"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : MEN'İ MÜDAHALE VE KAL
Taraflar arasında görülen men'i müdahale ve kal davasında bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili, Anayasa’nın 43. maddesi ve Kıyı Kanunu’nun 5. ve 6. maddelerindeki açık düzenlemelere rağmen davalı... İşl. ve İnş. San. Tic. A.Ş. tarafından davaya konu 2447 parsel sayılı taşınmazın önüne isabet eden devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyıda ve deniz yüzeyinde gölgelik, kıyı düzenlemesi şeklinde inşaat işi ve 2 adet iskele yapılarak işgal edildiğinin idarece yapılan denetimde tespit edildiğini; yine davalı ... İşl. Taah. Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin de aynı yerde bazı müdahalelerle iskele yapmak suretiyle anılan yerleri işgal ettiğinin tespit edildiğini ileri sürerek, davalıların kıyı vasfındaki alana ve deniz yüzeyine yönelik müdahalelerinin menine ve taşınmaz üzerindeki tüm muhdesatların kaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
2.1. Davalı... İşl. ve İnş. San. Tic. A.Ş. vekili, zilyetliğe ilişkin davada sulh hukuk mahkemelerinin görevli olduğunu, davaya konu yerlerin müvekkili tarafından 10 yılı aşkın süredir kullanıldığını ve 2001 yılından beri ecrimisil ödendiğini, davanın TMK’nın 984. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinde açılmadığını, dosyada kıyı kenar çizgisinin kesinleştiğine ilişkin belge bulunmadığını, müvekkili şirket kamu hizmeti gördüğünden kamu yararına aykırı yapılaşmanın bulunmadığını, gölgelik ve şezlongların müdahalenin menine konu edilecek taşınmaz niteliğinde yapılaşma sayılamayacağını, bu muhdesatların taşınabilir ve mevsimlik olduğunu, 2 adet iskelenin ise müvekkili tarafından yapılmayıp önceden de var olan ve ... botlarının yanaştığı kamu kullanımına açık iskeleler olduğunu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 12. ve 13. maddelerinde ... Teşvik Kanunu’na göre turizm bölgelerinde yapılabilecek tesislerin belirlendiğini, bu nedenle kıyıda uygulama imar planı bulunup bulunmadığı tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin anılan kanundan yararlandığını, bu nedenle kıyıdan yararlanmanın müvekkilinin hakkı olduğunu, bu tesislerin özelliği gereği kıyıdan başka yerde yapılmasının mümkün olmadığını, kali istenen iskelelerle ilgili olarak müvekkilinin izinlerinin bulunduğunu ve kurum yazışmalarının tamamlanmasının beklendiğini, Bodrum Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğü İmar Planı suretinde de bu durumun mevcut bulunduğunu, 2001 yılı için şezlong alanı ve iskele için ecrimisil tahakkuk ettirilmiş olmasının da bu bölümün mevzuata uygun kullanıldığını göstereceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
2.2. Davalı ... İşl. Taah. Tur. Tic. Ltd. Şti vekili, davalı şirketin davaya konu alanda işgalinin bulunmadığını, diğer davalı ile su sporları konusunda yapılan sözleşmenin 2005 sezon sonunda sona erdiğini, 2006 sezonunda su sporları faaliyetinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 10/02/2011 tarihli ve 2006/286 E., 2011/19 K. sayılı kararıyla; davalının kıyı kenar çizgisi içerisindeki alana tecavüz ettiğinin sabit olduğu, davalı tarafın müdahaleyi haklı kılacak bir sebep öne sürmediği, yapılan müdahale sonucu dava konusu alandan kamunun yararlanmasının engellendiği gerekçesiyle 02.12.2008 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye göre mülkiyet sınırının dışındaki bir kısım yer (21, 22, 23, 24, 25, 27, 29, 30, 31, 32, 26,28 ile gösterilen yerler) ile 16 ile gösterilen bölüme davalı tarafından yapılan tecavüzün menine ve muhdesatın kaline, mülkiyet sınırı içerisinde bulunan 7, 13, 15, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 11, 12, 14, 18, 19, 20 ile gösterilen bölümler hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı Club Voyag Turizm Otelcilik İşl. ve İnş. San. Tic. A.Ş. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Daire’nin 28/02/2013 tarihli ve 2012/16839 E:, 2013/2899 K. sayılı ilamıyla, “Gerçekten de, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kıyı-kenar çizgisi içerisinde kalan yere davalının taş duvar, yol, güneşlenme terası, sabit şemsiyeli gölgelik, iskele ve benzeri şeyler yapmak suretiyle müdahale ettiği toplanan delillerle saptanmıştır.
