Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1440 E. 2022/3804 K.

Yapay Zeka Özeti

Bu karar için yapay zeka özeti oluşturulamadı.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ

DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali - tescil davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince verilen asıl dava ve karşı davaların reddine ilişkin kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine dair verilen karar, süresi içinde davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı ... vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı, mirasbırakan babası ... ...’ın 940 ada 5 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’a, 940 ada 4 ve 11 parsel sayılı taşınmazlarını davalı oğlu ...’a satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, ...’e devredilen 940 ada 5 ve 10 parsel sayılı taşınmazların tevhit edilerek 940 ada 15 parsel sayılı taşınmazın oluştuğunu, ...’in 15 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılacak bina için dava dışı müteahhit ... ... ile Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşme gereğince 15 parsel sayılı taşınmazın bir kısım payının ... tarafından dava dışı ...’e devredildiğini, ... tarafından da 331 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün ...’e devredildiğini,...’ın temlik aldığı 940 ada 4 parsel sayılı taşınmazı dava dışı ... ...’e devrettiğini ileri sürerek, 940 ada 15 parsel sayılı taşınmazda davalılar adına kayıtlı paylar ile 331 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 4 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline, olmadığı takdirde bedelin tahsiline,... tarafından dava dışı ... ...’e devredilen 940 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden bedelin ...’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı-Karşı davacılar ... ve ..., yapılan temliklerde mal kaçırma kastı bulunmadığını, mirasbırakanın tüm mirasçıları kapsar biçimde hak dengesini gözetir paylaştırma yaptığını ve bu kapsamda mirasbırakan tarafından 941 ada 3 parsel sayılı taşınmazın da davacıya devredildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlar, karşı davalarında; mirasbırakan tarafından davacıya temlik edilen 941 ada 3 parsel yönünden miras payları oranında iptal-tescil isteğinde bulunmuşlardır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesince, mirasbırakanın asıl dava ve karşı davalara konu taşınmazları çocukları arasında paylaştırdığı, çocuklarına vermiş olduğu taşınmazlar karşılığı herhangi bir bedel almadığı, yapılan paylaşıma tüm çocukların razı oldukları, temlikler nedeniyle dava tarihine kadar taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık olmadığı, kardeşler arasındaki uyuşmazlığın davalılara devredilen taşınmazlar için kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak, taşınmazlar üzerine Sakinler Sitesi yapılmasından kaynaklandığı, mirasbırakanın temliklerdeki amacının mal kaçırmak olmadığı gerekçesiyle asıl dava ve karşı davaların reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

1. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacılar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.İstinaf Nedenleri

2.1. Davacı -Karşı davalı ... vekili istinaf itirazlarında özetle;

Mirasbırakan tarafından davacıya temlik edilen taşınmaz değerinin 65.304,83 TL, davalı ...’e temlik edilen taşınmazların toplam değerinin 450.866,00 TL, davalı ...’a temlik edilen taşınmazların toplam değerinin 432.575,12 TL olduğunu, davacıya devredilen taşınmaz değeri ile davalılara devredilen taşınmaz değerleri arasında fahiş fark bulunduğunu, paylaştırmada göze çarpan bu dengesizliğin, mirasbırakanın davalılar lehine mal kaçırma amacını üstün tuttuğunu gösterdiğini, davalılarca taşınmazlar için bedel ödenmediğinin kabul edildiğini, mirasbırakan tarafından davalılara yapılan devirlerin davacının bilgisi ve rızası dışında olduğunu, mirasbırakanın mal varlığının büyük kısmını oluşturan taşınmazları davalılar ... ve ...’a devrettiğini, davacının İstanbul’da yaşadığından, dava tarihine kadar davalılara hangi taşınmazların devredildiğinden ve değerlerinden haberdar olmadığını, dava konusu taşınmazlara site yapılmadan önce de davacıya devredilen taşınmaz ile davalılara devredilenler arasında fahiş fark bulunduğunu, mirasbırakanın bu şekilde hareket etmesinin nedeninin bulundukları yörede erkek çocuklarını kız çocuklarından üstün tutma eğiliminden kaynaklandığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

