"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ : KULU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu iptali ve tescil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, Bölge Adliye Mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen karar, süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mirasbırakan dedesi ...'ın 91 ada 9 parsel sayılı taşınmazının 1/2 payını davalı oğlu ...a, 1/2 payını ise eşi ...'a satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra ...'ın payını davalı kızı ...'ya devrettiğini, mirasbırakanın ölene kadar dava konusu evde oturduğunu, ayrıca 60 ada 5 parsel sayılı taşınmazı da davalı oğlu ...a satış suretiyle devrettiğini, satış bedelinin düşük olduğunu, işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını, davalıların da alım gücü olmadığını, müvekkilinin babası...'a ait miras payının tamamının davacı adına tesciline ...'in diğer mirasçılarının da muvafakat ettiğini ileri sürerek davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkilinin babası ...’in miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında... mirasçılarının kendilerine...’dan intikal edecek dava konusu taşınmazların davacı ... adına tapulanmasına muvafakat ettiklerine dair ıslak imzalı belgeleri dosyaya sunmuştur.
1.2. Davaya müdahale talebinde bulunan (davacı) ... vekili; müvekkilinin de ... mirasçısı olduğunu belirtmiş, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaları tekrarlayarak davaya katılma talebinin kabul edilmesini, davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında müvekkili adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar davaya süresi içerisinde cevap vermemiş, yargılama aşamasında Kulu Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 17/10/2016 tarihli ve 2016/189 E., 2016/506 K. sayılı kararıyla, davalı ...’ın kısıtlanmasına ve kendisine davalı ...’nın vasi olarak tayin edilmesine karar verilmiş, davalı ... vekili duruşmada, müvekkilinin dava konusu taşınmazı bağış suretiyle edindiğini, davacının ancak tenkis talebinde bulunabileceğini, davacının tapu iptali ve tescil talebinde bulunması usule aykırı olduğu gibi muvafakatname ile dava ikamesinin de mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 11/07/2017 tarihli ve 2015/260 E., 2017/396 K. sayılı kararıyla; mirasbırakanın taşınmaz satmasını gerektirir durum ve davalıların çekişmeli taşınmazları satın alacak ekonomik güçlerinin bulunmadığı, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla hareket ettiği, taşınmazı bağış yoluyla edinen davalı ...’nın mirasbırakanın kızı olması nedeniyle taşınmazın öncesinde ne şekilde edinildiğini bilebilecek durumda olduğu gerekçesiyle davacının ve asli müdahilin davalarının kabulüne davaya konu 91 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 288 pay kabul edilerek 48’er payın davacı ... ve davacı ..., 96’şar payın davalı ... ve davalı ... adına tesciline; davaya konu 60 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın tamamı 288 pay kabul edilerek 48’er payın davacı ... ve davacı ..., 192 payın ise davalı ... adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.İstinaf Nedenleri
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ...’nın taşınmazı bağış yoluyla edindiğini, şekil şartlarına uygun olan bağış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptal edilemeyeceğini, davalının muvazaalı işlemin tarafı olmadığını, mirasbırakanın amacının tereddüte yer bırakmayacak şekilde ortaya konulamadığını, ... ... mirasçılarının muvafakatlerine binaen miras hisselerinin davacı adına tescil edilmesinin isabetsiz olduğunu, tarafların annesi olan ...’ın mirasbırakana baktığını, mirasbırakanın eşine duyduğu minnet nedeniyle ve kısıtlı çocuğunun muhtaç olmamasını arzuladığından taşınmazları devrettiğini belirterek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04/01/2019 tarihli ve 2017/1654 E., 2018/1524 K. sayılı kararıyla; temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, davalı ...’nın muvazaayı bilen veya bilmesi gereken kişi olduğu, davacının miras payı oranında tescil talebiyle dava açtığı, dava dışı mirasçıların usulüne uygun harç yatırarak açtıkları dava bulunmadığı halde muvafakatnamelerine değer verilerek ...'in payının davacı adına tesciline karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bunun yanı sıra asli müdahalede dava edilen müddeabihin esas olduğu, eldeki davada asli müdahilin kendi miras payı bakımından isteğinin kabul görmeyeceği, bu nedenle harç yatırarak talepte bulunan asli müdahilin davası bakımından tefrik kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, çekişmeli taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ...’