"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2016/168 E., 2020/83 K.
Taraflar arasındaki kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, dava konusu 106 ada 2, 4, 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kadastro çalışmaları sırasında davalıların mirasbırakanları olan Agah, ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiğini, ancak taşınmazların kadimden beri malik sıfatıyla ailesi ve kendisi tarafından kullanıldığını, babasının ölümü üzerine taksim neticesinde kendisine kaldığını, davalıların hiçbir hakkının bulunmadığını ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davacının ve ailesinin dava konusu taşınmazlarda kiracı sıfatı ile bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarından, davacının babasının dava konusu taşınmazları ölüm tarihi olan 2002 yılına kadar kiracı sıfatı ile kullandığı, davacının ise 2002 yılından kadastro tespit tarihine kadar sadece 9-10 yıl süreyle taşınmazları ekip biçtiği, davacının babasının zilyeliğinin feri zilyetlik olduğu, malik sıfatı ile zilyetlik kanıtlanamadığından eklenecek zilyetlik süresinden de bahsedilemeyeceği, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli karar başlığında ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... isimli şahıslar davacı olarak gösterilmiş ise de bu kişilerin davacı sıfatlarının olmadığını, dava konusu taşınmazların dedesi, babası ve kendisi tarafından 70 yılı aşkın süredir davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyetliklerinde olduğunu, mahalli bilirkişilerden ... ve ...’ın kira ilişkisinin olmadığını açık bir şekilde beyan ettiklerini, diğer mahalli bilirkişi ... ise her ne kadar davacının babasının hasat sonunda icar parasını 1985 yılına kadar verdiğini beyan etmiş ise de bunun duyuma dayalı olması nedeniyle hükme esas alınamayacağını, gerekçeli kararda davalı ... ailesinin 1985 yılında terör olaylarından dolayı bölgeyi terk etmek zorunda kaldıkları bunun iradi terk olamayacağının belirtildiğini, kira ilişkisi olduğunu kabul etmemekle birlikte Yazıcı ailesinin yaklaşık 10 yıl sonra geri geldikleri 1995 yılından 2012 yılına kadar kira veya ekinlerden pay verildiğine dair ne davalıların, ne tanıkların ne de mahalli bilirkişilerin bir beyanda bulunmadığını, taşınmazlarda malik sıfatıyla zilyet olduğunu, taşınmazların öncesinde taşlık olduğunu kendisi ve babası tarafından taşların temizlenip ıslah edildiğini ve taşlardan yapılı olan evlerin kendileri tarafından yapıldığını, Mahkemece gerekçeli kararda davanın hangi sebepten reddedildiğinin gerekçelendirilemediğini ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile gerekçeli karar başlığında ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... isimli kişiler davacı olarak gösterilmiş ise de, dosya kapsamına göre bu kişiler tarafından usulüne uygun olarak açılmış herhangi bir dava bulunmadığı gibi, yargılama aşamasında davaya dahil edildiklerine ya da dava ile ilgileri olduklarına dair de herhangi bir belge ve bilginin bulunmadığı, bu hususun mahallinde düzeltilebilir maddi hata olduğu, işin esası bakımından ise dava konusu taşınmazlardan 106 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 06.12.1958 tarihli 36 sıra, 1 cilt ve 56 sahife numaralı ve 06.11.1984 tarihli 108 sıra, 2 cilt, 33 sahife numaralı tapu kayıtlarına istinaden davalılar adına tespit ve tescil edildiği, her ne kadar dayanak tapu kayıtlarının yapılan keşifte usulünce zemine uygulanmadığı anlaşılmış ise de tüm dosya kapsamından davacının taşınmazlar üzerinde asli zilyetliğinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair verilen İlk Derece Mahkemesinin kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; gerekçeli karar başlığında davada davacı olarak yer almayan kişilerin davacı olarak gösterildiğini, dava konusu taşınmazların dedesi, babası ve kendisi tarafından 70 yılı aşkın süredir davasız, aralıksız ve malik sıfatıyla taşınmazları ihya ederek zilyetliklerinde bulunduğunu, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında taşınmazın üzerinde dedesi ...'e ait evin bulunduğu ve yine babası olan ...’a ait ev yıkıntılarının bulunduğunun belirtildiğini, davacı tarafından da dava konusu taşınmazlar üzerinde malik sıfatıyla kendi iradesiyle 1982 yılında ev yapıldığını, taşınmaza ait 1983 tarihli elektrik faturasının davacının adına olduğunu, mahalli bilirkişilerden ... ve ...'ın kira ilişkisinin olmadığını açıkça beyan ettiklerini, dava konusu taşınmazların mevkisine verilen ismin dedesi ...'ün isminden esinlenerek verildiğini, diğer mahalli bilirkişi ... ise her ne kadar babasının1985 yılına kadar icar parası verdiğine dair beyanda bulunmuşsa da görgüye dayalı beyanının olmadığını, gerekçeli kararın tutarsız ve çelişkili olduğunu, davalı ... ailesinin 1985 yılında terör olaylarından dolayı bölgeyi terk etmek zorunda kaldıkları bunun iradi terk olamayacağının belirtildiğini, kira ilişkisini olduğunu kabul etmemekle birlikte Yazıcı ailesinin yaklaşık 10 yıl sonra geri geldikleri 1995 yılından 2012 yılına kadar kira veya ekinlerden pay verildiğine dair ne davalıların, ne tanıkların ne de mahalli bilirkişilerin bir beyanda bulunmadığını, davacı tanıklarının beyanlarında davacının babasından kalan taşınmazları ihya edip taşları temizlediğini, davalıları hiç görmediğini ve davalıların kira aldığına ya da icara verdiklerini hiç görmediğini beyan ettiklerini, yerel mahkemenin gerekçeli kararında davanın niçin reddedildiğini açıklayamadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
HMK'nın 190/1. maddesi şöyledir: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı ... Medeni Kanunu'nun 6.maddesi şöyledir: "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14/1. maddesi şöyledir: "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40,kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."
TMK'nın 713/1. maddesi şöyledir: "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir."
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz eden davacının adli yardım talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmiş olup temyiz karar harcı yatırmadığından, aşağıda yazılı 179,90 TL onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.