Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8560 E. 2022/3529 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescili davasında hak düşürücü süre ve mirasçıların dava ehliyeti hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, mirasbırakanın terekesine dahil taşınmazlar üzerindeki şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunması ve terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olması sebebiyle tek başına dava ehliyetinin bulunmaması ve davalıların da ayni hak sahibi olmaları nedeniyle davanın dinlenebilme olanağının bulunmaması gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : KAYSERİ BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ

İLK DERECE MAHKEMESİ : SİVAS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili istemli dava sonunda Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 11.02.2021 tarih 2021/43 Esas ve 2021/120 Karar sayılı karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve ...mirasçıları olan davalılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 26/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen başka gelen olmadı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde, 116 ada 1, 108 ada 27 ve 105 ada 19 parsel sayılı taşınmazlar ve sözleşmede bahsi geçen ancak ada ve parsel numarası yazılmayan taşınmazlar için babası ve amcalarının inançlı işlem sözleşmesi yaptıklarını, sözleşme gereğince dava konusu taşınmazları davalılar ... ve ...’nin kullandıktan sonra babası ve kardeşleri ...ile ...’e devredeceklerini, ancak amcası ...’in kızı ...’ın dava konusu taşınmazları adına tescil ettirdiğini, sonrasında da kardeşi ...’e temlik ettiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tescile karar verilmesini istemiş, aşamada dava dilekçesinde ...’den bahsetmesine rağmen sehven davalı olarak göstermediğini belirterek anılanın davalı olarak eklenmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesince, ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Davacı istinaf dilekçesinde özetle, davalılar ...ve ...’nın taşınmazlardaki hisselerinin Kudret'e bedelsiz olarak devrettiğini ve bu devir işlemini inanç sözleşmesine istinaden yaptığını kabul ettiklerini, inanç sözleşmesinin altındaki imzada babası ile mirası devralanların babalarının isminin yazdığını, sözleşmede devir işlemi ancak mirasçılara yapılabileceği açıkken mahkemenin devredilen kişilerin üçüncü kişiler olduğu yönündeki gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede bahsedilen tapuyu devralacak olan babasının ve amcalarının öldüğünü, mahkeme kararının gerekçesini anlayamadığını, babası ile amcalarının aralarında yaptıkları sözleşmede davaya konu taşınmazı davalılarının babası ile kendi babasının davalı ... ve ...’dan davaya konu taşınmazları satın alıp parasını ödemelerine rağmen devrin yapılmadığını, inanç sözleşmesinde devir işleminin nasıl yapılacağının yazılı olduğunu, mahkemenin sözleşmeyi miras sözleşmesi olarak görerek davayı reddetmesinin kabul edilemeyeceğini, sözleşmede belirtilen üç kardeşin tüm çocuklarına oranları doğrultusunda taşınmaz devri yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmazları davalı ...'ün devraldığı ve kendisi devraldıktan sonra orantısız olarak mal kaçırmak amacıyla parça parça akrabalarına devrettiğini, mahkemenin dosyayı incelemeden vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı ... ve ...’nın dava konusu yerleri ölene kadar kullanıp öldükten sonra babasına ve amcalarına devredeceği bir durumun söz konusu olduğunu, vekalet ücretine payı oranında hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2021 tarihli 2021/43 Esas ve 2021/120 Karar sayılı kararı ile; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, 3402 sayılı Kanun’un 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ve maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve ... mirasçısı olan davalılar temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı temyiz dilekçesinde özetle, davadaki beyanlarını tekrarla, inanç sözleşmesi her ne kadar taşınmazların kadastro tespit tarihinden önce yapılmış olsa da, sözleşmenin canlılık bulmasının şarta bağlı olduğunu, inanç sözleşmesine konu olan şartın gerçekleşmesi halinde, taşınmazı devretme yükümlülüğü bulunan tarafın taşınmazı devretme yükümlülüğüne gireceğini, inanç sözleşmesine göre davalı ... ve ...'ya dava konusu taşınmazlar, davalılar öldükleri zaman Sabit Şahinler ve ...'e devredileceği, bu şahısların ölümü halinde mirasçılarına sözleşmede belirtilen tüm toprakları devredeceğini kabul ve taahhüt ettiğini, devir tarihinden bu yana sözleşmenin tarafı olan davalı taraf henüz ölmediği için devir işlemini de sözleşmeye bağlı kalarak talep etmediğini, inanç sözleşmesi mevcut olmakla birlikte o şart gerçekleşene kadar pasif halde kaldığını, inançlı sözleşmelerde belirtilen şartın gerçekleşmesi durumundan itibaren on yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağını, inanç sözleşmesinin altındaki imzada babası ile mirası devralanların babalarının ismi yazdığını, sözleşmede devir işlemi ancak mirasçılara yapılabileceği belirtilmiş iken mahkemenin devredilen kişilerin üçüncü kişi oldukları gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, üçüncü kişi değil mirasçı olduklarını, mahkemenin "sözleşmenin inanç sözleşmesi sayılabilmesi için babası ve amcaları ile ...-... arasında sözleşmenin yapılmış olması gerekirdi" gerekçesini anlayamadığını, inanç sözleşmesinde devir işleminin nasıl yapılacağı kime devir yapılacağı yazdığını, mahkemenin sözleşmeyi miras sözleşmesi olarak görerek davayı reddetmesinin kabul edilemez olduğunu, davaya konu sözleşmenin inanç sözleşmesi olduğunu, dava konusu taşınmazları davalı ...'ün devraldığını, sonra orantısız olarak mal kaçırmak amacıyla parça parça akrabalarına devrettiğini, pay oranlarına ve tapunun devir şekline dahi bakıldığında muvazaa ve mal kaçırma kastı ortada iken mahkemenin dosyayı incelemeden vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

