"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I .DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde, Acıgöl ilçesi, Yuva köyünde yapılan kadastro çalışmaları sonucu davacıların malik olduğu 152 ada 163 parsel sayılı taşınmazın sınırlarının hatalı belirlendiğini taşınmazın yaklaşık 1.250 metrekarelik kısmının Hazineye ait 152 ada 37 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığını, davacıların babasının kadastrodan önce bu yeri 163 parsel ile birlikte satın alıp taşınmaza uzun süredir zilyet olduklarını ileri sürerek, tapu kaydının bu kısmının iptali ile davacıların malik olduğu 152 ada 163 parsel sayılı taşınmaza eklenerek davacılar adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde, dava konusu taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik ile iktisap edilemeyeceğini, taşınmazın taşlık niteliğinde olup davacının kullanımı bulunmadığını, davacı tarafın ileri sürdüğü satış senetlerinin dava konusu yere ait olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, davacı ...’ın davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, çekişmeli 152 ada 37 parsel sayılı taşınmazın 19.02.2021 tarihli ek fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 552,60 m2'lik kısmın davacılar adına kayıtlı 152 ada 163 parsel sayılı taşınmaza eklenmek suretiyle mirasçılık belgesindeki miras payları oranında davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Nedenleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, kısmen kabul kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olup zilyetlik ve kazandırıcı zamanaşımı şartları ile iktisabının mümkün olmadığını, taşınmazın bir kısmının daha önce dava konusu edildiğini ve tescil kararı verildiğini infazda tereddüt oluşturulmasını engelleyecek şekilde hüküm kurulması gerektiği halde bu denetimin yapılmadığını, tevzi kayıtlarının sorulmadığını, komşu kayıtların getirtilip uygulanmadığını belirterek, kararın kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaz bölümünün tespit tarihinden geriye doğru davacılar ve babası tarafından nizasız, fasılasız kullanıldığı ve davacı taraf lehine 3402 sayılı Yasa'nın 14. ve 17. maddelerinde düzenlenen kazanma şartlarının gerçekleştiği ve mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu gerekçesiyle davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf dilekçelerindeki taleplerini tekrar ile kısmen kabul kararının hükmen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesinde; "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesinde; "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür."
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde; “Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüz ölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir.”
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesinde; “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir.” hükümleri düzenlenmiştir.
3. Değerlendirme
Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı Hazine vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin “j” bendi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.03.2023 tarihinde kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.