Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1026 E. 2022/4434 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakanın vekaleten devrettiği taşınmaz nedeniyle muris muvazaası iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat davasında, ilk alıcı şirkete yapılan temlikte muvazaanın bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakana ait taşınmazın vekili tarafından şirkete bedelli olarak satıldığı ve bedelin banka kanalıyla vekile ödendiğinin tespit edilmesi, ilk temlikte muris muvazaasının olmadığı, dolayısıyla ilk alıcı şirket ve ikinci alıcı hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

.....

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL - TAZMİNAT - TENKİS

Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil-tazminat-tenkis istekli dava sonunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07/12/2021 tarihli 2021/544 Esas 2021/1750 Karar sayılı kararıyla HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca bir kısım davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davalılar ..., ... Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 02/06/2022 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı ... vekili Avukat ..... ve davalılar ... v.d. vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler. Davetiye tebliğine rağmen davalı ... vekili v.d. gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı, mirasbırakan annesi ...’ın maliki olduğu dava konusu 394 ada 26 parsel sayılı taşınmazı, Korkuteli 1. Noterliğinin 31/07/2008 tarih 4139 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile vekil tayin ettiği davalı ... eliyle, mirastan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak, davalı ... ... Ltd. Şirketine satış yoluyla temlik ettiğini, mirasbırakanın özellikle eşinin ilk evliliğinden olan mirasçı ... ...’a mal kalmasını istemediğini, temlikin bedelsiz olduğunu, davalı Şirketin yetkilisi davalı ... ile onun eşi olan davalı ...’nun bu işleri organize ettiklerini, davalı Şirketin de bilahare taşınmazı davalı ...’ya muvazaalı olarak satış yoluyla devrettiğini, davalı ...’nın davalı Şirketin veya davalı ...’in bir dönem çalışanı olduğunu, alım gücü bulunmadığını ve iktisabının iyiniyetli olmadığını ileri sürerek, muris muvazaası nedeniyle dava konusu 394 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini, olmazsa dava konusu taşınmazın değerinin belirlenerek miras payı oranında tazminatın faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini; mirasbırakanın hile, hata, ikrah, tecrübesizlik veya gabin altında işlemi yapması veya işlem sırasında temyiz kudretinden yoksun olması halinde yine iptal tescile, olmazsa tazminata hükmedilmesini, öğrenme tarihinin 08/03/2018 tarihi olarak kabul edilmesini, bu iki halin mümkün olmaması durumunda tenkise karar verilmesini istemiş; davacı vekili 02/10/2018 tarihli dilekçede; talep sonucunu, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmazsa pay oranında tazminat, bu da olmazsa tenkis olarak açıklamış; davacı vekili 27/06/2018 tarihli dilekçesi ile, dava konusu taşınmazı dava tarihinden önce edinen son kayıt maliki ...’ün davalı olarak davaya dahil edilmesini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı ..., mirasbırakanın “çocuklarım birbiriyle kavgalı, bu taşınmazı onlara vermeyeceğim” diyerek hiçbir bedel almadan taşınmazı kendisine devrettiğini, durumu bilen davalı ...’nun da, bu taşınmaz üzerinden kredi çekelim diyerek taşınmazı devraldığını, mirasbırakana hiçbir bedel ödenmediğini, mirasbırakanın taşınmazı çocuklarından kaçırmak için kendisine devrettiğini, sonradan hiçbir bedel alınmadan davalı Şirkete, daha sonra da onların yanında çalışan davalı ...’ya bedelsiz devredildiğini, davalı ...’nun kendisini kandırarak taşınmazı kaçırdığını beyan etmiş; ön inceleme duruşmasında, dava konusu taşınmazın mirasbırakana ait olup güvene dayalı olarak kendisine vekalet verdiğini, diğer davalı ...'nun krediye ihtiyacı olduğunu, bu nedenle kredi çıkması için emaneten taşınmazı kendisine devretmesini istediğini, dost olarak bunu kabul ettiğini, daha sonra devrediliş amacına aykırı olarak davalı ...’in taşınmazı çalışanı olan davalı ...’ye devrettiğini, bu durumu davalı ...’e sorduğunda Recep’in, “tamam ben bedelini sana vereceğim” dediğini, daha sonra davalı ...’ten 150 bin TL aldığını, başka ödeme yapılmadığını, mirasbırakanın, çocuklarına güvenmediği için kendisine vekalet verdiğini beyan emiş; aşamada, mirasbırakanın çocukları arasında miras nedeni ile husumet olduğu ve kendisi de müteahhit olduğu için mirasbırakanın bu nedenle vekaletname verdiğini, davalı ... ile arkadaş olduklarını ve kredi çekmesi için güven ilişkisine dayalı olarak taşınmazı devrettiğini, davalı ...’in 250 bin TL kredi çektiğini ve 150 bin TL’yi kendisine elden verdiğini, bu parayı kullandığını, başka para verilmediğini beyan etmiştir.

