"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
I. DAVA
1. Davacı, dava konusu 2638 ada 21 parsel sayılı, 19,60 m2 yüzölçümlü, arsa vasıflı, ... Şerifi vakfından icareli taşınmazın tamamının ... adına kayıtlı iken adı geçenin gaip olması sebebi ile Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20/10/2005 tarihli ve 2005/542 E. 2005/990 K. sayılı ilamı ile kayyım tayin edildiğini, taşınmazın 12 yıl boyunca kayyımla idare edilmesine rağmen bu güne kadar intikal talebinde bulunulmadığını, nüfus kayıtlarına ulaşılamadığını ileri sürerek, 5737 sayılı Kanun gereğince, gaiplik kararı verilmek suretiyle dava konusu taşımazın tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
2. Asli müdahil Hazine, dava konusu 21 parsel sayılı taşınmazın malikine Fatih 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 20/10/2005 tarihli ve 2005/542 E. 2005/990 K. sayılı ilamı ile davalı ... Defterdarının kayyım tayin edildiğini, kayyımla idare süresinin dolması nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 588. maddesi gereği taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, davacı tarafından sadece tapu kaydında ve kadastro beyannamesinde yer alan vakıf şerhine istinaden dava açıldığını ileri sürerek, davacının davasının reddine, asli müdahale talebinin kabulüne ve taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, taşınmazın üzerindeki vakıf şerhinin geçerli, vakfın muteber bir vakıf olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, yine vakfın sahih bir vakıf olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiğini, kayyımın yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/03/2020 tarihli ve 2017/539 E., 2020/118 K. sayılı kararıyla; kolluk araştırması yapıldığı, nüfus kayıtlarının istendiği, gerekli ilanların yapıldığı, ancak taşınmaz malikinin veya mirasçılarının ortaya çıkmadığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile ...'in gaipliğine, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine göre şartlar oluştuğundan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline; asli müdahil davacı Hazinenin TMK'nın 588. maddesine dayanmış ise de, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi karşısında TMK'daki Hazine mirasçılığına gidilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle asli müdahale davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili ve asli müdahil Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davalının İstinaf Nedenleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi heyetinde vakıf konularında uzman bilirkişinin yer almadığını, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulduğunu bildirip savunmasındaki beyanlarını tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.2. Asli Müdahil Hazinenin İstinaf Nedenleri
Asli müdahil Hazine vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, yetersiz inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini bildirip iddiasında ileri sürdüğü beyanları tekrarla İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 21/09/2021 tarihli ve 2021/480 E., 2021/1373 K. sayılı kararıyla; mahkemece yasal ilanların yapıldığı, tapu maliki ve mirasçılarının araştırıldığı, yasal ilanlara rağmen haber verenin olmadığı, tüm araştırmaların yapıldığı, taşınmazın evveliyatının vakıf malı olduğu, dava tarihi itibariyle 10 yıldan fazla süredir kayyımla idare edildiği sabit olsa da, taşınmazın vakıf malı olduğu, Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesinde belirtilen yasal koşulların oluştuğu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca, davalı ve asli müdahilin istinaf başvurularının esastan reddine; davalı ... Defterdarlığının tapu malikini temsil ettiği, davanın kabulüne karar verilmesi nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu olacağı, kamu düzenine ilişkin olan harç hususunun re'sen dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, hüküm harç ve yargılama gideri yönünden düzeltilerek asıl davanın kabulüne, asli müdahale davasının reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
2.1. Asli Müdahil Hazinenin Temyiz Nedenleri
Asli müdahil Hazine vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini, yetersiz inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verildiğini bildirip iddiasında ileri sürdüğü beyanları tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.1. Davacının Temyiz Nedenleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; verilen kararı katılma yoluyla temyiz ettiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararında vekalet ücretine dair hüküm kurulmadığını, davanın kabulüne karar verildiğinden davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek, usul ekonomisi açısından vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesini ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmesini istemiştir.
2.2. Davalının Temyiz Nedenleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurmadığı halde davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiğini ve yeniden hüküm tesis edildiğini, Bölge Adliye Mahkemesince aleyhe hüküm verme yasağının gözetilmediğini, kayyımın yasal hasım olduğunu ve aleyhine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bilirkişi heyetinde vakıf konularında uzman bilirkişinin yer almadığını, vakfın türünün yeterince araştırılmadığını, vakfın nev'i ve muteberiyetinin araştırılması ve vakfiyesinin getirtilmesi gerektiğini, vakfiyesi var ise vakfiye ile tespit edilen gayeye uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının, kullanılmıyor ise vakıf olma niteliğini kaybettiğinin kabulü gerekeceğini bildirip savunmasındaki beyanlarını tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
3. Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl davada 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, asli müdahale davasında ise 4721 sayılı TMK'nın 588. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1. 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun ''Taşınmazların vakfına dönmesi'' başlıklı 17. maddesinde ''Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk veya mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakfı adına tescil edilir.'',
3.2.2. 4721 sayılı TMK'nın 588. maddesinde ''Sağ olup olmadığı bilinmeyen bir kimsenin malvarlığı veya ona düşen miras payı on yıl resmen yönetilirse ya da malvarlığı böyle yönetilenin yüz yaşını dolduracağı süre geçerse, Hazinenin istemi üzerine o kimsenin gaipliğine karar verilir.
Gaiplik kararı verilebilmesi için gerekli ilân süresinde hiçbir hak sahibi ortaya çıkmazsa, aksine hüküm bulunmadıkça, gaibin mirası Devlete geçer.
Devlet, gaibe veya üstün hak sahiplerine karşı, aynen gaibin mirasını teslim alanlar gibi geri vermekle yükümlüdür''
hükümlerine yer verilmiştir.
3.3. Değerlendirme
Dosya içeriğine, toplanan delillere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, kararın (III.) nolu bendinde yer verilen İlk Derece Mahkemesi kararının ve kararın (IV./3.) nolu bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre, özellikle; vekalet ücretine ilişkin olarak hükmü temyiz eden davacı vekilinin, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı istinaf isteğinde bulunmadığı, anılan hususa dair istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, davacının temyize de gelemeyeceği gözetilmek suretiyle, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK'nin 370. maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı; 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacıdan, 5.832,43 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j bendi gereğince asli müdahil Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 17/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.