Logo

1. Hukuk Dairesi2021/9624 E. 2022/3797 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil ve ecrimisil istekli asıl ve birleştirilen davalar sonunda, Mahkemece asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili tarafından duruşma istekli ve asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 10/05/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat Bilgehan İlgi ile diğer temyiz eden davalılar vekili Avukat... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ve diğerleri gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenerek gereği görüşüldü:

I. DAVA

1.1. Davacılar, mirasbırakanları ...’ın maliki olduğu 4468 ada 29 parsel sayılı taşınmazını 12/09/1978 tarihinde satış suretiyle oğulları olan davalılara temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, anılan taşınmazda daha sonra kat irtifakı tesisi ile oluşan 5, 7 ve 12 numaralı bağımsız bölümlerin davalılar adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adlarına tesciline mümkün olmazsa tenkise ve ecrimisile karar verilmesini istemişler, aşamada davacı ...’nin ölümü üzerine bir kısım mirasçıları ... ve ... davaya dahil olmuşlardır.

1.2. Birleştirilen davada davacı ..., aynı iddiaları ileri sürerek, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, dava tarihinden geriye doğru beş yıllık ecrimisil bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalılar, taşınmazı bedeli karşılığında satın aldıklarını, buna ilişkin Noter onaylı beyanname bulunduğunu, 30 yıl sonra bu iddia ile dava açılamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, aşamada davalılar ... ve ...’ın ölümü üzerine mirasçıları davaya dahil edilmişlerdir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalılara bedeli karşılığında sattığına dair 19/10/1978 tarihli makbuz olduğu, dinlenen tanık beyanlarından da mirasbırakanın sağlığında hak dengesini gözeterek davacı kızlarına para ve altın verdiği, dava konusu taşınmazı da davalı oğullarına temlik ettiği, davacıların temliki bildikleri ve temlik tarihinden dava tarihine kadar bu durumu bilen ve göz yuman davacıların mirasbırakanın ölümünden sonra muvazaa iddiasını ileri sürmelerinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, devrin ivazlı olması nedeniyle de olayda tenkis hükümlerinin uygulanmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairece "...Mahkemece yukarıda belirtilen ilkeleri kapsar biçimde hükme yeterli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleme imkanı bulunmamaktadır.

Hal böyle olunca, öncelikle davacı tarafa ...nın 31. maddesi kapsamında neticei taleplerine ilişkin açıklama yaptırılarak kendi miras payları oranında mı, yoksa tüm mirasçılar adına mı tapu iptali ve tescil talep ettiklerinin açıklattırılması ve sonucuna göre yukarıda belirtilen ilkeler de dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir." gerekçesi ile karar bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mirasçılardan ... tarafından aynı iddialar ile miras payı oranında tapu iptal tescil ve ecrimisil istekli açılan davanın eldeki dava ile birleştirilmesine karar verildikten sonra, Mahkemece; devrin karşılıksız olmadığı, davalıların satış tarihinde ekonomik durumlarının iyi olduğu, mirasbırakanın davacı kızları ile arasında herhangi bir husumet ve huzursuzluk bulunmadığı, temlikin bedelsiz olarak yapıldığı kabul edilse dahi, mirasbırakanın sağlığında kızlarına nakit para ve altın vererek mirasçıları arasında paylaşım yapmaya çalıştığı, gerçek iradesinin kızlarından mal kaçırmak değil, sağlığında çocukları arasında uygun bir paylaşım yapmak olduğu, davacıların 35 yıl sonra bu davayı açmış olmalarının iyiniyetli bir davranış olmadığı gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili ve katılma yolu ile asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; gerçek satış söz konusu ise mirasbırakanın paylaştırma amaçlı hareket ettiğinin kabul edilmeyeceğini, şayet paylaştırma amacıyla devir gerçekleştirildi ise bu durumda da temlik tarihinden 1 ay 7 gün sonra mirasbırakan tarafından “makbuz” başlıklı satış sözleşmesinin düzenlenmesinin çelişkili olduğunu, tüm bunların davalılara yapılan temlikin mirasçılardan mal kaçırmak amaçlı olduğunu gösterdiğini, iki defa dinlenen tanıklar ... ve Metin’in beyanlarının birbiri ile çelişkili olduğunu, tanık ...’in, mirasbırakanın paylaştırma yaptığını söylemesine rağmen, kendisine gösterilen satış makbuzundaki imzayı kabul ederek, aslında muvazaalı işleme iştirak ettiğini zımnen kabul dahi ettiğini, bir an için mirasbırakanın miras payları için davacılara altın verdiği kabul edildiğinde, eşinden gelen emekli maaşı ile geçinen mirasbırakanın o dönem için makbuzda yazan satış bedeli karşılığı 2,9 kg altını olması gerektiğini, bu altınların da 189 adet bileziğe tekabül ettiğini, bu durumda mirasbırakanın kolundaki bilezikleri çıkararak davacıların hakkını verdiğine ilişkin tanık beyanının gerçeği yansıtmadığının açık olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Asıl ve birleştirilen davalarda davalılar vekili katılma yolu ile sunduğu temyiz dilekçesinde özetle; düşük vekalet ücreti takdir edildiğini, kararın bu yönden hatalı olduğunu belirterek, kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; muris muvazaası hukuki nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptal ve tescil ile ecrimisil, asıl davada tapu iptal ve tescil istemi kabul edilmez ise tenkis isteklerine ilişkindir. Bir diğer çözümlenmesi gereken husus ise, yargılama sırasında davacının ölmesinin, taraf teşkiline olan etkisidir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

6.2.2. Diğer taraftan; taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, anılan hususun yargılamanın her aşamasında temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınması gerektiği açıktır.

