Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9304 E. 2021/8151 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, bedel davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen ek karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, hükmün tavzihi isteğine ilişkindir.

Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’un maliki olduğu 252, 511, 546, 636, 637, 666 ve 777 parsel sayılı taşınmazlarını oğlu olan davalıların murisi ...’e satış suretiyle devrettiğini, temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmadığı takdirde bedele karar verilmesini istemişlerdir.

Davalılar, hak düşürücü ve zamanaşımı sürelerinin geçtiğini, satışın gerçek olup bedelin ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece son kez, "...Somut olayda dava konusu taşınmazların resmi akitte gösterilen satış bedelleri ile gerçek değerleri arasındaki fahiş farkın keşfen saptandığı, miras bırakanın genellikle davalıların murisi ile birlikte yaşadığı, malvarlığının önemli bölümünü teşkil eden dava konusu taşınmazları oğluna satmasını gerektirir haklı ve makul bir nedeninin bulunmadığı, bunun yanında mahkeme kararında belirtilen dava dosyalarına konu taşınmazların muris ... ile ilgisinin olmayıp eşi ...’tan intikal eden taşınmazlara ilişkin olduğu ve eldeki dosyayı etkiler nitelikte olmadığı, tanık anlatımları ve toplanan diğer tüm deliller dikkate alınarak, taşınmazların muris tarafından oğlu ...’e bedelsiz olarak mirastan mal kaçırma amacıyla temlik edildiği sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Dairece, onanıp bilahare davalılar vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmesi sonucunda 31.03.2021 tarihinde kesinleşmiş, davacı vekilinin talebi üzerine mahkemece 07/10/2021 tarihli ek karar ile hükmün tavzihine karar verilmiş; ek karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bilindiği üzere; hükmün tashihi ve tavzihi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 304. (1086 sayılı HUMK'nın 455.) ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK'nın 304. maddesinde "(1) Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hâkim, tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir." şeklindeki hükmün tashihi; 305. maddesinde de "(1) Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez." şeklinde hükmün tavzihi müesseseleri düzenlenmiştir. Aynı kanunun 306. maddesinde de "Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. Dilekçenin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir. Mahkeme tavzih talebini yerinde gördüğü takdirde 304 üncü madde uyarınca işlem yapar." düzenlemelerine yer verilmiştir.

Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olayda, kesinleşen hüküm fıkrasında dava konusu 252, 636, 637, 666 ve 777 parsellerin imar parselleri yerine imar adaları yazılmak suretiyle oluşan hatanın giderilmesi istemiyle talepte bulunulmuş, mahkemece hükmün tavzih edilmesi yerine yeniden infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmiştir.

Hal böyle olunca, HMK’nın 306. maddesi uyarınca yeniden duruşma açılarak çekişme konusu taşınmazların dosyaya dahil edilen tapu kayıtları ve imar cetvelleri üzerinden bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hangi adanın hangi parsele gittiği açıkça belirlenerek TMK’nın 297. maddesine uygun şekilde infazı kabil bir tavzih kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığı ortada bırakacak şekilde yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.

Davalıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, 07.10.2021 tarihli ek kararın (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi