Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9322 E. 2024/2142 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalı adına tescil edilen taşınmazların davacıların miras payları oranında adlarına tescili talebinin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun değerlendirilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı adına tescil edilen 110 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın husumetten reddine, 106 ada 1, 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise söz konusu taşınmazların kök mirasbırakandan intikal etmediğinin ve davacılar ile davalılar arasında yapılan zilyetlik devir sözleşmesi gereği davalılar adına tespit ve tescil edildiğinin anlaşılması üzerine davanın esastan reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına, ancak 110 ada 20 ve 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise zilyetlik devir sözleşmesinin kapsamı ve davacıya karşılık olarak verildiği iddia edilen 77 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydıyla ilgili yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması nedeniyle, kararın bu kısımla sınırlı olarak bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2015/535 E., 2021/148 K.

HÜKÜM : Ret

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar; dava konusu parsellerin ilk zilyedinin 05.12.1954 tarihinde ölen kök mirasbırakanları ... olduğunu, veraset ilamına göre kök mirasbırakanın çocuklarının 84/560 payı bulunduğunu, kök mirasbırakanın adı ... olmasına rağmen tescile konu mahkeme kararında ... olarak geçtiğini, ayrıca veraset ilamında mirasçı olarak tespit edilemeyen davalı ...'nın, kök mirasbırakanın halefiyet ilkesi gereğince mirasçısı olduğunu, dava konusu ... 106 ada 1,2,3- 110 ada 20,22 - 112 ada 2 ve 3 - 112 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 26.04.2001 tarihinde kesinleşen 19 Mayıs Kadastro Mahkemesinin 1993/1034 esas 1996/44 sayılı kararı ile sadece davalılar adına senetsizden tescil edildiğini, oysa taşınmazların kök zilyedin ölümü üzerine vereselerine kaldığını, yıllarca iştirak halinde tasarruf edildiğini, mirasçılar arasında bir taksim mukavelesinin de yapılmadığını, tarafların taşınmazı uzun yıllar hep birlikte emek ve masraf sarf etmek suretiyle imar ve ihya ettiklerini, birlikte ekip dikmek suretiyle el birliği halinde tasarruf ettiklerini, davacıların yaklaşık 40 yıl süren ve amcası tarafından takip edilen dava sonrası baba hissesi alabileceğini beklerken babasından intikalen 1 m2 yere bile sahip olamadığını, dolayısıyla davalıların tescile konu taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerinin müstakil olmayıp eklemeli zilyetliğe ilişkin olduğunu, miras hissesinden mahrum edildiklerini, davalıların kök mirasbırakana ait taşınmaz üzerinde müstakil zilyet olmadığını ileri sürerek davalılar adına kayıtlı söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, davacılardan ... aşamada 11.03.2004 tarihli dilekçesi ile davadan vazgeçtiğini bildirmiş, daha sonra katıldığı duruşmada vazgeçmenin kendi iradesi ile olmadığını ileri sürmüştür.

II. CEVAP

1.Davalı ...; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların iddialarını kabul etmediklerini, mükerrer dava açıldığını, önceden bu taşınmazlarla ilgili dava açıldığını ve davanın reddedildiğini, 110 ada 20 parsel sayılı taşınmazda kesin hüküm bulunduğunu, dava konusu edilmeyen 111 ada 2 nolu parselin (9120 m2 miktarlı) davacılar mirasbırakanı ... adına olduğunu, 112 ada 12 ve 3 parsellere ve 112 ada 2 parsele yönelik istemin mükerrerlik içerdiğini, davacıların samimi olmadıklarını, Kadastro Mahkemesinin 1993/1034 Esas sayılı dosyasında verilen kararda 1 nolu taşınmazın 110-111-112 vd. adalar şeklinde ifraz edildiğini, 73 nolu taşınmazın 106-107 parseller şeklinde ifraz edildiğini, 77 nolu taşınmazdan ...'ın zilyedlik devir teslim sözleşmesi kapsamında ...'a 28.01.1991 tarihinde tapudan yer verdiğini belirterek davanın reddini savunmuş, yargılama aşamasında 25.05.2005 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