2.2. Davalı-Karşı Davacı ... vekili istinaf itirazlarında özetle;

Yapılan temliklerde mirasbırakanın mal kaçırma kastının olmadığını, mirasbırakanının sağlığında tüm mirasçılar arasında mal paylaşımı yaptığını, davacıya da davalılara yapılan temlikten 2 ay sonra 941 ada 3 parsel sayılı taşınmazı devrettiğini, mirasbırakan tarafından dava dışı diğer kız kardeş ...’ya da taşınmaz devredildiğini, tarafların uzun yıllar paylaşmaya göre taşınmazları kullanıp, paylaşmaya herhangi bir itirazlarının olmadığını, tanıkların da tüm mirasçıların paylaşmayı kabul ettiğini beyan ettiklerini, davalı ...’a verilen taşınmaz için müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması söz konusu olduğunda eldeki davanın açıldığını, mahkemece mal kaçırma iddiasının kabul edildiği takdirde mirasbırakan tarafından davacıya devredilen 941 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.3. Davalı-Karşı Davacı ... vekili istinaf itirazlarında özetle;

Mirasbırakanının sağlığında tüm mirasçılar arasında mal paylaşımı yaptığını, davacıya da 941 ada 3 parsel sayılı taşınmazı devrettiğini, mirasbırakan tarafından dava dışı diğer kız kardeş ...’ya da taşınmaz devredildiğini, temliklerin mal kaçırma amacıyla değil, paylaştırma amacıyla yapıldığını, tarafların uzun yıllar paylaşmaya göre taşınmazları kullandığını ve paylaşmaya herhangi bir itirazlarının olmadığını, tanıkların da tüm mirasçıların paylaşmayı kabul ettiğini beyan ettiklerini, taşınmazlar için müteahhit ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması söz konusu olduğunda eldeki davanın açıldığını, mahkemece mal kaçırma iddiasının kabul edildiği takdirde mirasbırakan tarafından davacıya devredilen 941 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

3. Gerekçe ve Sonuç

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 31/12/2021 tarihli 2021/2550 Esas 2021/2718 Karar sayılı kararıyla; delillerin takdirinde ve değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacının HMK 190 ve TMK 6. maddesi gereğince muvazaa iddiasını ispatlayamadığı, İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davaların reddine karar verilmesinde ve hükmün fer’ilerinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nin 353/1-b-1 maddesi uyarınca davacı-karşı davalı vekili ile davalılar-karşı davacılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

1.Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili ile davalı-karşı davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Temyiz Nedenleri

2.1. Davacı -Karşı davalı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini yineleyerek hükmün bozulmasını istemiştir.

2.2. Davalı-Karşı Davacı ... vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf talepli dilekçesindeki itiraz nedenlerini tekrarlayarak hükmün bozulmasını istemiştir.

3. Gerekçe

3.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Asıl dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali-tescil ve üçüncü kişiye devredilen taşınmaz yönünden bedel, karşı davalar muris muvazaası hukuki nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

3.2. İlgili Hukuk

3.2.1. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.

Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.

Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.

3.2.2. Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk

Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 190. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.

3.2.3. 6100 sayılı HMK.'nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2021 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00 TL’lik kesinlik sınırı 78.630,00 TL olarak uygulanmaya başlanmıştır.

3.2.4. Hemen belirtilmelidir ki, pay oranında açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil davalarında davacılar ve davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayıp ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, dava değerinin davayı açan mirasçı veya mirasçıların her birinin payına isabet eden değer olacağı kuşkusuzdur.

3.2.5. Diğer taraftan, temyiz kesinlik sınırı içinde kalması nedeniyle temyiz kabiliyeti bulunmayan kararlar hakkında 01.06.1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da bir karar verilebileceği açıktır.