ın 13/288 miras payı oranında davacı adına tesciline, bakiye payların davalılar üzerinde bırakılmasına, asli müdahil ...’ın açtığı davanın esası incelenmeden reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili ve davalı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairemizin 16/11/2020 tarihli ve 2019/1008 E., 2020/6020 K. sayılı kararıyla; “Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ... yönünden miras payına hasren davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı ...’in ve davalı ...’nın temyiz itirazlarının reddine. Davacı ...’in temyiz talebinin incelenmesine gelince; dava, bir başkasından hakkı olduğunu iddia eden şahsın hakkını yargı merciinden isteminden ibarettir. Bilindiği üzere, asli müdahil bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia etmektedir. Somut olayda ise davacı ..., davacı ...’in dava konusu ettiği pay üzerinde hak iddia etmemekte, aksine kendi payını (hakkını) talep etmektedir. Davacı ..., davada her ne kadar asli müdahil olarak gösterilmişse de teknik manada davaya müdahale söz konusu değildir. Bu durumda, davacı ...’in usulünce vermiş olduğu dilekçesi usulünce harçlandırıldığına göre, davacı ...’in davacılık sıfatının kabulü ile talebinin değerlendirilerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken anılanın talebinin esası incelenmeden reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ve 2021/133 E., 2021/1081 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında da açıklandığı üzere asli müdahilin bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddiasında bulunabileceği, somut olayda sadece davacı ...’in miras payı dava konusu olup asli müdahil Ahmet’in kendi miras payını davacı ...’in miras payından asli müdahale yolu ile talep etmesine bu davada olanak bulunmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı ... yönünden miras payına hasren davanın kabulüne, asli müdahilin davasının esası incelenmeden reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamında açıkça müvekkilinin davacılık sıfatının kabulü ile talep hakkında karar verilmesi gereğine değinildiğini, bozmaya uyulmasına rağmen talebin reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, bozmaya uyulmakla usuli kazanılmış hak oluştuğunu, asli müdahale dilekçesi içeriğinden açıkça ...’ın kendi miras payını istediğinin anlaşıldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin hatalı hesaplandığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2.1. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
6.3. Değerlendirme
6.3.1. Bilindiği üzere, bozma ilamına uyulmakla taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Somut olayda, bozma ilamı ile davacı ... her ne kadar asli müdahil olarak gösterilmişse de teknik manada davaya müdahale söz konusu olmadığı, davacı ...’in usulünce vermiş olduğu dilekçesi usulünce harçlandırıldığına göre davacılık sıfatının kabulü ile talebi değerlendirilerek olumlu olumsuz bir karar verilmesi gereğine değinilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesince de bozma ilamına uyulmuş olduğuna göre davacı ...’in davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın esası incelenmeden reddine karar verilmesi isabetsizdir.
6.3.2. Öte yandan, bilindiği üzere, ...nın 297/2. maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince de hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
6.3.3. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyulduğuna göre bundan sonra Mahkemece yapılacak iş bozmaya ve HMK'nın 297. maddesine uygun yeni bir karar vermekten ibarettir. Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/07/2017 tarihli ve 2015/260 E. 2017/396 K. sayılı kararının Bölge Adliye Mahkemesinin 04/01/2019 tarihli ve 2017/1654 E. 2018/1524 K. sayılı kararıyla kaldırıldığı gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere yeniden istinaf isteminin kabulü ve mahkeme kararının kaldırılması şeklinde hüküm oluşturulması usul hukukuna açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
VI. SONUÇ:
Kararın (IV/6.3.3) numaralı paragafında açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin değinilen yön itibariyle yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 371/1-a maddesi gereğince Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre hükmün fer'ilerine yönelik itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, sair hususların incelenmeksizin 10.02.2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.