davacı tanıkları ile harita mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişiler ve davacı tanıklarından, çekişmeli taşınmaz bölümünün bitişiğinde yer alan 165 parsel üzerindeki yığma yapının ne zaman inşa edildiğinin ve dava konusu yerin 165 parselin devamı niteliğinde bulunup bulunmadığının, diğer bir anlatımla dava konusu yerdeki 22,63 m2 lik tek katlı binanın evvelden beri 165 parselin sınırları içinde kalan bir yer olduğu halde kadastro tespiti sırasında yolun devamı olarak tescil harici mi bırakıldığı, yoksa kamu malı niteliğindeki yol iken davacı tarafından tek katlı yığma bina inşa edilmek suretiyle zilyet edilmeye mi başlandığı ve özellikle anılan binanın ne zaman yapıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, beyanlar arasında çelişki oluştuğu takdirde yöntemine uygun şekilde bu çelişkiler giderilmeye çalışılması; harita mühendisi bilirkişiden, tescile konu taşınmazın sınırlarının kadastro paftası üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve yine temin edilebilecek en eski uydu fotoğrafları ile taşınmazın bulunduğu kadastro paftası çakıştırılmak suretiyle tescile konu bölüm üzerinde bulunan tek katlı yığma binanın uydu fotoğraflarında görünüp görünmediği hususlarında ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmesi; inşaat bilirkişisinden, tescile konu yerdeki binanın ne zaman yapıldığını saptayacak nitelikte rapor hazırlatılması ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı lehine TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerinde düzenlenen zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davalı Hazine vekilinin, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönden kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın yatıran tarafa iadesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

18.05.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.