2.Davalı ...; davanın zamanaşımına uğradığını, aynı parseller ile ilgili daha önce açılan davanın reddedildiğini, kesinleşmiş kararlar ile elde edilen tapuların iptali hakkında bu davanın dinlenmesinin mümkün olmadığını, dava konusu parsellerden 110 ada 20 parsel hakkında kesin hüküm bulunduğunu, 111 ada 2 nolu parselin ... adına olduğunu, kendi dışındakilere pay vermesinin olanaksız olduğunu, 106 ada 1 parsel için de aynı durumun söz konusu olduğunu, 112 ada 2 ve 3 parseller hakkındaki istemin mükerrer olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 11.02.2013 tarihli ve 2012/19 E- 2013/83 K sayılı kararı ile ; davacı ... yönünden feragat sebebiyle davanın reddine, diğer davacıların iddialarını ispatlayamadıkları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 02.12.2014 tarih ve 2014/19128 Esas, 2014/14406 Karar sayılı kararı ile; "...1- Dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmaz, 20/21150 payla davalı ..., geri kalan payları itibariyle dava dışı şahıslar adına hükmen tescil edilmiş, taşınmazın 20/21150 pay maliki davalı ... bu taşınmazdaki payını 22.01.2004 tarihinde dava dışı ...'a satarak tapuda devretmiştir. Davanın 05.03.2004 tarihinde kayıt maliki olmayan ...'a yöneltilerek açıldığı göz önünde bulundurulduğunda bu taşınmaz yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddi sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi isabetsizdir..."

3. Davacı ... yönünden temyiz incelemesine gelince; mahkemece her ne kadar bu davacı yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Davacı ...'in feragat beyanına ilişkin dilekçe haricen düzenlenmiş ve davalı tarafça dosyaya ibraz edilmiş, sonraki duruşmada beyanda bulunan davacı, okuma yazması olmadığı için neye parmak bastığını bilmediğini, bu hususta davalı tarafça aldatıldığını belirtmiştir. Belirtilen durumlar karşısında usulüne uygun olmadığı anlaşılan feragat dilekçesine değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir...

4. Dava konusu 106 ada 2, 3, 110 ada 20, 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz incelemesine gelince; mahkemece kesin hüküm ve paylaşma hususları gerekçe gösterilmek suretiyle davanın reddine karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Söz konusu taşınmazların da aralarında bulunduğu çok sayıda taşınmaz, öncesinde dava dışı şahıslar arasında Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen ve mirasçılık ilişkisinden kaynaklanan, eski tapu kayıtlarının iptali istemine ilişkin davaya konu olmuş, yargılama devam ederken davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle dava Kadastro Mahkemesine aktarılmış, Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında eldeki dosyanın davalıları olan ... ve ..., bir kısım taşınmazların kendilerine ait olduğu iddiasıyla davaya katılmışlar, Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda ana taşınmazlar olan 1 ve 73 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının iptaline ve bilirkişi raporları doğrultusunda çok sayıda yeni ada ve parsellerin oluşturulmasına karar verilerek ilgililer adına tescil hükmü kurulmuş ve bu arada eldeki davaya konu taşınmazlar da yukarıda belirtildiği şekilde davalı taraf adına tescil edilmiştir. Davacılar ... ve müşterekleri ile ..., çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murisleri olan ...'dan kaldığı ve paylaşılmadığı iddiasıyla davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ile davcıların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Davacılar, ilk dava olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasında taraf olmadıkları gibi kadastro tespiti sonrasında Kadastro Mahkemesinde görülen aktarılan dava sırasında da mirasçılık ilişkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle re'sen davaya dahil edilmeleri gerekirken bu yapılmayarak yokluklarında yargılamaya devam olunmuş ve belirtilen şekilde karar tesis edilmiştir. Belirtilen bu duruma karşılık eldeki davada mahkemece, iddia ve savunmalar doğrultusunda tarafların delilleri toplanmadan, mahallinde yöntemince keşif yapılmadan, Kadastro Mahkemesindeki tarafları farklı olan önceki davada verilen karar esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Eksik ve yetersiz araştırma ile karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için iddia ve savunmalar doğrultusunda tarafların tüm delilleri toplanmalı, mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıklarının katılımı ile keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından, çekişmeli taşınmazların öncesinin kime ait olduğu, kimden kime ve ne şekilde intikal ettiği, kim tarafından ne şekilde zilyet ve tasarruf edildiği sorulup saptanmalı, çekişmeli taşınmazların ortak muristen kaldığının belirlenmesi halinde paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmışsa çekişmeli taşınmazların bu paylaşımda kime düştüğü, diğer mirasçılara ne verildiği, taşınmaz verilmiş ise nereden verildiği ve diğer mirasçılara verilen taşınmazların akıbetlerinin ne olduğu tereddütsüz olarak saptanmalı, çekişmeli taşınmazlarda sürdürülen zilyetliğin kim tarafından ve ne sıfatla olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılarak giderilmeye çalışılmalı, mirasçılar arasında taksim yapılmadığının anlaşılması halinde mirasçılık ilişkisi devam ettiği süre zarfında taşınmazlara zilyet eden mirasçılar yararına zilyetlikle iktisap hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir...

