Logo

1. Hukuk Dairesi2021/8814 E. 2023/3186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro öncesi nedene dayanarak tapu iptali ve tescil davası açılmasına rağmen, tapu kayıt maliklerine husumet yöneltilmemesi nedeniyle davanın pasif husumet yokluğundan reddine ilişkin kararın temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali ve tescil davalarında husumetin tapu kayıt malikine yöneltilmesi gerektiği, davada tapu kayıt maliklerinin davalı olarak gösterilmediği ve Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

KARAR : Esastan Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; dilekçe ekinde sunulan arazi alım senedi ile tapu kaydı bulunmayan ancak 12/01/2010 tarihli kadastro tespiti ile ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 128 ada 11 parsel sayılı taşınmazı satın aldığını, müvekkiline ... bu taşınmaz satışı sırasında sınır olarak ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 128 ada 12 parselin bitişiğinde bulunan sulama kanalını taşınmaz sınırı olarak belirttiğini, müvekkili taşınmazı aldığında 1000 m² ve daha üzerinde olması gerekirken kadastro tespitinde müvekkilinin taşınmazının yüz ölçüm alanının 751,70 m² olarak tespit edildiğini, müvekkillinin kadastro tespiti sırasında yapılan maddi hatayı inşaat çalışması sırasında öğrendiğini, davaya konu ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 128 ada 11 parsel sayılı taşınmazı müvekkilinin kadastro tespiti öncesinde ve halen komşu parsel sınırında bulunan kanala kadar olan yani 1000 m² daha fazla alanı kullanmakta olduğunu, bu nedenle 12/01/2010 tarihinde yapılan kadastro tespitinin iptali ile kadastro tespitine konu olan taşınmazın müvekkili adına sınır hattının yeniden tespitiyle sulama kanalının sınır olarak belirlenmesi ve 1000 m² olarak tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesi sunmamış olup, duruşmalara katılmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tapu iptali ve tescil davalarının mahiyetleri gereği tapudaki kayıt malikleri davalı gösterilerek açılması gereken davalardan olduğu ancak ... bu davada davacı tarafça tapu kaydında yer alan kayıt maliklerine husumet yöneltilmediği, ... Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltildiği, taşınmazın kayıt maliklerinin ... ... ve ... ... olduğu gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmaz sınırında olan ve ilhak eden 128 ada 12 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin tespitinin yapıldığını, bu hali ile taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiğini ve davanın konusu itibari ile kadastro tespitine itirazın yanı sıra tescil talebinde bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinde dürüstlük kuralına aykırı davrandığı yönünde bir açıklamaya yer verilmeden davanın pasif husumet nedeni ile reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın niteliğine göre eldeki davada Kadastro Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmamasına, davacı tarafça yapılmış bir taraf değişikliği talebinin bulunmamasına ve somut olayda ...nın 124/4. maddesindeki yanılgı koşullarının oluşmamasına göre Mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından ...nın 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesinin ilk fıkrasında; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.” düzenlemeleri mevcuttur.

2. Bir subjektif hak kendisinden davalı olarak istenebilecek kişi, o hakka uymakla borçlu olan kişidir (...: Medeni Usul El Kitabı, ... 2020, C.I, s. 332). Mahkemenin de taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def'i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir olgudur. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 27.01.2016 tarihli ve 2014/13-684 E., 2016/106 K.; 30.11.2021 tarihli ve 2018/(20)8-343 E., 2021/1515 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.

2. Tapu iptali ve tescil davaları tapu kayıt malikine karşı açıldığından, bu davalarda pasif husumet ehliyeti kayıt malikine aittir.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Kadastro sonucu 128 ada 12 parsel sayılı taşınmaz fındık bahçesi vasfıyla senetsizden irsen intikal, taksim, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile ... ... ve ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacının yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

Aşağıda yazılı 120,60 TL akiye onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına,

05.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.