Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9555 E. 2021/8037 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasında, bozma ilamına uyularak verilen ret kararına karşı yapılan temyizde, bozma öncesi kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma ilamı öncesinde davacı lehine hüküm kurulmuş ve bazı davalılar kararı temyiz ederken diğerleri etmemiş olduğundan, temyiz etmeyen davalılar yönünden oluşan usuli kazanılmış hakkın gözetilmemesi ve bu davalılar hakkında da ret kararı verilmesi doğru görülmeyerek hüküm bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS

Taraflar arasında görülen davada,

Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’un, maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazının ½ payını eşi olan ...'e ½ payını ise temlik tarihinde 17 yaşında olan davalı gelini ...’ye temlik ettiğini, ...’in payının bir kısmını oğlu olan davalı ...’e, bir kısmını ise diğer oğlu olan davalı ...’a temlik ettiğini, ...’in de payını oğlu olan davalı ...’ye temlik ettiğini, yine mirasbırakanın paydaşı olduğu ... parseldeki payını oğlu olan davalı ...'ye, paydaşı olduğu ... parseldeki payını eşi ...’e temlik ettiğini, ... parsel sayılı taşınmazın 21.10.1994 tarihinde ifraz ile ..., ... ... parsellere dönüştüğünü ve ...’in paydaş olduğunu, ...’in ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki payını oğlu olan davalı ...’e temlik ettiğini, davalıların alım gücü olmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.

Bir kısım davalılar, zamanaşımı defi ile satışın gerçek olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.

Bir kısım davalılar davaya cevap vermemişlerdir.

Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen karar Dairece, “Somut olayda, davacılar iddialarını ispat edecek deliller ortaya koymamışlar, dinlenen davacı tanıkları temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğuna ilişkin bilgilerinin bulunmadığını belirtmişler, davalı tanıkları ise satışların gerçek olduğunu bildirmişlerdir. Açıklanan bu olgular, yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde; mirasbırakanın davacılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı saptanmış olup, HMK'nın 190. ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca davacının muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı, bir başka ifade ile temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır. Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, bir kısım davacılar ..., ... ve ... vekili ile diğer davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

-KARAR-

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

Dosya içeriği ve toplanan delillerden 05.01.1987 tarihinde ölen mirasbırakan ...’un, maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazının ½ payını eşi olan ...'e, ½ payını ise davalı olan gelini ...’ye satış suretiyle temlik ettiği, ...’in ½ payının 680/2400 payını 29.08.1981 tarihinde oğlu olan davalı ...’e, kalan 520/2400 payını 11.01.1983 tarihinde diğer oğlu olan davalı ...’a temlik ettiği, ...’in de payını 25.08.2005 tarihinde oğlu olan davalı ...’ye temlik ettiği, yine murisin 600/2400 pay ile paydaşı olduğu ... parseldeki payının tamamını 05.05.1981 tarihinde oğlu olan davalı ...'ye, 775/2400 pay ile paydaşı olduğu ... parseldeki payının tamamını 09.02.1978 tarihinde eşi olan ...’e satış suretiyle temlik ettiği, ... parsel sayılı taşınmazın 21.10.1994 tarihinde ifraz ile ..., ... ... parsellere dönüştü ve ...’in 19840/61440’ar pay ile paydaş olduğu, ...’in ... ve ... parsel sayılı taşınmazlardaki payını 02.08.1996 tarihinde oğlu olan davalı ...’e satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... yönünden hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmediğinden hükmün ONANMASINA,

Diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden yapılan incelemede ise; bilindiği üzere, bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Somut olayda, bozma ilamı öncesindeki gerekçeli karar ile tüm davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz yoluna başvurulmuş, diğer davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... kararı temyiz etmemiştir. Bu nedenle kararı temyiz etmeyen davalıların payları yönünden davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilmeksizin hüküm kurulması isabetsizdir.

Kabule göre de, karar başlığında ölü ...’un davacılar arasında gösterilmesi, davacı ... mirasçılarının davacılar arasında gösterilmemesi, vekili bulunan davalı ...'nin vekilinin gösterilmemiş olması da doğru bulunmamıştır.

Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının açıklanan yönlerden kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.