5. Dava konusu 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyiz incelemesine gelince; dava, miras payına yönelik olarak açılmıştır. Dosya kapsamına göre davacı ... ve müştereklerinin murisi ...'ın miras payı 1/6 olduğu halde taşınmazın adına tescil edilen pay taşınmazın 1/2'sidir. Bu durumda taşınmaza miras payından fazlasının ... ve müşterekleri adına tescil edilmiş olması nedeniyle adı geçenlerin davada hukuki yararları bulunmadığından temyiz istemleri yerinde değildir. Buna karşılık davacı ... yönünden yukarıdaki 2. ve 3. bentlerdeki gerekçelerle temyiz itirazları yerinde olup 106 ada 1 parsel sayılı taşınmaza ilişkin hükmün davacı ... yönünden bozulması gerekmektedir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin 29.06.2021 tarihli ve 2015/535 E- 2021/148 K sayılı kararıyla; davacıların dava konusu 110 ada 22 parsel yönelik isteminin PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE; davacılardan ... mirasçılarının dava konusu 106 ada 1 parsel yönünden istemlerinin HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİ İLE REDDİNE;

Dava konusu taşınmazların ortak mirasbırakan ...'dan kalıp kalmadığının değerlendirilmesinde; dava konusu taşınmazlardan 106 ada 1,2,3 parselde kayıtlı olan taşınmazların, dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarından ve taraf tanıklarının anlatımlarından, ortak mirasbırakandan intikal eden taşınmazlardan olmadığı, 106 ada 1,2,3 parsel taşınmazların kök mirasbırakanın çocuklarından olan davacıların mirasbırakanı ... ve davalıların mirasbırakanı ... tarafından dava dışı Küçük ... olarak tanınan ...'den satın alındıkları, daha sonrasında da dosya içerisinde mübrez zilyetlik devir sözleşmesi ile davacıların mirasbırakanı ...'ın babasından kalan kısımlar ile sonradan ...'den satın almış oldukları kısmı davalıların mirasbırakanı ... ile karşılıklı değiştirdikleri, ...'ın karşılık olarak 77 parsel içerisinde bulunan yerden davacıların mirasbırakanı ...'a yer verdiği, zilyetlik devir sözleşmesi tanıkların anlatımları ve bilirkişilerce zemine uygulandığında ... tarafından devrolunan taşınmazların dava konusu taşınmazlar olduğu, ... tarafından devralınan taşınmazın ise 77 parsel içerisinde kalan ve halihazırda ... mirasçıları kullanımda olan taşınmaz olduğunun anlaşıldığı ve dava konusu 106 ada 1,2,3 parsel yönünden ... mirasçılarının istemlerinin zilyetlik devir sözleşmesi nedeni ile; davacı ...'in isteminin ise kök mirasbırakandan kalan bir taşınmaz olmadığı gerekçesiyle bu taşınmazlar yönünden davanın reddine,