3.3. Değerlendirme

Mirasbırakan tarafından davacı-karşı davalı ...’ya temlik edilen çekişme konusu 941 ada 3 parsel sayılı taşınmazın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 117.774,00 TL olup,bu miktardan davalı-karşı davacı ...’ın ¼ miras payına isabet eden 29.443,50 TL’nin 2021 yılı itibariyle temyiz kesinlik sınırı olan 78.630,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan nedenle, karşı davanın reddine ilişkin hükmü temyiz eden davalı-karşı davacı ... yönünden temyiz dilekçesinin değerden reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı -Karşı davalı ...’nın temyiz itirazlarının incelenmesinde;

(III) ve (IV.3.) paragraflardaki gerekçeler yerinde bulunmakla; dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalı-Karşı davacı ...’ın temyiz dilekçesinin değerden REDDİNE; alınan peşin harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine,

2- Davacı-Karşı davalı ...’nın yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 11/05/2022 tarihinde kesin olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.

(Muhalif)

(Muhalif)

-MUHALEFET ŞERHİ-

Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.

Davacı ...'nin davalılar ... ve ..., davalı-karşı davacılar ... ve ...'in ... aleyhine açtığı davalar ortak muris babaları ... ...'ın sağlığında mallarını mirasçıları arasında paylaştırdığı, mal kaçırma kastının ispatlanamadığı gerekçesiyle reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de aynı gerekçe ile istinaf taleplerini reddetmiştir.

Dosya kapsamından; muris ...'ın ... ve ... isimli iki oğlu ile ... ve ... isimli iki kızı olduğu eşi ...'nin 08.03.2011 tarihinde kendisinden önce öldüğü, murisin 940 ada 5 ve 10 parsel sayılı taşınmazları oğlu ...'e aynı ada 4 ve 11 parsel sayılı taşınmazları oğlu ...'a 941 ada 3 parseli kızı ...'ye ve 941 ada 4 parseli kızı ...'ya bedelsiz olarak temlik ettiği, başka taşınmazının olmadığı anlaşılmaktadır.

Yargıtay uygulamalarında; muris tarafından bütün mirasçıları kapsayan, hak dengesini gözeten, mutlak bir eşitlik olmasa da hoşgörü ile karşılanabilecek, makul ölçülerde bir paylaştırma yapılması halinde, murisin paylaştırma kastı ile hareket ettiği, mirasçılardan yada terekeden mal kaçırma kastı olmadığı kabul ediliyor ise de; somut olayda, muris tarafından bütün mirasçılara bedelsiz kazandırmada bulunulmuş olmakla birlikte; oğlu ...'e dava tarihi itibariyle 5 ve 10 nolu parsellerin toplam değeri olarak 813.114,98 TL, oğlu ...'a 4 ve 11 nolu parsellerin toplam değeri olarak 780.127,57 TL değerinde taşınmaz temlik etmesine rağmen kızı davacı ...'ye 65.304,83 TL, kızı ...'ya ise 67.674,53 TL değerinde taşınmaz temlik ettiği oğlan çocuklarına devrettiği taşınmazların kızlara devredilenlerin yaklaşık 12 katı değerinde olduğu, dolayısıyla hak dengesini gözetir, makul ve hoşgörülebilir bir paylaştırmadan söz edilemeyeceği, devirlerin tamamının bedelsiz olduğu kabul edildiğine göre erkek çocukların korunarak kız çocuklarından mal kaçırıldığı, satışların muvazaalı olması nedeniyle 01.07.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanması şartlarının oluştuğu, paylaştırma gerekçesiyle ...'nin açtığı davanın reddinin doğru olmadığı kanaatinde olduğumuzdan, Bölge Adliye Mahkemesinin paylaştırma yapıldığı gerekçesiyle verdiği istinaf talebinin esastan reddi kararının onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.