2. Davalı ... ... Ltd. Şirketi yetkilisi ve aynı zamanda davalı olan ..., dava konusu taşınmazı 250 bin TL bedelle satın aldığını, 5 bin TL’yi elden, 245 bin TL’yi banka kanalıyla davalı vekil ...’a ödediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı ..., dava konusu taşınmazda kayıt maliki olmadığını, davalı Şirket tarafından davalı ...’a banka kanalıyla 245 bin TL ödendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

4. Davalı ..., davalı Şirket ile bir ilgisi olmadığını, önceleri düğün salonu işlettiğini, şu anda ... yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

5. Davalı olarak davaya dahil edilen son kayıt maliki ..., tapu kaydına güvenen iyiniyetli 3. kişi olduğunu, davalı ...’dan senede bağlı alacağı olup, alacağına karşılık dava konusu taşınmazı temellük ettiğini, anlaşma gereği dava konusu taşınmazın 270.000 TL bedelle alındığını, 232.500 TL’nin alacağından mahsup edildiğini, geri kalan 37.500 TL’yi de davalı ...’ye banka kanalıyla ödediğini, taşınmaz üzerinde banka ipoteği olduğu için ve ipoteğin davalı ... tarafından kaldırılmaması nedeniyle bonoları iade etmediğini, halen de ipoteğin devam ettiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/10/2020 tarihli 2018/239 Esas 2020/895 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın, mirastan mal kaçırmak amacıyla hareket ettiğinin davalı ...’nın ve tanıkların beyanlarıyla ispatlandığı, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı, mirasbırakana vekaleten davalı ...’nın çekişme konusu taşınmazı ilk el davalı Şirkete devrettiği, davalı ...’nın kredi kullanamadığı için muvazaalı olarak davalı Şirketin kredi kullanıp taşınmazı ipotek ettirdiği, daha sonra davalı ...’un krediyi ödememesi üzerine davalı Şirketin taşınmazı yanlarında çalışan davalı ...’ya devrettiği, ikinci el davalı ...’nın da iyiniyetli olmadığı, usul ekonomisi ilkesi gereğince son kayıt maliki dahili davalı ...’ün ise davaya dahil edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, dahili davalı ...’ün iyiniyetli 3. kişi olup, kötüniyetin ispatlanamadığı gerekçesiyle kayıt maliki olan dahili davalı yönünden davanın reddine, kayıt maliki olmayan diğer bütün davalılar yönünden iptal tescil isteminin reddine, tazminat isteminin davalı vekil ..., davalı ilk el ... Ltd. Şirketi ve ikinci el davalı ... yönünden kabulü ile çekişme konusu taşınmazın dava tarihi itibarıyla zemin ve ağaç değeri olan toplam 350.110,57 TL üzerinden davacının miras payına isabet eden 160.467,35 TL tazminatın bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar ... ve ... yönünden tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar ..., ...... Ltd. Şti. ve ... vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. İstinaf Nedenleri

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup, mirasbırakanın, kızkardeşinin eşi olan davalı ...’ya vekaletname verdiğini, vekaletname tarihinden beş yıl sonra dava konusu taşınmazın vekalete istinaden davalı Şirkete satıldığını, ilk satıştan iki yıl sonra da taşınmazın davalı ...’ye, onun tarafından da yaklaşık 3 yıl sonra son kayıt maliki davalı ...’e satıldığını, mirasçıya yapılan bir temlik olmadığını, davalı vekil ...’un müteahhitlik yaptığını ve iflas aşamasında iken mirasbırakanın başka taşınmazlarının yanında dava konusu taşınmazı da sattığının açık olduğunu, tanık beyanlarıyla ve davalı ...’un beyanlarıyla bunun doğrulandığını, eldeki davanın vekilin vekalet görevini kötüye kullanması nedeniyle tazminat davası şeklinde yorumlanabileceğini, dava konusu taşınmazın satışından 150 bin TL bedel alındığının, alınan bedelin mirasbırakana ya da mirasçılarına ödenmediğinin belli olduğunu, alınan bedelin gerçek bedelden az olması konusunda da yine vekilin sorumluluğu bulunduğunu, davalı ... yönünden davanın hem iptal tescil hem de tazminat bakımından reddine karar verildiği halde davalı ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 07/12/2021 tarihli 2021/544 Esas 2021/1750 Karar sayılı kararıyla; mirasbırakanın temlikteki asıl amaç ve iradesinin mirastan mal kaçırmak olduğu, muvazaa olgusunun ispatlandığı gözetildiğinde yazılı şekilde tazminat isteminin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, bir kısım davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalı ..., ...... Ltd. Şti., ... vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup, davacının, mirasbırakanın davalı ...’a verdiği vekaletname ile dava konusu taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla davalı Şirkete devrettiğini ileri sürdüğünü, davalı Şirketin yetkilisi olan davalı ..., davalı Şirket ile davalı ...’nın mirasbırakanla arasında bir akrabalık ya da yakınlık bulunmadığını, bu nedenle mirasbırakanın dava konusu taşınmazı davalılara bağışlamak gibi bir iradesi olmayacağını, bu davalıların, diğer davalı vekil ...’u tanıdıklarını, satışı da vekaleten bu davalının yaptığını, davalı Şirketin satış bedelini ödediğine ilişkin banka dekontu sunduklarını ve tanık beyanlarıyla, davalı vekile 150 bin TL ödeme yapıldığının da ispatlandığını, mirasbırakanın, davalı ...’a 2008 yılında vekaletname verdiğini, satışın ise 2013 yılında yapıldığını, bir kişinin mal kaçırmak amacıyla 5 yıl önceden vekaletname vermesinin düşünülemeyeceğini, davacının vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle vekilden tazminat isteyebileceğini, ödendiği kabul edilen 150 bin TL ile gerçek değer olan 222.224,76 TL arasında fazlaca bir fark olmadığını, davacının, davalı vekille işbirliği içinde hareket ederek tazminat almaya çalıştığını, davalı ... yönünden hem iptal tescil, hem de tazminat isteminin reddine karar verildiğini, davalı ... lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.

