Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9415 E. 2022/34 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-MEN-İ MÜDAHALE-KAL

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; 1250 parsel sayılı taşınmazın 3621 Sayılı Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi içerisinde denizin uzantısı olan kumsal sahanın içinde bulunduğunu, Anayasa’nın 43. maddesi gereğince kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline, el atmanın önlenmesi ve muhdesatların kal'ine karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalmadığını ve özel mülkiyet kapsamında edinildiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Samandağ 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/02/2019 tarihli ve 2017/693 E. 2019/96 K. sayılı kararıyla; mahallinde yapılan keşif sonucu Jeoloji Mühendisi, Ziraat Mühendisi, İnşaat Mühendisi ve Kadastro Teknikeri bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlardan 468,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 1250 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, iptal edilen tapu kaydının tescil harici bırakılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı istinaf dilekçesinde; davada tapu iptaliyle birlikte men-i müdahale ve kal taleplerinde bulunmuş olmalarına rağmen, davanın yalnızca tapu iptali talebinin kabulüyle neticelendiğini, men-i müdahale ve kal talepleri hakkında hüküm kurulmadığını, Mahkemece taleplerinden azına hükmedildiği gibi, talebin tamamının neden karşılanmadığının da hükümde gösterilmediğini, bu yönüyle 1250 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali hükmüne bir diyecekleri bulunmamakla birlikte Mahkeme kararının diğer hükümler yönünden kaldırılmasını, istinaf merciince yapılacak yargılamayla men-i müdahale ve kal taleplerinin de kabulü ile lehlerine vekalet ücretine karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde olmadığını, Anayasa'nın 43. maddesi uyarınca çıkarılan ve Anayasa Mahkemesinin 18.09.1991 tarihli ve 23/29 sayılı kararı ile iptal edilen kısım dışında kalan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5 ve 9 maddelerine dayanılarak yapılmış "kıyı kenar çizgisi belirleme" işleminin idari yargı yerlerinde iptal edilip ortadan kaldırılmadıkça hukuki varlığını koruyacağını belirterek, kararın kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Gerekçe ve Sonuç

Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 11/06/2020 tarihli ve 2019/606 E. 2020/318 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın tamamının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı anlaşıldığından davanın kabulü ile 1250 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline, iptal edilen tapu kaydının tescil harici bırakılmasına karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesince davacının meni müdahale ve kal talepleri yönünden karar verilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin bu yönden istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, taşınmaz üzerinde muhdesat bulunmadığından kal isteği ve meni müdahale taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf talepli dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.2. Davalı temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kıyı kenar çizgisinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, men'i müdahale ve kal isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Bilindiği üzere Kıyılara ilişkin olarak, 2709 sayılı T.C. Anayasası'nın, "Kıyılardan yararlanma" başlıklı 43. maddesinde, "Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. ... kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir." düzenlemesi ve bu düzenleme gereğince çıkarılan 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun "Genel Esaslar" başlıklı 5. maddesinde "Kıyılar ile ilgili olarak kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu, yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetildiği, kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespitinin zorunlu olduğu, sahil şeritlerinde yapılacak yapıların kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabileceği, yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebileceği, kıyılarda hiçbir yapı yapılamayacağı, duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamayacağı şeklinde genel esaslar düzenlenmiştir.

3.3. Değerlendirme

Dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 1250 parsel sayılı 468,00 m² yüzölçümüne sahip taşınmazın deniz sahil şeridine yaklaşık 200 metre uzaklıkta olduğu, toprak yapısı, konumu bir bütün halinde değerlendirildiğinde tamamının, kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı 26,30 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.