"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; ... ilçesine bağlı ... Mahallesinde 116 ada 11 parsel numaralı taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, davalıların taşınmazın mülkiyetini kazanma sebebinin 2009 yılında ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları ve daha sonrasında kadastro tespitine yapılan itiraz sonucu ... Kadastro Mahkemesinin 2010/206 Esas, 2014/17 Karar sayılı ilamı olduğunu, gerek kadastro tutunaklarındaki kayıtlarda gerekse de numarasını belirttikleri dosyada ki yargılamada davalıların bu taşınmazı, babaanneleri olan ... (...) ... babaları olan ...'a geçtiğini ve eklemeli zilyetlikle taşınmazın kendilerine intikal ettiğini beyan ettiklerini, dosyada dinlenen mahalli bilirkişiler, tespit bilirkişileri ve tanıkların beyanları (özellikle ... ...'ın beyanları)da bu yönde olup dava konusu taşınmazın ... sülalesine ait olduğunu, ... sülelesinin geniş olduğunu belirttiklerini, davacıların ...'nin oğlu olan ve davalıların murisi ...'ın kardeşi olan ...'nin ve onun da çocuğu olan ...'ın çocukları olduğunu ve dolayısıyla TMK'ya göre kök içinde halefiyet ilkesi gereği kök başı büyük muris olan ...(...)nin mirasçıları olduğunu, sunulan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/392 Esas, 2014/241 Karar sayılı kökbaşı ...(...) ... ait veraset ilamında mirasçılarının tamamının belirlendiğini, tapuya yolsuz tescil edilen taşınmaz kaydının iptaline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı ...; davacıların dayandığı ... Kadastro Mahkemesinin 2010/206 Esas ve 2014/17 Karar sayılı kararında, babalarından miras kaldığı belirtilerek kendisi ve kız kardeşi adına tespit gibi tesciline karar verildiğini, davacıların hak sahibi olmadıklarını açıklayarak davanın reddini savunmuş,diğer davalı ... duruşmadaki beyanında davanın reddini dilemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2020 tarihli ve 2018/612 Esas, 2020/607 Karar sayılı kararıyla; somut olayda, dinlenen yerel ve tespit bilirkişileri ile tanık beyanlarının genel itibariyle duyuma dayalı olduğu bu haliyle itibar edilmesi mümkün olmadığı, ortak beyanlarında dava konusu taşınmazın ilk sahibinin ...'dan mirasçısı oğlu ...'a intikal ettiğini belirtikleri bu beyanın davacı ve davalılarca doğrulandığı, davacıların ...'in torunlarının çocuğu konumunda bulundukları, dosya arasına alınan ... Kadastro Mahkemesinin 2010/206 Esas, 2014/17 Karar sayılı dosya kapsamında yapılan keşifte dinlenen yerel ile tutanak bilirkişisi ve tanık beyanlarında ...'dan davalı konumunda bulunan ... ve ...'a kaldığının belirtildiği,söz konusu taşınmazların davalılardan önce davalıların babası ...'a ait olduğu, 21.08.1940 doğum tarihli ...'ın 18.02.1980 tarihinde vefat ettiği, ...'ı sağ iken dinlenen bilirkişilerden gören olmadığı, veraset ilamında ölüm tarihinin tespit edilemediği, ... ailesinin en az 80 seneden beri bir insan ömrünü aşacak şekilde uzun süreli fiili kullanımın olduğu ve bunun fiili taksime karine oluşturacağı ve bu karinenin aksi davacı tarafından kanıtlanmadıkça ... Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği, paylaşımda (taksimde) azlık çokluk ilkesinin uygulanmayacağı, muris ...'ın ölümünden sonrada ...'ın zilyetliğinin aralıksız ve nizasız sürdürülerek taksimin bozulmadığı, uzun süreli fiili kullanma biçiminin oluştuğu, buna göre kullanıma değer verilmesi gerektiği hususlarının hakkaniyet gereği gözetildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kök muris ...'dan kaldığını ve taksim edilmediğini, miras payları oranında hak sahibi olduklarını, Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemenin vermiş olduğu kararla davalıların haksız olarak zenginleştiklerinin ortada olduğunu, tüm mirasçıların davadan haberdar edilmesi gerektiğini, belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.03.2021 tarihli ve 2020/924 Esas, 2021/228 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafça çekişmeli taşınmazın muris ...(...)'den intikal olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde;istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek,kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6. maddesi şöyledir, "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 15. maddesi şöyledir "Tapuda kayıtlı taşınmaz malların malikleri veya bunların mirasçıları arasında, tapuda kayıtlı olmayan taşınmaz malların ise on dördüncü madde gereğince belirlenen zilyetleri arasında taksim edildikleri belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanları ile sabit olduğu takdirde bu mallar taksim gereğince zilyetleri adına tespit olunur." hükümlerine yer verilmiştir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu'nun 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacılar vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı 120,60 TL bakiye onama harcının davacılardan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.