"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADANA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT
Taraflar arasındaki tapu iptal- tescil ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen davanın kısmen kabul-kısmen reddine ilişkin kararın, davalılar vekilleri tarafından kabul edilen kısım, davacılar vekili tarafından da reddedilen kısım yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine dair verilen karar, süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; mirasbırakanları ...’ın 963, 968, 972 parsel sayılı taşınmazları çeşitli tarihlerde erkek çocukları, erkek çocuklarının eşleri ve torunlarına satış suretiyle temlik ettiğini, devirlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, anılan taşınmazların ifraz sonucu çok sayıda taşınmaza dönüştüğünü ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, 5333, 6023 ve 6024 parsel sayılı taşınmazlar üçüncü kişilere devredildiğinden bu taşınmazların değerlerinin tespiti ile miras payları oranında bedellerinin davalılardan tahsilini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, satışların gerçek olduğunu, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olduğu oranda satış yaptığını, davacılardan ...’ye de taşınmaz devrettiğini, temlik tarihinde davacıların mirasçı olmadıklarını ve yıllar sonra açılan davanın hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.02.2020 tarihli ve 2017/399 E. 2020/61 K. sayılı kararıyla; 2272 ve 2274 parsel sayılı taşınmazlar davalılar adına kayıtlı olmadığından bu taşınmazlar yönünden davanın reddine, diğer taşınmazlar yönünden mirasbırakanın mal satma ihtiyacının olmadığı, taşınmazları erkek çocukları, onların eşleri ve çocukları arasında paylaştırdığı, kız çocuklarına mal bırakmadığı, bu durumun Samandağ ilçesinde sıklıkla karşılaşılan bir yöntem olduğu anlaşılmakla muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle tapu iptal tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. İstinaf Nedenleri
2.1. Davalılar vekilleri ortak istinaf dilekçelerinde özetle; delillerin eksik toplanarak karar verildiğini, murisin kök parsellerde birden fazla işlem yaptığını, bunlardan bazılarının satış bazılarının bağış suretiyle gerçekleştiğini, murisin 972 parsel sayılı taşınmazdaki 111/2400 payını davacı ...’ye satış suretiyle devretmesine rağmen gerekçede bu hususlara değinilmediğini, 5333 parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişiye devredilmiş gibi tazminata hükmedildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemişlerdir.
2.2.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2272 ve 2274 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu parsellerin ifraz sonucu en son 5330 ve 5331 parsel numaralarını aldığını, talebin bu parsellere yönelik olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerektiğini ileri sürerek bu parseller yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
3. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2021 tarihli ve 2020/1328 E. 2021/776 K. sayılı kararıyla; aradan çok uzun yıllar geçtikten sonra dava açmanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, çekişme konusu taşınmazların devir tarihlerinde davacıların mirasçı olmadığı, gayrı resmi eş olarak dahi mirasbırakan yanında bulunmadığı, mirasçı olma ihtimali dahi bulunmadığı gözetildiğinde mirasbırakanın davacı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğini söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi mal kaçırma amacının ispatlanamadığı ve davacı ... ile oturduğu evinde mirasbırakan tarafından devredildiği, davacılar ve davalıların istinaf başvuruları bu kapsamda incelendiğinde davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.2 maddesi gereğince hükmün ortadan kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; Hukuk Genel Kurulu Kararlarına göre mirasbırakanın ölüm tarihinde sağ olmak koşuluyla tüm mirasçıların dava açma hakkının bulunduğunu, mirasbırakanın ekonomik durumunun çok iyi olduğunu, mal satma ihtiyacının bulunmadığını, kız çocuklarından mal kaçırmak amacıyla taşınmazlarını erkek çocuklarına paylaştırdığını, davalıların alım gücünün bulunmadığını, mal kaçırma amacının zabıta araştırması ve tanık beyanları ile kanıtlandığını ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir.
3.Gerekçe
3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil ve tazminat istemine ilişkindir.
3.2. İlgili Hukuk
3.2.1 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 575. maddesinde "Miras, mirasbırakanın ölümüyle açılır. Mirasbırakanın sağlığında yapmış olduğu mirasla ilgili kazandırmalar ve paylaştırmalar, terekenin ölüm anındaki durumuna göre değerlendirilir." hükmü düzenlenmiştir.
3.2.2 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun'un 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği belirtilmiştir.
3.2.3. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
3.3. Değerlendirme
Somut olayda, bölge adliye mahkemesince gerek devir gerek mirasbırakanın ölüm tarihi ve dava tarihi gözetildiğinde aradan geçen süreye göre muris muvazaası davası açmanın TMK’nın 2. maddesine aykırı olacağı değerlendirilmiş ise de, muvazaalı işlemler yok hükmünde olduğu için hakkın ileri sürülmesi herhangi bir süreye bağlı olmayacağından anılan gerekçeler yerinde olmadığı gibi mirasbırakanın 1989 yılında evlendiği ikinci eşi davacı ...’ye de, çekişme konusu 963 sayılı kök parselden ifraz ve taksim sonucu oluşan 600 m2 miktarlı ve üzerinde fiilen iki katlı ev bulunan taşınmaz ile yine 972 parsel sayılı taşınmazdaki 111/2400 payı da satış suretiyle devrettiği murisin kendisinden mal kaçırmak isteyeceği davacıya mal temlikin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, ayrıca temliklerin mal kaçırma amacıyla yapıldığına ilişkin somut olguların dosyada ortaya konulamadığı, muvazaa iddiasının TMK 6. ve HMK 190. maddeleri uyarınca yöntemince ispatlanamadığı anlaşılmakla bölge adliye mahkemesinin bu yöne değinen gerekçeleri doğru bulunmaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 21,40 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 12/01/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.