"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davacı mirasçıları vekilleri tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili gelmedi. Yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, eşininin ölümüyle intikal eden taşınmazları yedi çocuğu arasında paylaştırdığını, paylaştırmada davalıya 629 parselin verildiğini, ancak yaşlılık ve cahilliğinden faydalanan davalının 627 ada 7 parsel ve 579 parseldeki kendisine ait payların da hile ile adına tescilini sağladığını, satış bedeli de ödenmediğini ileri sürerek, 627 ada 7 parsel ile 579 parseldeki 1.905 m2'lik kısmın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine bir kısım mirasçıları davaya dahil edilmiş, davacı mirasçıları vekili 11.04.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile 579 parsel yönünden davalıya devredilen payın tamamının iptali ile adlarına tescilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, davalının davaya konu taşınmazları hile yapmak suretiyle satın aldığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı, davacının iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. TemyizYoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde dahili davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairece; "...davacı vekili, 19.10.2015 tarihli dilekçesi ile yargılama sırasında ölen davacının mirasçıları ...,...,...,...,...,...,...,...,’nün davaya dahil edilmesini talep ederek vekaletnamelerini dosyaya sunmuştur. Ne var ki, Mahkemece, davaya dahil edilmesi talep edilmeyen mirasçı ...’ye davaya muvafakatının olup olmadığı sorulmamıştır. Hal böyle olunca, dava dışı kalan mirasçı ...’nin davaya muvafakatının alınması, bu yerine getirilemez ise TMK'nın 640. maddesi gereğince atanacak tereke temsilcisi aracılığı ile yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek esas hakkında hüküm kurulması doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece; mirasçı ...’nin davaya muvafakati alındıktan sonra yapılan yargılama sonucunda, davalının davaya konu taşınmazları hile yapmak suretiyle satın aldığına dair dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı, davacının davasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
5.1. Bir kısım davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalının dava konusu taşınmazların satış bedelini ödemediğini, ödeyecek maddi durumunun da bulunmadığını, Mahkemece bu yönde hiç bir araştırma yapılmadan karar verildiğini, maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
5.2. Diğer mirasçı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; işlem tarihinde 86 yaşında olan davacının Tapu Müdürlüğünde kendisine söylenenleri anlayıp analiz etmesinin beklenemeyeceğini, tanıkların davacı ile davalı arasındaki para alış verişini görmediklerini, tapudaki satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında ciddi fark bulunduğunu, davalının ödemeye ilişkin bir belge sunmadığını belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; hile hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
6.2.2. Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
6.3. Değerlendirme
(IV.2.) no.lu paragrafta açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak; yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı mirasçıları vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacı mirasçılarından alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.