3.Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; satış sözleşmesinden kaynaklanan muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat, bu da olmazsa tenkis istemine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun'un 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.3. Temyiz Nedenlerinin Değerlendirilmesi

3.3.1. Somut olayda; 1948 doğumlu mirasbırakan ...’ın 24/09/2016 tarihinde ölümü üzerine eşi ... ..., davacı oğlu ... ... ile dava dışı kızı ...’nin mirasçı kaldıkları, mirasbırakanın eşi ... ...’ın da mirasbırakandan sonra 17/02/2017 tarihinde ölümü ile aynı çocukların ve ...’in ... isimli kadından olma oğlu dava dışı ... ...’ın mirasçı kaldıkları; Korkuteli 1. Noterliğinin 31/07/2008 tarih 4139 yevmiye no’lu vekaletnamesi ile mirasbırakanın taşınmaz intikal ve satışı konusunda davalı ...’yı vekil tayin ettiği; dava konusu 394 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tamamı mirasbırakan adına kayıtlı iken anılan vekaletnameye istinaden vekili davalı ... eliyle davalı ... ... Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.ye 18/07/2013 tarihinde satış yoluyla temlik edildiği, Şirketi temsilen işleme davalı ...’nun katıldığı; aynı tarihte taşınmaz üzerinde dava dışı banka lehine 450.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği; davalı Şirketin de bu taşınmazı 13/04/2015 tarihinde davalı ...’ya; adı geçenin de 07/03/2018 tarihinde dahili davalı ...’e satış yoluyla temlik ettiği; dava konusu taşınmazın 18/07/2013 satış tarihindeki değerinin keşfen 222.224,76 TL olarak saptandığı, resmi senette satış bedeli 10.000 TL gösterilmiş olup, davalı Şirket tarafından 19/07/2013 tarihinde mirasbırakan ... vekili olarak davalı ...’a banka kanalıyla 245.000 TL ödendiği anlaşılmaktadır.

3.3.2. Bilindiği üzere; muris muvazaası, gerçekte bağışlanan taşınmazın tapuda satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gösterilerek devredilmesi suretiyle yapılan nispi bir muvazaa türüdür.

Somut olayda; mirasbırakana ait çekişmeli taşınmaz, vekili davalı ... tarafından diğer davalı ... Ltd. Şti.’ye bedeli karşılığında satılmış ve bedel banka kanalıyla davalı vekile ödenmiştir. Bu durumda, ilk el davalı Şirkete yapılan temlik bakımından muris muvazaasından söz etmek mümkün değildir.

Hal böyle olunca; ilk el davalı ... ... Ltd. Şti. ile ikinci el davalı ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile adı geçen davalılar yönünden davanın kabulü doğru değildir.

Bununla birlikte; davalı vekil ...’nın hükmü temyiz etmemesi karşısında davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu da kuşkusuzdur.

Öte yandan; Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, kararda ret gerekçesine yer verilmemiş olması doğru olmadığı gibi, kabule göre de ret kararı verildiği için davalı ... yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi de doğru olmamıştır.

VI. SONUÇ

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ... ... İnş. Malz. Gıda ve Oto Tic. Ltd. Şti. Ve ... vekilinin değinilen yönlerden yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Korkuteli 1. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden birkısım davalılar vekili için 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02/06/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.