Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8082 E. 2023/3440 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davada, mahkemenin delilleri değerlendirme ve araştırma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların delilleri ve iddiaları tam olarak araştırılmadan, tapu kayıtları, kroki ve hava fotoğrafları gibi delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi eksik bırakılarak, çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar dava dilekçesinde özetle; kendisinin ... köyünden olduğunu, ve ...'dan geldiğini, davalı olarak bildirdiği şahısların 1960 yılından bu zamana kadar ... ... Köyü diye dava açtıklarını, şimdi ise yeniden kadastro da kendilerine yazdırdıklarını, elindeki tarlaları ... ... ... Mahallesi'ne yazdırdığını, bu şahısların çok eskiden babasının eniştesinin kaynı diye oraya yayla yapmak için yerleştiklerini ve dedesi öldükten sonra gittiklerini, 15 sene sonra ... ...'a gelince oraya yerleştiklerini, ...'ın ...'e kendisinin diye el koyduğunu, 70 yıldır dedeleri olan ... ve ...'a ait olan taşınmazın kendisine kaldığını, ancak taşınmaza davalının sahip çıktığını, ...'ın elindeki tarlaların iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılardan ... ve ... cevap dilekçesinde özetle; tüm belgelerin ve tapulu yerleşimlerin kendilerine ait olduğunu ve tapu siciline işlem gördüğünü, genel kadastro taramasında eski tapu kayıtları göz önüne alınarak yeni tapuların taraflarına verildiğini, Kadastro Mahkemesinde davalarının devam ettiğini, haklarında açılan davayı kabul etmediklerini, davacıların vermiş olduğu dilekçenin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklara hem kadastro tespitine konu 02.10.1972 tarihli, cilt:75, sayfa:87, no:1, 17.5.1973 tarihli cilt:76, sayfa:36 no.13, 19.10.1973 tarihli cilt:76 sayfa:98, no:9 numaralı, sınırları aynı bulunan eski tapular ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1982/57 Değişik ... sayılı dosyasındaki krokinin (sınırları tapular ile aynı olmakla) sorulduğu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile fen bilirkişisi raporu ve kadastro tespitine dayanak yapılan tapu kayıtları ile krokinin müşterek olan sınırlarının dava konusu taşınmaza ait olmadığının anlaşıldığı, mahalli bilirkişi ve tanıkların müştereken dava konusu taşınmazın davacının babasında kalan yerler olduğu, babasının bu taşınmazları ömrü boyunca aralıksız olarak ekip biçtiği, ölümünde sonra yerlerin mirasçılarına intikal ettiği, aralarında taksim yaptıkları ve yerin davacıya düştüğü, davalıların veya murislerinin dava konusu taşınmazda evvelden beri hiçbir fiili kullanımlarının olmadığı, davacı yönünden kazandırıcı zamanaşımı ile zilyetlik ve irsen intikal ile rızai taksim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalılar ... ve ... istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde bulunması gereken unsurların davacının dava dilekçesinde bulunmadığını, tarafların adı ve soyadı ya da unvanı gösterilmediği, taraf teşkil edilemediğinden davanın görülmesinin mümkün olmadığını, davalının adresi yoksa dilekçe tebliğ edilemeyeceğinden davaya devam edilemeyeceği, mahkemenin kesin süre verdiğini, bu süre zarfında eksikliklerin giderilmesi gerektiğini ancak davacı tarafın bu süre zarfında eksikliklerini gidermediğini, dava konusu yere ait Tapu Sicil Müdürlüğünde bulunan tapularının işlem gördüğünü, davacıların bunu bildiğini, kararların mahkemeye sunulduğunu ancak mahkemenin bunu dikkate almadığını, fen bilirkişileri ve mahalli bilirkişilerin kimler olacağının bilinmediğinden itiraz edemediklerini, mahalli bilirkişilerin davalılar ile dava gören ve husumet barındıran kişiler olup keşif günü vermiş oldukları beyanların gerçeği yansıtmadığını, aynı zamanda mahalli bilirkişiler ile davacıların akraba olduklarını, dava dosyasının oldukça hacimli olduğu ancak, incelendiğinde davacıların tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından başka delilleri olmadığını öne sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli 130 ada 4 parselin davacının babasından geldiği, mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda davacıya kaldığı, davalıların dayandıkları tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazlara uyduğunun ispatlanamadığının yapılan keşifte alınan mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarından anlaşılmasına göre davalılar ... ve ...'ün istinaf başvurusunun HMK 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalılar temyiz dilekçesinde özetle, davacıya ait 3/24 payın 1/6 payın eşi ... hariç çocukları ...ve ...'ya ait 3/24 payın 19.10.1973'te davacı ...'a satıldığı, davacıya ait 3/24 payın ... ile ... murisi ...'e geçtiği, 18.06.1974'te satarak taşınmazla tüm alakasını kestiği, tapu kaydının taşınmaza uymadığı, taşınmazın davacının babasından kaldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, tapu kaydında olan taşınmazların 05.08.1992 tarihli krokide gösterildiği, keşifte hem vazgeçtiği, hem de tespite esas tapu kaydında alıp pay sattığı taşınmazın neresi olduğunun sorulmadığı, yerin fen bilirkişi raporunda işaret edilmediği, taşınmazın da uzun yıllardır kullanılmadığı, keşifte dilenen mahalli bilirkişi ve tanıklarla ihtilaflı oldukları, mahalli bilirkişi ve tanıkların keşifte bilerek taşınmazın mevkiisine ... mevkii dedikleri, esasen taşınmazların tamamının ... mevkiinde olduğunu, ...'nun semt ve tarla ismi olduğu belirtilerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

2.1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."