Bilindiği üzere, dava, subjektif hakkına tecavüz edildiğini iddia eden kimsenin meşru hak ve menfaatlerinin korunması için mahkemeden hukuki koruma istemesidir. Mahkemeden hukuki koruma isteyen kimse de davacıdır.

Bunun yanında her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir. Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Genel olarak mirasbırakanın alacakları, hakları ve malları mirasçı veya mirasçılarına geçer. Bu nedenle dava sırasında taraflardan birisi ölür ve talep şahsa bağlı bir hak değil ise, dava ölenin mirasçıları tarafından yürütülür. Bir başka ifade ile; dava devam ederken davacının ölmesi halinde, ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan, ölen davacının mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı olacağı açık olup, mirasçıların tümünün davayı birlikte yürütmeleri gerektiği HMK'nın 60. maddesinin bir gereğidir.

6.2.3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 16/07/1981 tarihli ve 2494 sayılı Yasa ile değişik 433. maddesinde "Temyiz dilekçesi, hükmü veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ olunur. Tebliğ tarihi temyiz dilekçesinin dosyada kalan aslına işaret edilir.

Karşı taraf, tebliğ gününden başlayarak on gün içinde cevap dilekçesini, hükmü veren mahkemeye veya bu mahkemeye gönderilmek üzere başka bir mahkemeye verebilir. Cevap veren, hükmü süresinde temyiz etmemiş olsa bile, cevap dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını bildirerek temyiz isteğinde de bulunabilir'' düzenlemesi mevcuttur.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine ilişkin karar asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili ve katılma yoluyla davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş olup, davalılar vekiline gerekçeli karar 26/05/2021 tarihinde, davacıların temyiz dilekçesi 19/06/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar vekili kararı 05/07/2021 tarihinde katılma yolu ile temyiz etmiş olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 16/07/1981 tarihli ve 2494 sayılı Kanun ile değişik 433/2. maddesi gereğince yasal 10 günlük süre geçirildikten sonra katılma yolu ile hükmün temyiz edildiği anlaşılmaktadır.

6.3.2. Davacılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın maliki olduğu çekişme konusu 4468 ada 12 parsel sayılı taşınmazını 10/09/1978 tarihinde satış suretiyle 1/3’er paylı olarak davalı oğullarına temlik ettiği, daha sonra taşınmazda kat irtifakı tesisi ile oluşan 12 nolu bağımsız bölümün davalı ..., 4 nolu bağımsız bölümün davalı ... ve 5 nolu bağımsız bölümün davalı ... adlarına tescil edildiği, 1911 doğumlu mirasbırakanın 30/03/2011 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kızları ..., ...ve ... ile davalı oğulları ..., ... ve...’nin mirasçı olarak kaldıkları, aşamada davacılardan ...ile davalılar... ve ...’nın ölmesi üzerine mirasçılarının davaya dahil oldukları, davalı ... mirasçıları ..., ... ve ...nın duruşmada, davacıların haklarının mirasbırakan tarafından altın ve nakit para olarak verildiğini duyduklarını, bu nedenle iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savundukları, davacı ...’nin mirasçılarından ... ve ...’in davaya dahil olarak yargılamayı devam ettirdikleri, diğer ...mirasçıları..., ... ve ...’nın ise dosyaya gönderdikleri beyan dilekçelerinde, davacılara nakit para ve altın verildiğini, lehlerine hak doğması durumunda davalılar lehine bu haktan vazgeçtiklerini bildirdikleri, anılan beyan dilekçelerinden sadece mirasçı ...’ın dilekçesinin kimlik doğrulaması yapılarak gönderildiği anlaşılmaktadır.

Hal böyle olunca, öncelikle asıl dava davacısı ....mirasçılarından ..., davaya muvafakat etmediğinden TMK’nın 640. maddesi uyarınca davacı ...Kubat’ın terekesine temsilci atanması suretiyle tereke temsilcisi huzurunda davaya devam olunması, yukarıda açıklandığı şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken kamu düzeninden sayılan taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalılar vekili, yasal 10 günlük süreyi geçirdikten sonra katılma yolu ile hükmü temyiz ettiğinden, 05/07/2021 havale tarihli temyiz dilekçesinin SÜREDEN REDDİNE,

2. Asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekilinin değinilen yönlerden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı Yasa'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden asıl ve birleştirilen davalarda davacılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleştirilen davalarda davalılardan alınmasına, alınan peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.