Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9564 E. 2023/3441 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, kadastro tespiti sonrası açılan davada hak düşürücü süre uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Ketmi veresenin kadastro öncesi bir sebep olmayıp kadastro tespiti ile ortaya çıkan bir durum olması ve bu nedenle hak düşürücü süreye tabi olmaması gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki ketmi verese nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesine özetle; ... ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan 122 ada 9 parsel, 122 ada 10 parsel, 122 ada 11 parsel, 128 ada 7 parsel, 128 ada 8 parsel, 128 ada 9 parsel, 133 ada 27 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanakları düzenlenirken taşınmazları arazi kadastrosu sırasında "edinme sebepleri" bölümünde "... ...'in de 1940 yılında ölümü ile evlatları..., .... ..., ... ..., ..., ... 'ye terk ettiği..." şeklinde dile getirildiğini ve bunun sonucunda ... ... mirasçıları mülkiyette hisseleri oranında pay sahibi olduklarını, ancak ... ... ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/805 Esas 2016/71 Karar sayılı veraset ilamında da görüldüğü gibi ... adında bir mirasçısı daha bulunduğunu, parsellerin kadastro tutanaklarının "edinme sebepleri" bölümünde eksik yapılan tespite göre ...'ün mirasçılarının aynı zamanda bu davanın da davacıları olan müvekkillerinin babalarının adının kadastro tutanaklarında yer alması gerektiğini ileri sürerek davalılar üzerine hisseleri oranında kayıtlı taşınmazların tapu kaydının iptaliyle müvekkillerinin de payları oranında tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davacılar vekilinin bahsettiği hususların hiç birisinin gerçeği yansıtmadığını, hepsinin varsayımdan ibaret olduğunu, bu nedenlerle davayı kabul etmediğini, öte yandan davada zamanaşımının söz konusu olduğunu, dava konusu parsellerin bulunduğu yerden 1957 yılında kadastro tespit çalışmaları yapıldığını ve sonuçlanarak askıya çıkartıldığını, askı süresinde itiraz olmadığı gibi 10 yıllık zamanaşımı nedeni ile de itiraz edilmediğini, tapu kayıtlarının kesinlik kazandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı ... dilekçesinde; davacıların iddialarını ve davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden aleyhe çıkabilecek herhangi bir kararda yargılama gideri yüklenmemesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davasının 6100 sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayni hakların zamanaşımına uğramadığı için ayni hak devam ettiği sürece tapu sicilindeki kaydın düzeltilmesi de istenebileceğini, zamanaşımına konu olması mümkün olmadığını, Temmuz 306 tarih ve 45 sayılı tapu kaydının kadastrodan önceki hukuki bir sebep olmadığını, dava konusu parsellerin eskiden de tapu kaydı bulunan parseller olduğunu, mirasçı olma sıfatlarından dolayı kadastro tutanaklarının kesinleşmesinin çok öncesinden mevcut olduğunu, davanın tüm davalılar için aynı sebepten yani dava şartı yokluğundan reddedildiğini, aynı sebepten reddedilen davalarda davalı sayısı kaç kişi olursa olsun ve kaç avukat tutarlarsa tutsunlar tek vekalet ücretine karar verileceğini, usul ve esas yönünden hukuka aykırı kararlar olduğunu öne sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların kendilerinin de ... mirasçısı oldukları yolundaki iddialarının kadastro tespit kararının hatalı olduğuna ilişkin olup tespit öncesi neden olduğu, davanın 17.06.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmakla 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesi uyarınca tespite ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak dava açılamayacağından hak düşürücü süre nedeni ile davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. Uygulamada ve öğretide ketmi verese (mirasçılığın gizlenmesi) davalarında uyuşmazlığın çözümü, hasımlı veraset ilamı alınmak üzere açılacak bir dava sonucu, mirasbırakanın tüm mirasçılarının belirlenmesi ve davacının bu mirasçılar arasında yer alıp almadığının saptanmasına bağlıdır.

2. 4721 sayılı Tük Medeni Kanunu'nun 575. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir."

3. Değerlendirme

1. Dava konusu eski 364 (122 ada 9 ve 10 parsel, 365 (122 ada 11 parsel), 200 (128 ada 7 parsel), 201 (128 ada 8 parsel), 202 (128 ada 9 parsel), 65 (133 ada 27 parsel) sayılı taşınmazlar “Bu gayrimenkul temmuz 306 tarih ve 45 sayılı tapu kaydı ile ... oğlu ...’nın tapulu malı iken 1323 yılında ölümü ile evlatları ... ve ... ve ... ve ...’ye terk ettiği ve ...’in 1940 yılında ölümü ile evlatları İbrahim ve İsmail ve ...’yı terk ve ...’nin de 1942 yılında ölümü ile evlatları ... ve Hakkı ve ... ve ... ve ...’ye terk ettiği, ... de 1946 yılında ölümü ile evlatları... ve ... ve ... ve ... ve ... ve ... ve Aliye’ye terk ettiği ve ...’in de 1947 yılında ölümü ile evlatları ... ve ...’yi terk ettiği ve 1325 yılında araziden şose geçmekle bu tapu hududunu ikiye böldüğü ve hissedarlar bu gayrimenkulü mütaaddit parsellere 1950 yılında haricen ve adiyen ifraz ve taksim yaparak müştereken tasarruf ettikleri ve ... bu parseldeki hissesini haricen ve adiyen 1950 yılında kardeşi ...’a sattığı belirtilerek tespit ve 22.07.1959 tarihinde tescil edilmiştir.

2. Davacıların mirasçılık iddiasına ilişkin sunulan hasımsız veraset ilamına göre kök muris ...'in 1940 yılında ölümü ile geriye mirasçı olarak ..., ..., ..., Aliye, ... ..., ... ve...'nın kaldığı anlaşılmaktadır.

3. Somut olayda; davacı taraf kadastro tespiti sırasında murisleri ...'in unutulduğunu ve tespit dışı bırakıldığını iddia etmiş olup, İlk Derece Mahkemesince taşınmazlara ilişkin kadastro tespit tutanağının 22.07.1959 tarihinde kesinleştiği, davanın 17.10.2016 tarihinde açıldığı ve iddianın kadastro öncesi sebeplere dayandırıldığı dikkate alınarak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve aynı gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf başvurusu reddedilmiş ise de; ketmi verese hukuksal nedenine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasında Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinin uygulanma olanağı bulunmamaktadır.

4. Ketm-i verese olgusu kadastro öncesi neden değil, kadastro tespiti ile açığa çıkan bir durumu ifade ettiğinden hak düşürücü süreye tabi olduğu söylenemez.

5. Hâl böyle olunca; davacılara murisleri ...'in mirasçılarını gösterir hasımlı veraset ilamı alması için olanak tanınması, alınacak hasımlı mirasçılık belgesinde davacıların mirasçı olduğu belirlendiği takdirde işin esasının incelenmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren ... Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine,

Alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine,

19.06.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.