Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1250 E. 2022/3258 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 37. HUKUK DAİRESİ

..........

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil-bedel istekli dava sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince verilen 24/11/2021 tarih 2021/1178 Esas - 2021/1908 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından duruşma istekli olarak, davalı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 19/04/2022 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat.......... geldiler, duruşmaya başlandı süresinde verilen ve kayıt olunduğu temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, dosya incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ..., 1940 tarihinde yapılan kadastro tespiti ile İstanbul Belediyesi adına tescil edilen dava konusu 44 ada 7 parsel sayılı mezarlık vasıflı taşınmazın bir ... mezarlığı olduğunu, dava dışı 10 ada 22 parsel sayılı taşınmazın mektep, dava dışı 44 ada 3 parsel sayılı taşınmazın Kadıköy ... ..., kilisenin hemen yanında yer alan dava konusu 44 ada 7 parsel sayılı taşınmazın ise mezarlıkları olduğunu, mezarlığın kiliseye ait olup kilisenin morg ve kapısının dava konusu taşınmaza açıldığını, anılan kilisenin Vakıf hayratı olduğunu, kadastro tutanağında hatalı olarak taşınmazın evvelce ...Kilisesine ait olduğunun yazıldığını, Vakfın 1936 yılında beyannamesini vermekle tüzel kişilik kazandığını, ancak yönetim kurulunun 2016 yılında oluşması nedeniyle 5737 Sayılı Yasanın Geçici 7. ve 11. maddelerinde düzenlenen sürede idari başvurunun yapılamadığını, davalı adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek dava konusu 44 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı, 5737 Sayılı Yasanın Geçici 11. maddesi uyarınca tescil talep edilebilmesi için maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 12 ay içinde ... Genel Müdürlüğüne müracaat edilmesi ve süresinde yapılan müracaat üzerine ... Genel Müdürlüğü ... Meclisinin talebi olumlu sonuçlandırmasının şart olduğunu, bu iki şart gerçekleşmeden tescil talebinin kabul edilemeyeceğini, davacının ise anılan düzenleme uyarınca idari başvuru yapmadığını, Kadastro Kanunu 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, TMK 712. maddesi uyarınca da mülkiyet hakkının korunması gerektiğini, davacının mülkiyet hakkını ispatlayacak bir kayıt sunmadığını, umumi mezarlıkların mülkiyetinin belediyelere ait olup, devrinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İstanbul Anadolu 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/10/2017 tarihli ve 2016/408 E., 2017/349 K. sayılı kararıyla; tüm dosya kapsamı itibariyle ... mezarlığı olarak tespit edilen Osmanağa mah 44 ada 7 parselin 1580 sayılı yasa hükümlerinin yanlış yorumlanması nedeni ile belediye adına tescili yolsuz bulunduğundan davacının tapu iptali tescil isteğinin yerinde görüldüğü gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesi kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Kaldırma Kararı

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 15/102018 tarihli ve 2018/311 E.- 2018/1615 K. sayılı kararıyla; “ ... 5737 Sayılı Yasanın Geçici 11. maddesi uyarınca, davacı Vakfa idari başvuru imkanı tanınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken dava şartı niteliğinde olan başvuru hususunun gözardı edilmesinin HMK’nin 353/1-a/4 maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak, dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine kesin mahiyette karar verilmiş; anılan kararın davacı Vakıf tarafından temyizi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 04/12/2018 tarihli ek kararı ile; kararın kesin olduğu gerekçesiyle davacının temyiz isteğinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Dairenin 06/04/2021 tarihli ve 2019/1647 E., - 2021/2044 K. sayılı kararıyla; " ...Somut olaya gelince; her ne kadar bölge adliye mahkemesince, 5737 Sayılı ... Kanununun Geçici 11. maddesinde yer verildiği biçimde idari başvurunun dava şartı olduğu değerlendirilmiş ise de, anılan düzenlemenin bir dava şartı olmayıp, ilgilisine tanınmış bir hak olduğu, öte yandan anılan maddeye göre yapılacak başvurunun HMK’nin 114/2. maddesi kapsamında ... Kanununda düzenlenmiş özel bir dava şartı olmadığı da kuşkusuzdur. O halde, idari başvurunun dava şartı olarak nitelendirilip, dava şartının gözardı edilmesinin HMK’nin 353/1-a/4 maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine dair kesin mahiyette verilen kararın ve bu kararın davacı tarafından temyizi üzerine kesin karar olduğundan bahisle temyiz isteğinin reddine ilişkin ek kararın doğru olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Hal böyle olunca; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin, davacının temyiz isteğinin reddine ilişkin 04.12.2018 tarihli ek kararının kaldırılmasına. Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yukarıda değinilen somut olgu ve ilkeler ışığında, bölge adliye mahkemesince, işin esasıyla ilgili bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.

