"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TENKİS
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, tenkis davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan inceleme sonucunda; başvurunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan anneleri ...'nın 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4 numaralı bağımsız bölümünü 05/12/2007 tarihinde satış göstermek suretiyle kızı olan davalıya devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmazını satma ihtiyacı olmadığı gibi davalının da alım gücü bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalı, dava konusu taşınmazı bedeli karşılığında satın aldığını, mirasbırakan annesinin hasta olduğunu ve bakıcı tutma gereği duyduğunu, ancak emekli maaşının bakıcı ve diğer giderlerini karşılamaya yetmediğini, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için taşınmazını satmaya karar verdiğini, yabancıya gitmemesi için kendisine sattığını, taşınmazı satın alabilecek maddi gücü olduğunu, davacıların; eşi Şevket ile aralarındaki husumet nedeniyle bu davayı açtıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Devrek 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/02/2020 tarihli ve 2015/253 E. 2020/38 K. sayılı kararıyla; keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ve ek raporuna yapılan itiraz üzerine yeniden keşif yapıldığı ve alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, mirasbırakanın hasta ve bakıma muhtaç olduğu, sağlık ve diğer giderlerinin bulunduğu, davalının temlike konu taşınmazı alabilecek ekonomik güce sahip olduğu, resmi senetteki satış bedeli, akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, temlikin gerçek bir satış olduğu, ivazlı olması nedeniyle tenkis talebinin de kabulünün olanaklı olamayacağı gerekçesiyle davacıların asli ve yardımcı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Kaldırma Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin 10/06/2021 tarihli ve 2020/457 E. 2020/438 K. sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın terekeye iadesinin istendiği, davaya katılmayan mirasçıların olurlarının alınması ya da miras şirketine temsilci atanması, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davacıların istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-4. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesince verilen karar kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesince Kaldırma Kararı Sonrasında Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 22/04/2021 tarihli ve 2020/104 E. 2021/89 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın davacılar ve davalı olmak üzere üç mirasçısı olduğu, davaya katılmayan mirasçı bulunmadığı, taraf teşkilinde problem olmadığı, keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ve ek raporuna yapılan itiraz üzerine yeniden keşif yapıldığı ve alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu, mirasbırakanın hasta ve bakıma muhtaç olduğu, sağlık ve diğer giderlerinin bulunduğu, davalının temlike konu taşınmazı alabilecek ekonomik güce sahip olduğu, resmi senetteki satış bedeli, akit tarihindeki gerçek bedelden düşük ise de, salt bedeller arasındaki oransızlığın tek başına muvazaanın delili olamayacağı, mirasbırakanın mal kaçırmasını gerektirecek bir sebebin ortaya konulamadığı, muvazaa iddiasının ispatlanamadığı, temlikin gerçek bir satış olduğu, ivazlı olması nedeniyle tenkis talebinin de kabulünün olanaklı olamayacağı gerekçesiyle davacıların asli ve yardımcı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
4. Kaldırma Kararı Sonrası İlk Derece Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
5. İstinaf Nedenleri
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yargılama sırasında defalarca bilirkişi raporu alındığını, ancak son alınan bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın satış tarihinde gösterilenden çok daha fazla değerli olduğunun tespit edildiğini, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında çok ciddi bir fark bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmazını daha fazla bedelle satabilecekken daha az bir bedelle yetinmesinin mümkün olmadığını, bu hususun açıkça muvazaanın delili olduğunu, terditli açılan davada asli talep hakkında karar verildiği ancak tenkis talebine yönelik karar verilmediğini ve araştırma yapılmadığını, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini bildirmiş ve iddiasında ileri sürdüğü beyanları tekrar etmiştir.
6. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08/10/2021 tarihli ve 2021/967 E. 2021/1251 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın mal kaçırma kastı bulunmadığı, yine satış sözleşmesi ivazlı akitlerden olduğundan tenkise de tabi olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davacının davalarının 4721 sayılı TMK’nın 6 ncı ve 6100 sayılı HMK’nın 190 ıncı maddeleri gereğince ispatlanamadığından reddine karar verilmiş olmasında usul, esas ve dosya kapsamı/içeriği yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğunu, yargılama sırasında defalarca bilirkişi raporu alındığını, ancak son alınan bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın satış tarihinde gösterilenden çok daha fazla değerli olduğunun tespit edildiğini, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında çok ciddi bir fark bulunduğunu, mirasbırakanın taşınmazını daha fazla bedelle satabilecekken daha az bir bedelle yetinmesinin mümkün olmadığını, bu hususun açıkça muvazaanın delili olduğunu, terditli açılan davada asli talep hakkında karar verildiği ancak tenkis talebine yönelik karar verilmediğini ve araştırma yapılmadığını, eksik ve hatalı inceleme ile karar verildiğini bildirmiş ve iddiasında ileri sürdüğü beyanları tekrar etmiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1.Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
3.2.2.Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237. (Borçlar Kanunu'nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
3.2.3.Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesine, kararın (IV./6.) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesine göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370 inci maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.