Ancak, ibraz edilen belgelerden ve cevabi yazılardan, mevcut yapılanma için izin başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Yine dosyaya temyiz aşamasında “ön izin sözleşmesi” başlıklı belge fotokopisi sunulmuştur.
Bilindiği üzere, 3621 sayılı Yasa'nın 6. maddesinin ilk fıkrasında; kıyılarda ne tür yapılanmanın mümkün olmadığı belirtilirken, 2. fıkrasında ise bu yerlerde uygulama imar planı gereğince iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım…. gibi yapı ve tesislerin yapılabileceği kabul edilmiştir.
Anılan madde hükmünde de vurgulandığı üzere, söz konusu yapılanmanın hukuken korunabilmesi, kıyıda uygulama imar planının karar altına alınması ve uygulamaya geçilmesi ile mümkündür.
Diğer taraftan “doldurma ve kurutma yoluyla, arazi ve bu araziler üzerinde yapılabilecek yapılar” başlıklı 7. maddesinde, denizden doldurma ve kurutma yapmak bir takım usulü işlemlere ve izinlere bağlanmıştır.
Hal böyle olunca; davaya konu yapılanma bakımından Kıyı Yasası'nın yukarıda değinilen hükümleri çerçevesinde tüm koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan inceleme ile hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 30/11/2016 tarihli ve 2013/238 E., 2016/625 K. sayılı kararıyla; tapu sınırı dışında kalan bölümlere müdahalenin haksız olduğunun kabulüyle müdahalenin meninin gerektiği, diğer bölümler tapu içerisinde kaldığından dava tarihi itibariyle müdahalenin haksız olduğunun söylenemeyeceği, (K) harfi ile gösterilen iskelenin kıyı kenar çizgisi içerisinde kalıp mülkiyet dışında kalsa da bozma ilamı doğrultusunda yapılan araştırmada ruhsatlı olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın ksımen kabulü ile, 17/10/2016 tarihli raporda kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı belirlenen (A), (B), (D), (E), (G), (H), (L), (S), (P) harfleri ile gösterilen bölümlere yönelik haksız müdahalenin meni ve muhdesatın kaline, mülkiyet sınırı içerisinde kaldığı belirlenen ve (C), (F), (I), (İ), (N), (O), (R) ve (V) harfleri ile gösterilen bölümler ile kıyı kenar çizgisi içerisinde kalmakla birlikte ruhsatlı olduğu anlaşılan (K) harfli iskeleye yönelik davaların reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, mahkeme eksik inceleme yapıldığını, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunduğunu, Yargıtay ilamında belirlenen eksikliklerin giderilmemiştir, bilirkişi raporlarının hükme elverişli olmadığını, davanın tamamının kabul edilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kıyı Kanunu’ndan kaynaklanan el atmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. T.C. Anayasası'nın ''Kıyılardan Yararlanma'' başlıklı 43. maddesinde; ''Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.''