2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun14. maddesinin ilgili kısımları şöyledir: "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.

2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 20. maddesi şöyledir:

“Tapu kayıtları ile diğer belgelerin kapsadığı yeri tayinde;

A) Kayıt ve belgeler, harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise, harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur.

B) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar mahalline uygulanabiliyor ve bu sınırlar içinde kalan yer hak sahibi tarafından kullanılıyor ise, kayıt ve belgelerde gösterilen sınırlar esas alınarak tespit yapılır.

C) Harita, plan ve krokiye dayanmayan kayıt ve belgelerde belirtilen sınırlar, değişebilir ve genişletilmeye elverişli nitelikte ise, bunlarda gösterilen miktara itibar olunur. Ancak değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlardaki taşınmaz malların kayıtları, fizik yapıları ve konumları itibariyle belli bir yeri kapsıyorsa, tespit o sınır esas alınarak yapılır.

D) Hazinece, özel kanunlar hükümlerine göre değişmez ve genişlemeye müsait olmayan sınırlarla miktar üzerinden satılan, tefviz veya tahsis veya parasız dağıtılan taşınmaz mallarda çıkan fazlalık, taşınmaz malla birlikte satış, tefviz, tahsis ve dağıtım tarihinden itibaren on yıl geçmiş ise, miktarına bakılmaksızın kayıt sahibi adına tespit edilir."

3. Değerlendirme

1. Kadastro sonucu 130 ada 4 parsel sayılı 8182,01 metrekare taşınmaz bahçe vasfıyla tapu kaydı ile 4/12 hissesi Mehmet ..., 3/12 hissesi ..., 3/12 hissesi ..., 2/12 hissesi ... adına tespit ve tescil edilmiştir. "

2. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davacının murisinden intikalen kaldığı zilyetlikle kazanım şartları davacı lehine oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Şöyle ki, davacı, çekişmeli taşınmazın babasından miras yoluyla intikal ettiğini ve aralıksız zilyetliğinde bulunduğunu, davalılar ise taşınmazların evveliyatının tapu kaydı kapsamında olduğunu, davacının hissesini sattığını ileri sürmüştür. Ne var ki; Mahkemece tarafların dayandığı tapu kayıtları tesisinden itibaren tüm tedavülleri ve varsa haritası ile getirtilmemiş, revizyon görüp görmedikleri sorulmamış, revizyon görmüşlerse, revizyon gördükleri parsellerin kadastro tutanakları ve kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları dosyaya getirtilmemiş, davalıların dayandığı 5.8.1992 tarihli kroki ile 04.07.2007 tarihli krokilerim ve tapu kaydı zeminde yöntemince uygulanmamış, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarıyla ziraat bilirkişi raporundaki çelişki giderilmemiş, ziraat raporunda taşınmazın bir kısmının 10 yıldır kullanılmadığı bir kısmının ise 30 yıldır kullanılmadığı belirtilmesine rağmen taşınmazın hangi alanları olduğu gösterilmemiş olduğundan yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik ve yetersiz araştırmaya dayanılarak karar verilemez.

3. Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm tedavüllerini gösterir şekilde ayrıntılı kayıtlar (eksiksiz ve tedavülleri birbiriyle bağlantılı olacak şekilde) ile varsa kroki ve haritaları ile varsa revizyon gördüğü parsellere ait onaylı tutanak örnekleri, tutanakları kesinleşmiş ise kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ve komşu parsellerin tutanaklarının örnekleri ve varsa dayanakları getirtilmeli, çekişmeli taşınmazın köyün paftası getirtilmeli, ... İlçesinde yada ... ilçesinde (...) ... köyünün bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... köyü ile sınır olup olmadığı İl İdare Kurulundan sorulmak suretiyle saptanmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin üç ayrı tarihli stereoskopik hava fotoğrafları getirtilerek dosya bu şekilde tamamlandıktan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile tespit bilirkişileri ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve bu keşifte, çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kaydının haritası mevcutsa 3402 sayılı Yasa'nın 20/A maddesi uyarınca kaydın kapsamı haritasına göre belirlenmeli; haritasının olmaması halinde yerel bilirkişilerden kaydın mevkii ve sınırları hakkında tek tek bilgi alınmalı; bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanıkla kanıtlama imkanı tanınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel kayıtları ile denetlenmeli

4. Tapu kaydının haritasının bulunmaması ya da uygulama kabiliyetinin bulunmaması ve hudutlarında tarif edilen sınır yerlerinin belirlenmesi halinde, sınırları itibari ile gayri sabit sınırlı olması nedeni ile, tapu kaydına sabit sınırlardan başlanarak kapsam tayin edilmesi gerektiği düşünülmeli, bu yolla tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığı duraksamasız belirlenmeli, taşınmazın tümünün ya da bir kısmının tapu kaydının kapsamı dışında kalması halinde, yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazların öncesinin ne olduğu, kim tarafından, hangi tarihten beri, ne şekilde kullanıldığı, taşınmazlarda imar - ihya yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığı hususlarında olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; yerel bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeli; jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişiden ise yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının

stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlarda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı

5. Ziraat Bilirkişisinden ek rapor alınmak suretiyle çekişmeli taşınmazdaki 10 yıl ve 30 yıl olmak üzere kullanılmayan yerlerin gösterilmesi istenmeli,

6. Öte yandan taşınmazın tapu kaydı kapsamında kaldığı anlaşılması halinde ise sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği göz önünde bulundurularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.

Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan nedenlerle;

Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile,

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.