3. Bölge Adliye Mahkemesince Bozma Sonrası Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin 24/11/2021 tarihli ve 2021/1178 E., 2020/1908 K. sayılı kararıyla; ... Kanununun geçici 11. maddesinde öngörülen idari başvurunun, hak sahibine tanınmış özel bir dava şartı niteliğinde olduğu, Dairelerince verilen kaldırma kararının kesin nitelikte olduğu, temyiz incelemesinin yapılamayacağı ve temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile önceki kararda direnilmesine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Bölge Adliye Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Temyiz Nedenleri

5.1. Davacı vekili, 2002 yılı ve sonrasında çıkarılan 4771, 4778 ve 4928 sayılı kanunlar ile 5737 sayılı ... Kanunu’nun geçici 7. ve geçici 11. maddesindeki hükmün, sadece idari bir hükümden ibaret olmayıp aslında bir medeni hukuk, yani maddi hukuk hükmü niteliğinde olduğundan; yalnız idari makamlarda değil, mahkemelerde de dava yoluyla ileri sürülebilecek nitelikte olduğunu, 5737 sayılı yasanın geçici 11. maddesine göre idari yoldan başvuru ... Genel Müdürlüğüne yapılmakta iken, aynı zamanda ... Vakıflarına yargı yoluyla hak arama hakkı da tanındığını, dolayısıyla, idari yoldan başvuru yapılmasını dava şartı olarak kabul etmenin kanunun konuluş amacına açıkça aykırı olduğunu, davacı Vakfın harici araştırmaları sonucu edindiği bilgilere göre, 12 aylık süreden sonra yapılan başvuruların değerlendirilmeye alınmadığından, Davacı Vakfın ise ancak 2016 yılında yönetim kurulunun belirlenmesi nedeniyle, Davacı Vakfın idari yoldan başvuru yapamadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

5.2. Davalı vekili, istinaf mahkemesinin davacı vakfa idari başvuru imkanı tanınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, HMK’ nın 115.maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davacı vakfa mahkemece başvuru imkanı tanınmasından bahisle dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesi yönünde verilen kararın, hukuka ve usule aykırı olduğundan bozulması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

6. Gerekçe

6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

6.2. İlgili Hukuk

6.2.1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/5. maddesinde; “İlk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi kararında direnirse, bu kararın temyiz edilmesi durumunda inceleme, kararına direnilen dairece yapılır. Direnme kararı öncelikle incelenir. Daire, direnme kararını yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

6.2.2. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-a maddesinde ; “ (1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;

a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:

1) Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.

2) İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.

3) Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması

4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.

5) Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına karar verilmiş olması.

6) (Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.”

Aynı Kanunun 362/1.maddesinde ise ; “ (1) Bölge adliye mahkemelerinin aşağıdaki kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamaz:

a) Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar.

b) Kira ilişkisinden doğan ve miktar veya değeri itibarıyla temyiz edilebilen alacak davaları ile kira ilişkisinden doğan diğer davalardan üç aylık kira tutarı temyiz sınırının üzerinde olanlar hariç olmak üzere 4 üncü maddede gösterilen davalar ile (23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup taşınmazın aynına ilişkin olan davalar hariç) özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.

c) (Değişik:22/7/2020-7251/39 md.) Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemelerinin görev ve yetkisi hakkında verilen kararlar ile yargı yeri belirlenmesine ilişkin kararlar.

ç) Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.

d) Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.

e) Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.

f) Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.

g) (Ek:22/7/2020-7251/39 md.) 353 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında verilen kararlar.” düzenlemelerine yer verilmiştir.

6.3. Değerlendirme

6.3.1. (V/6.2.) numaralı paragrafta yer verilen hukuki düzenleme uyarınca yapılan inceleme sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesince (V./3.) numaralı paragraftaki gerekçe ile verilen direnme kararı usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

VI. SONUÇ

Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.11.2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekilleri için 3.815.00’er TL duruşma vekâlet ücretinin karşılıklı olarak alınıp verilmesine, alınması gerekli 80,70’er TL onama harçları peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olmak üzere karar verildi.