Dava konusu diğer taşınmazlar olan 110 ada 20 parsel ve 112 ada 2,3 parseller yönünden dosyanın değerlendirilmesinde; keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarının beyanlarından bahsi geçen taşınmazların kök mirasbırakan ...'dan intikal eden taşınmazlar olduğu, ancak davacılardan ... mirasçılarının isteminin, kök mirasbırakandan intikal eden bu yerlerin de zilyetlik devir sözleşmesi gereği davalıların mirasbırakanı ...'a devrettiği yerler olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle reddine; davacı ...'in istemi yönünden ise her ne kadar Mahkemenin ilk kararında davacı ... yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ise de Yargıtay bozma ilamı gereği davacının duruşmada feragat dilekçesini kabul etmemesi nedeniyle davaya devam olunduğu, dinlenen mahalli bilirkişilerden ...'un anlatımında, kök mirasbırakan ...'dan intikal eden taşınmazların mirasbırakanın mirasçıları arasında rızai taksime göre paylaşıldığı, dava dışı kardeşlerin de kendilerine ait yerleri almış oldukları, davacı ... için de 77 parsel içerisinde kendisine ait olarak paylaşımdan yer ayrıldığı ve bütün mirasçıların taşınmazlarda pay sahibi olduğunu belirttiği, tanığın taşınmazlara komşu taşınmaz maliki olması ve tanıklığının somut olaylara ve anlatımlara dayanması nedeniyle beyanlarına itibar edildiği, kök mirasbırakan ...'dan kalan taşınmazların mirasçılar arasında rızai taksime göre paylaşılmış olduğu değerlendirilmekle davacı ...'in isteminin de reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle ; davacılar mirasbırakanı ... ile davalılar mirasbırakanı ... arasında düzenlenen zilyetliğin devri sözleşmesinde dava konusu taşınmazların devir konusu yapılmadığını, kaldı ki dava konusu taşınmazlar üzerinde davacılar mirasbırakanı ...'ın zilyetliğini hiçbir zaman devretmediğini, fiili olarak ne davacılar ne de mirasbırakanları tarafından zilyetliğin devrinin söz konusu olmadığını, ancak Mahkemece mirasbırakan ...'nın sözleşme kapsamında kendi uhdesinde tuttuğu taşınmazların sanki devredilmiş gibi değerlendirildiğini ve davanın reddedildiğini, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarının çelişkili olduğunu, dava konusu parsellerin satın mı alındığı yoksa miras mı kaldığı, diğer taşınmazların ne şekilde edinildiği ve halen kimin kullanımında olduğu hususlarının bile tanık anlatımlarına göre çelişkili olduğunu, yine davalı ...'ın taşınmazlara hiçbir zaman zilyet olmadığını, zilyet olmadığı halde tapulama tutanaklarında bir kısım taşınmazlarda zilyetmiş gibi beyanda bulunulmak suretiyle adına tespit edildiğini, sözleşme gereği ...'ın kendi uhdesinde bıraktığı taşınmazlar yönünden eksik inceleme yapıldığını, dava konusu 106 ada 1- 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların zilyetliğin devri sözleşmesine konu edilmediğini, davacılar mirasbırakanı ... tarafından zilyetliğinin devredilmediğini, dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile de bu taşınmazların kimin kullanımında olduğu hususunun sabit olduğunu, 110 ada 20 ile 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların kök mirasbırakan ...'dan intikal eden taşınmazlar olduğunu, ancak Yerel Mahkeme gerekçesinin bu yerlerin davalıların mirasbırakanı ...'a devrettiği yerler olduğu şeklinde olmasının hatalı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ...'ın kendi uhdesinde tuttuğu taşınmazların da sanki devredilmiş gibi değerlendirildiğini, söz konusu rapora itiraz edilmesine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, Yerel Mahkeme kararının da kendi içerisinde çelişkili olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 üncü ve 17 nci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kadastro sırasında Yörükler Köyü çalışma alanında bulunan ve dava konusu taşınmazların ifrazen oluştuğu 1 ve 73 parsel sayılı taşınmazların Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik haneleri açık bırakılmak suretiyle tespit edildiği, dava dışı şahıslar arasında Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasının, davaya konu olan parseller hakkında tutanak düzenlenmiş olması nedeniyle Kadastro Mahkemesine aktarıldığı, Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama aşamasında ... ve ...'ın bir kısım taşınmazların kendi kullanımlarında olduğu iddiasıyla adlarına tescil edilmesi istemiyle davaya katıldıkları, Kadastro Mahkemesince yapılan yargılama sonunda 1 ve 73 parsel sayılı taşınmazların tutanaklarının iptaline ve bilirkişi raporları doğrultusunda çok sayıda yeni ada ve parsellerin oluşturulmasına karar verilerek ilgililer adına tescil hükmü kurulduğu, davaya konu taşınmazlardan 106 ada 1 parsel sayılı 11761 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın 1/2 paylarla davalı ... ile davacı ... ve müşterekleri mirasbırakanı ... adına; 106 ada 2, 3 ve 112 ada 2 parsel sayılı 7161, 7295 ve 19137 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazların 1/2 paylarla davalı ... ve davalı ... adına; 110 ada 20 parsel sayılı 73484 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 24000/73484 payla davalı ..., geri kalan paylarla dava dışı şahıslar adına; 112 ada 3 parsel sayılı 2388 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın 1/3 paylarla ... ... çocukları İbrahim, ... ve ... adlarına miras yoluyla gelen hak, paylaşma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; 110 ada 22 parsel sayılı 91899 metrekare yüz ölçümündeki taşınmazın ise paylı tapu kaydı nedeniyle 20/21150 payla davalı ..., geri kalan paylarla dava dışı şahıslar adına hükmen tescil edildiği, Kadastro Mahkemesinin kararının 26.04.2001 tarihinde kesinleştiği, 110 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 20/21150 pay maliki davalı ...'ın bu taşınmazdaki payını 22.01.2004 tarihinde dava dışı ...'a satarak tapuda devrettiği, davacılar ... ve müşterekleri ile ...'in, çekişmeli taşınmazların tarafların ortak mirasbırakanları ...'dan kaldığı ve paylaşılmadığı iddiasıyla davalılar adına oluşan tapu kayıtlarının iptali ile davacıların miras payları oranında adlarına tescili istemiyle 05.03.2004 tarihinde eldeki temyize konu davayı açtıkları anlaşılmaktadır.

