"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2008/59 E., 2008/129 K.
HÜKÜM : Ret
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar; ... ada 82, 268 ada 50, 278 ada 26 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakan ...’a ait iken kadastro çalışmalarında geçerli olmayan senede dayanılarak davalılar adına tespit edildiğini, mirasbırakan ...’ya heyet raporuna dayanılarak vasi tayin edildiğini, ehliyetli olmayan mirasbırakana imzalattırılan geçerli olmayan senetle taşınmazların davalılar adına tespit edildiğini, tespite esas alınan senet geçersiz olduğundan tespite itiraz ettiklerini, taşınmazların tespitinin iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, cevap dilekçesi sunmamışlar; ilk duruşmada taşınmazları harici satış senedi ile satın aldıklarını, vasi tayini kararının daha sonra alındığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEMENİN KARARI
Sinanpaşa Kadastro Mahkemesi 14.09.2007 tarih 2005/13 E., 2007/122 K. sayılı karar ile Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; karar temyiz edilmeksizin 21.02.2008 kesinleşmiş, Sinanpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi 06.05.2008 tarihli 2008/59 E., 2008/129 K. sayılı kararı ile iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı ... temyiz dilekçesinde; Adli Tıp Kurumundan rapor alınmadığını, senedin resmi satış senedi olmadığını, senedin vesayet tarihinden önce düzenlendiğinin kesin olarak ispat edilmediğini, araştırma yapılmaksızın karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemli davada, görevli mahkemenin baktığı davanın, görevsizlik kararı verilen davanın devamı olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 29/3 üncü maddesi, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2018/1-502E.,2018/1049 sayılı kararı, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun(HUMK) 193 maddesi
3. Değerlendirme
Eldeki dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (HUMK) yürürlükte olduğu 12.01.2011 tarihinde açılmış olup karardan sonra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiştir. Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yargılamaya görevli ya da yetkili mahkemede devam edilebilmesi için yapılacak işlemler hakkında, her iki kanun hükümleri farklı düzenlemeler içermektedir. Nitekim 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın "zaman bakımından uygulanma" başlığını taşıyan 448 inci maddesi; "Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır." hükmünü havidir. Bu nedenle somut uyuşmazlığa uygulanacak hükümlerin belirlenmesi için uyuşmazlığa konu işlemin "tamamlanmış usul işlemi" niteliğinde olup olmadığı hususuna da değinilmelidir.
Dava, 1086 sayılı HUMK zamanında Sinanpaşa Kadastro Mahkemesinde açılmış olup 14.09.2007 tarih 2005/13E., 2007/122K. sayılı karar ile Mahkemenin görevsizliğine ve kararın kesinleşmesi ile talep hâlinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Anılan karar taraflara tebliğ edilmiş ve temyiz edilmeyerek 21.02.2008 tarihinde kesinleşmiştir. Dolayısıyla uyuşmazlığa konu usul işleminin yapılması gereken süre henüz 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmeden, o tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK zamanında dolmuştur. Böyle olunca uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken kanun hükümlerinin HUMK'nın ilgili hükümleri olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, Kadastro Mahkemelerince verilen görevsizlik kararları üzerine nasıl işlem yapılacağı hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanununda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Yargılama usulü başlığını taşıyan aynı Kanun'un 29 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında “ … Bu Kanun uygulamasında ayrıca açıklık bulunmayan hallerde basit yargılama usulü uygulanır…” denilmiştir. Basit yargılama usulüne ilişkin HUMK'un 507 ve devamı maddelerinde de bu konuda herhangi bir hüküm yer almamaktadır. HUMK'un 511 inci maddesinde de, basit yargılama usulüne tabi dava ve işler hakkında hüküm olmadığı takdirde yazılı yargılama usulü kuralları uygulanacağı belirtilmiştir. Anılan bu maddelerdeki yollamalar nedeniyle uyuşmazlığın HUMK'un 193 üncü maddesi hükmü uyarınca çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu maddeye göre görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren 10 günlük süre içerisinde dilekçeyle başvurulmadığı veya çağrı kağıdı çıkarılmadığı takdirde dava aynı maddenin son fıkrası hükmü uyarınca açılmamış sayılır.
Bu itibarla, görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında; “dosyanın talep halinde görevli mahkemeye gönderilmesine” karar vermekle yetinir. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için davacının 10 gün içinde görevli yada görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak davalıya tebligat yaptırması gerekir. 10 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re’sen gözetilir.
Somut olayda; Kadastro Mahkemesinin görevsizlik kararı temyiz edilmediğinden 21.02.2008 tarihinde kesinleştiği, 10 günlük hak düşürücü sürenin 03.03.2008 tarihinde sonra erdiği, davacılar vekilinin 05.03.2008 tarihinde görevsiz mahkemeye başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi isteği üzerine Asliye Hukuk Mahkemesinde davaya devam olunduğundan, görevli mahkemede görülen dava görevsiz mahkemede açılan davanın devamı sayılamaz.
Hal böyle olunca, HUMK 193 üncü maddesi dikkate alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, işin esasının hükme bağlanması doğru değildir.
V. KARAR
Açıklanan nedenlerle;
Davacı ...’in temyiz itirazlarının değinilen yön itibariyle kabulü ile hükmün HMK’nın geçici 3 inci maddesi yollaması ile HUMK’un 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde temyiz eden davacıya iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.