"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali-tescil, olmazsa tazminat davası sonunda, Bölge Adliye Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karar davalı şirket vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17/05/2022 Salı günü saat 10:40’da Daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı, mirasbırakan babasından kalan dava konusu 4068 parsel sayılı taşınmazın intikal ve satış işlemlerinin yapılması amacıyla davalı ...’u vekil tayin ettiğini, ancak daha sonra gördüğü lüzum üzerine 26.11.2013 tarihinde vekili azlettiğini, davalı ...’in yetkisinin sona erdiğini bilmesine rağmen çekişmeli taşınmazdaki payını işvereni olan diğer davalı şirkete devrettiğini, herhangi bir satış bedeli de ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmazsa 450.000 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
II. CEVAP
Davalılar ...ve... Yapı A.Ş., iddiaların doğru olmadığını, müteahhitlik yapan davalı şirketin yaptığı siteden davacıya bir daire verilmesi karşılığında dava konusu taşınmazın davalı şirkete devredileceğinin kararlaştırıldığını, bu doğrultuda davacının davalı ...’e vekaletname verdiğini, işlemlerin davacının bilgisi ve iradesi doğrultusunda gerçekleştiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince, vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı, satış bedelinin davacıya ödenmediği, davalıların birlikte hareket ettiği gerekçesiyle tapu iptal-tescil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
1. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı... Yapı A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 22/01/2019 tarihli ve 2018/1863 E., 2019/100 K. sayılı kararıyla; davalı şirketin yapmış olduğu siteden davacıya daire verilmesi karşılığında çekişmeli taşınmazın davalı şirkete devredilmesi amacıyla davacının vekaletname verdiği, satış bedelinin para değil mal olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, ancak davacının sözleşmeden dönmesi nedeniyle davalı tarafından semenin ödenememiş olduğu, vekâlet görevinin kötüye kullanılmadığı, bedelin ödenmemesinin tapu iptal-tescil davasının konusunu oluşturmayacağı, tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca davalı şirketin istinaf talebinin kabulü ile hüküm ortadan kaldırılarak tapu iptal-tescil isteğinin reddine, tazminat isteğinin kısmen kabulü ile 347.911,91 TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 18/02/2021 tarihli ve 2019/1576 E. 2021/899 K. sayılı kararıyla; “...Somut olaya gelince; davacının davalı ...’i 27.11.2013 tarihinde vekillikten azlettiği, azilnamenin 04.12.2013 tarihinde vekile tebliğ edildiği, vekil tarafından ise 26.11.2013 tarihinde davalı şirkete temlikin yapıldığı, diğer yandan davacı adına kayıtlı dava konusu taşınmaz ile davalı şirket tarafından çekişmeli payın devredilmesine karşılık davacıya verileceği vaad edilen taşınmazın değerleri arasındaki fark, yapılan temlik nedeniyle davacıya herhangi bir bedelin ödenmemiş olması olguları birlikte değerlendirildiğinde vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, kayıt maliki davalı şirketin ise davalı vekil İbrahim’in işvereni olması karşısında durumu bilen ya da bilmesi gereken konumunda olduğu açık olup davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle yazılı şekilde bedele hükmedilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin kararı bozulmuştur.
3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 30/09/2021 tarihli ve 2021/930 E. 2021/1410 K. sayılı kararıyla; vekalet görevinin kötüye kullanıldığı, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ederek davacıyı zararlandırdıkları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı... Yapı A.Ş vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davalı... Yapı A.Ş vekili; öncelikle görev, yetki ve zamanaşımı itirazı yönlerinden kararın bozulması gerektiğini, davacı ve dava dışı dört kardeşinin davalı şirket tarafından yapılan... Park Evleri Sitesini gezerek beğendiklerini ve her bir kardeşin istediği daireyi seçtiğini, ancak davacının daha sonra hiçbir sebep göstermeden daireyi teslim almadığını, davacı ve dava dışı kardeşlerinin seçtikleri daireler ile dava konusu taşınmazdaki paylarının takas edilmesi konusunda davalı şirkete öneride bulunduklarını, davalı şirket tarafından bu teklifin kabul edildiğini, bu doğrultuda davacının davalı ...'a vekaletname verdiğini, davacının ve dava dışı kardeşlerinin iradeleri ve bilgileri doğrultusunda işlemlerin gerçekleştiğini, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını, davacının ise anlaşmaya aykırı davranarak eldeki davayı açtığını, Beyoğlu 15. Noterliğinin 26.11.2013 tarih ve 17899 yevmiye numaralı belgesinin bir ihtar niteliğinde olup, azilname olmadığını, vekilin azilname düzenlemeye yetkisinin bulunmadığını, vekilin usulünce azledilmediğini, işlemlerin geçerli olduğunu, dava konusu taşınmazın değeri ile davalı şirket tarafından verilecek daire arasında herhangibir fark bulunmadığını, davacının zararı bulunmadığını, aksine menfaatine durum oluştuğunu, ayrıca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken hatalı olarak nispi vekalet ücreti takdir edildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanunu'nun 390. maddesinde) aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür. Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır.
6.3. Değerlendirme
Kararın (V./2.) nolu bendinde yer verilen hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. SONUÇ
Açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 23.054,63 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 17/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.