2.2. ...mirasçısı olan davalılar temyiz dilekçelerinde özetle, hak düşürücü sürenin geçtiğini, inanç sözleşmesi olduğu iddia edilen belge inanç sözleşmesi unsurlarını taşımadığını, miras taksim sözleşmesi de olmadığını, yerel mahkemenin işin esasına girmesi nedeniyle nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını istemişlerdir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescili isteminden kaynaklanmaktadır.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Mirasbırakanın ölüm tarihine göre terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve dava dışı başkaca mirasçılarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Terekeye karşı yapılan mülkiyetten kaynaklanan haksız fiil niteliğindeki muris muvazaası ve elatmanın önlenmesi gibi davaların dışında ehliyetsizlik, vekalet görevinin kötüye kullanılması vs gibi davalarda terekeyi temsil eden tüm mirasçıların bir arada hareket etmek suretiyle davayı birlikte açmaları, ayrıca, mirasçılardan bir tanesinin terekeye iade şeklinde dava açması halinde de tüm mirasçıların davada muvafakatlerinin sağlanması, aksi takdirde terekenin atanacak temsilci marifetiyle davada temsil edilmesi ve yürütülmesi gerekeceği (TMK 640. Md) tartışmasızdır.

3.3. Değerlendirme

3.3.1. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı olduğu değerlendirilmiş ve 3402 sayılı Kanun’un 12/3 maddesi gereğince hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; davacının dayanmış olduğu adi yazılı nitelikteki paylaşım belgesindeki açıklama ile davaya konu taşınmazların davalı ... ve ... adlarına tespit gördükten sonra bunların ölümü ile davacının murisine ve onun erkek kardeşlerine kalacağı belirtildiğine göre, davacının talebinin kadastro öncesi sebebe değil kadastro sonrası şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu, bu hakkın da davacının mirasbırakanına ait olduğu ve onun ölümü ile de terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğu için eldeki davada davacının payı oranında talep hakkının olmadığı, ayrıca davalıların da ayni hak sahipleri olmaları dikkate alındığında, davanın dinlenebilme olanağının da bulunmadığı gözetildiğinde davanın reddine karar verilmiş olması, bu gerekçe ve sonucu itibariyle doğrudur.

3.3.2. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçe kısmının düzeltilerek onanması, HMK'nın 370. maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğidir.

3.3.3. ...mirasçıları olan davalıların vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince; (3.3.1.) paragrafta belirtildiği üzere davacının tek başına eldeki davayı takip yetkisi bulunmadığına ve davanın usulden reddine karar verildiğine göre kendini vekille temsil ettiren davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik yoktur.

VI. SONUÇ

1. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve ...mirasçıları olan davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı vekilinin ve ...mirasçıları olan davalılar vekilinin bölge adliye mahkemesince yapılan değerlendirmeye yönelik temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile; Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesince verilen 11.02.2021 tarih 2021/43 Esas ve 2021/120 Karar sayılı ilamının gerekçesinin (3.3.1.) paragrafta yazılı şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden/edilen davacı vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilen davalılardan alınmasına, gelen temyiz eden/edilen ...mirasçısı olan davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacıdan alınmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının yatıranlara iadesine, 26.04.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.