6.2.2. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 5. maddesinde ''Kıyılar ile ilgili genel esaslar aşağıda belirtilmiştir: Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir. Yaklaşma mesafesi ve kıyı kenar çizgisi arasında kalan alanlar, ancak yaya yolu, gezinti, dinlenme, seyir ve rekreaktif amaçla kullanılmak üzere düzenlenebilir. Sahil şeritlerinin derinliği, 4. maddede belirtilen mesafeden az olmamak üzere, sahil şeridindeki ve sahil şeridi gerisindeki kullanımlar ve doğal eşikler de dikkate alınarak belirlenir. Taşıt yolları, sahil şeridinin kara yönünde yapı yaklaşma sınırı gerisinde kalan alanda düzenlenebilir. Sahil şeridinde yapılacak yapıların kullanım amacına bağlı olarak yapım koşulları yönetmelikte belirlenir.'' hükmüne yer verilmiştir.
6.2.3. 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 6. maddesinde “Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, telörgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz. Kıyılarda, kıyıyı değiştirecek boyutta kazı yapılamaz; kum, çakıl vesaire alınamaz veya çekilemez. Kıyılara moloz, toprak, curuf, çöp gibi kirletici etkisi olan atık ve artıklar dökülemez. Kıyının kumluk veya çakıllık olduğu alanlarda denize girme, güneşlenme, amatör su sporları gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yönelik rekreatif amaçlı iskele yapılamaz. Ancak, kıyının kayalık karakter gösterdiği ya da kıyının kumluk veya çakıllık olmasına rağmen niteliği gereği su alanından başka türlü faydalanmanın mümkün olmadığı zorunlu hallerde genişliği üç metreyi geçmeyen ve platform niteliği taşımayan rekreatif amaçlı iskeleler yapılabilir.
Kıyıda imar planı kararı ile; iskele, liman, barınak, yanaşma yeri, rıhtım, dalgakıran, köprü, menfez, istinat duvarı, fener, çekek yeri, kayıkhane, tuzla, dalyan, tasfiye ve pompaj istasyonları gibi, kıyının kamu yararına kullanımı ve kıyıyı korumak amacına yönelik alt yapı ve tesisler, ... Komutanlığının faaliyetlerinin özelliği gereği kıyıdan başka yerde yapılması mümkün olmayan ... Komutanlığı bağlısı gemi/bot karakolları ve destek birimi binaları yapılabilir. '' hükmüne yer verilmiştir.
6.2.4. 28.11.1997 tarihli ve 1996/5 E., 1997/3 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; mülkiyet hukuku yönünden kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi görevinin adli yargıya ait olduğu; ancak, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca idare tarafından kıyı kenar çizgisi belirlenmiş ve yazılı bildirime rağmen yasal süresinde idari yargıya başvurulmaması nedeniyle yargı yolunun kapanmış olması veya idari yargı tarafından verilip kesinleşmiş karar bulunması durumlarında, bunlara uygun şekilde kıyı kenar çizgisinin adli yargı tarafından saptanması gerektiğine işaret edilmiştir.
6.3. Değerlendirme
Dava dilekçesinde kıyıya ve deniz yüzeyine yapılan müdahalenin ve bu kısma yapılan muhdesatın kalinin istendiği açıktır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda (K) harfi ile gösterilen iskelenin usulünce yapıldığı, yasal izinlerinin mevcut olduğu anlaşılmakla bu iskeleye ilişkin talebin reddine karar verilmesi doğrudur.
Diğer yandan; kıyı kenar çizgisi içerisinde ve taşınmazın mülkiyet çizgisi dışında kalan talebe konu alanlara ilişkin müdahalenin meni kararı da yerindedir. Bilirkişi raporunda S ile gösterilen büfenin mülkiyet çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmış ise de bu kısma ilişkin olarak kurulan kabul hükmü temyiz edenin sıfatı dikkate alınarak bozma konusu yapılmamıştır.
Ne var ki, bilirkişi raporunda (M) harfi ile gösterilen iskele hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca, (M) ile gösterilen kısım yönünden eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
V. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle; davacı Hazine vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.