2. Hemen belirtmek gerekir ki ; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı olan ve (IV/B.) numaralı bentte açıklanan yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiş olmasına göre dava konusu 110 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesinde, 106 ada 1-2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar yönünden ise söz konusu taşınmazların kök mirasbırakandan kalan taşınmazlar olmadığı, davacıların mirasbırakanı ... ve davalıların mirasbırakanı İsmail tarafından dava dışı şahıstan satın alındıktan sonra aralarında yapılan zilyetlik devir sözleşmesi gereği taşınmazların davalılar adına tespit ve tescil edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde davanın esastan reddine karar verilmesi doğru olduğundan bahsi geçen taşınmazlar yönünden kararın onanması gerekmiştir.

3. Davacılar vekilinin diğer dava konusu 110 ada 20- 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince ;

Keşif mahallinde dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanlarında; bahsi geçen çekişmeli taşınmazların kök mirasbırakandan intikal eden taşınmazlar olduğunu, dosya kapsamında yer alan ve davacıların mirasbırakanı ... ile davalıların mirasbırakanı ... arasında imzalanan "Zilyetlik Devir Sözleşmesidir" başlıklı sözleşme kapsamında ...'a devredilen yerler arasında bulunduğunu, davacı ... yönünden ise mirasçılar arasında yapılan rızai taksim gereği davalı ...'e verilen yerler olduğunu, bu kapsamda davacıya da 77 parselden yer verildiğini belirttikleri hususu gerekçe gösterilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli olduğunu söyleyebilme imkanı bulunmamaktadır.

Şöyle ki ; çekişme konusu taşınmazlar karşılığında davacıya yer verildiği belirtilen 77 parsel sayılı taşınmazın 19 Mayıs Kadastro Mahkemesinin 1993/1034 E- 1996/44 K sayılı dosyasında (eldeki temyize konu dosyanın davalıları ... ve ...'ın müdahil olarak yer aldıkları) dava konusu edildiği, yapılan yargılama neticesinde 77 numaralı parselin 16.471,375 m2 yüzölçümü ile tespitin dayanağı Mayıs 1329 tarih 81 numaralı sicilden gelen ve 91 hektar 9000 m2 yüzölçümündeki cinsi yaylak-kumluk-ormanlık olan tapu kaydı sınırları içinde kaldığı kabul edilerek tapu kaydının gittilerinde paylı malik olan davacı, davalı ve katılan davacı gerçek kişilere adına tesciline karar verildiği, ancak 77 parsele ilişkin verilen kararın Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 1999/11644 E- 2000/3372 K sayılı kararı ile bozulduğu ve bozma sonrası Samsun Kadastro Mahkemesinde 2013/40 E numarasını aldığı hususu bildirilmesine rağmen bu dosyanın akıbeti hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan ve davacıların mirasbırakanı ... ile davalıların mirasbırakanı İsmail arasında imzalanan "Zilyetlik Devir Sözleşmesi" kapsamında dava konusu 110 ada 20 ile 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişilerden hüküm kurmaya elverişli ve denetime uygun rapor alınmadan noksan inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

Hal böyle olunca ; dosyada daha önce dinlenen ve görüş bildiren şahıslar dışında oluşturulacak üç kişilik teknik bilirkişi heyeti ile HUMK'un 258 inci maddesine uygun şekilde çağrılacak yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarıyla birlikte mahallinde yeniden keşif yapılması, davacıların mirasbırakanı ... ile davalıların mirasbırakanı İsmail arasında imzalanan "Zilyetlik Devir Sözleşmesi" okunarak sınırlarının tespiti, nizalı taşınmaz bölümünün hangi parsel içinde kaldığının net bir biçimde saptanması, taraflar arasındaki rızai taksim hususunun yeterince araştırılması, davacıya yer verildiği belirtilen 77 parsel sayılı taşınmazın dava konusu edildiği Kadastro Mahkemesi dosyasının getirtilmesi ve zilyetlik devir sözleşmesi ve rızai taksim hususları ile birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzerine hüküm kurulması isabetsizdir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacılar vekilinin dava konusu 110 ada 22 ve 106 ada 1-2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün, bu taşınmazlar yönünden ONANMASINA,

2. Davacılar vekilinin 110 ada 20 ve 112 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının değinilen yönler itibariyle kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,14.03.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.