Logo

1. Hukuk Dairesi2022/1531 E. 2022/3480 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın 20 yıllık zilyetlik iddiasına dayanarak TMK m.713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu m.14 ve 17’ye dayalı olarak açılan tescil davasının kabulü üzerine davalı Hazine ve dahili davalı belediyelerin temyiz istemidir.

Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın davacı tarafından kadastro çalışmalarının kesinleşmesinden itibaren 20 yıldan fazla süredir ev ve bahçe vasfıyla ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurulduğunun tespit edilmesi, taşınmazın köy içinde bulunup arsa niteliğinde olması ve hava fotoğrafları ile bilirkişi raporları ve tanık beyanlarıyla taşınmaz üzerinde imar ve ihya faaliyetlerinin bulunduğunun belirlenmesi, olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı şartlarının oluştuğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen tescil davası sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar, süresi içinde davalı Hazine ve dahili davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş olmakla; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı ... çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında taşlık olması sebebi ile tespit harici bırakılan 1000 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP

Davalı Hazine vekili, davacının taşınmazdaki zilyetlik süresinin tescil için yeteli olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davacının dava konusu taşınmazları kadastro çalışmalarının kesinleşmesinden itibaren 20 yıldan fazla süredir ev ve bahçe vasfı ile ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

IV. TEMYİZ

1. TemyizYoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 18.04.2013 tarihli, 2013/2214 E. 2013/3968 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Dava konusu taşınmaz, kadastro tespiti sırasında taşlık olması sebebi ile tescil harici bırakılmıştır. Böyle bir arazinin kullanım süresi ve niteliği ile üzerinde imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Hava fotoğraflarının yörede kadastro çalışmalarının yapıldığı 1982 yılı ile dava tarihinden en az 20 yıl önceki yıllara ait iki ayrı zamana ilişkin olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerekir. Bu yöntemle inceleme yapıldığında arazinin üç boyutlu görülmesi, taşınmazın sınırlarının belirlenebilmesi ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi mümkündür. Mahkemece, uyuşmazlığın çözüme kavuşturulabilmesi için gerekli bulunan hava fotoğraflarından yararlanılmadığı gibi keşif esnasında dinlenilen tek bir ziraatçi bilirkişinin yeterli olmayan raporuna dayanılarak karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için, 1982 yılına ait hava fotoğrafı ile dava tarihine göre 20-25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları getirtilmeli, Mahkemece, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan, elverdiğince yaşlı şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle, taraf tanıkları, fen bilirkişi, üç kişiden oluşan bilirkişi kurulu, ziraat, jeodezi ve fotoğrametri mühendisi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın ne zamandan beri kim tarafından ne şekilde kullanıldığı, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, ekonomik amaca uygun bir kullanımın bulunup bulunmadığı kesin olarak belirlenmeli, yerel bilirkişi ve taraf tanıkları beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, bilirkişilere stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ile zilyetliğin ne zaman başladığının belirlenmesine çalışılmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

3.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemece; davacının dava konusu taşınmazları kadastro çalışmalarının kesinleşmesinden itibaren 20 yıldan fazla süredir ev ve bahçe vasfıyla malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğu, dava konusu taşınmazların köy içinde bulunup, arsa niteliğini haiz oldukları, bu haliyle taşınmazların ev ve bahçe vasfı ile kullanılmalarının ekonomik amaca uygun olduğu, 1954 ve 1984 tarihli hava fotoğrafları üzerinde yapılan incelemede taşınmazların tarihleri itibariyle imar ve ihya edildiklerinin tespit edildiği, davacı yönünden olağanüstü kazandırıcı zamanaşımıyla iktisap şartlarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

5. Bozma Kararı

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 31.09.2019 tarihli, 2016/5754 E., 2019/478 K. sayılı ilamı ile ‘‘...Taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi gereğince dava şartı olup mahkemelerce re’sen gözetilecektir (HMK'nın 115/1). Bu açıklamalar ışığında; 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca, Mahkemece öncelikle yukarıda anlatılan şekilde husumet yaygınlaştırılmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu İlçe Belediye Başkanlığı ve ... davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bu yolla taraf koşulu sağlandıktan sonra ilgili İlçe Belediye Başkanlığı ile Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığının davaya karşı savunma ve delilleri sorulup saptanmalı, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.’’ gerekçesi ile Mahkeme kararı bozulmuştur.

6.Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

Mahkemece; dava konusu yerin mera veya ormanlık alan vasfında olmadığı, jeodezi bilirkişisi raporuna göre de dava konusu yerin 1984 yılında imar edildiği, ziraat bilirkişisi raporuna göre de taşınmazın bahçe olarak kullanıldığı, raporda belirtilen ağaçların durumu ile yaşlarının dikkate alınması ve sondaj kuyusunun varlığının yanısıra dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına göre de dava konusu yerin işlendiği, imar ihyanın bu suretle sağlandığı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereği masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli arazi haline getirildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine karar verilmiştir.

7. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili ile dahili davalılar Mazıdağı Belediyesi ile Mardin Büyükşehir Belediyesi vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

8. Temyiz Nedenleri

8.1. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın Hazinenin özel mülkiyetine tabi yerlerden olduğunu, zilyetlik olgusunun kanıtlanamadığını, eksik ve elverişsiz bilirkişi raporları ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

8.2. Dahili Davalı ... Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mazıdağı Belediyesi yönünden davanın husumetten reddi ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.

8.3. Dahili Davalı ... Büyük Şehir Belediyesi vekili temyiz dilekçesinde özetle; Mardin Büyükşehit Belediyesi yönünden davanın husumetten reddi ve lehlerine vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğini, davanın süresinde açılıp açılmadığının ve 20 yıllık zilyetlik şartının eksik araştırıldığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

9. Gerekçe

9.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir.

9.2. İlgili Hukuk

9.2.1. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi, "Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. "

9.2.2. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. maddesi, "Tapuda kayıtlı olmayan ve aynı çalışma alanı içinde bulunan ve toplam yüzölçümü sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüme kadar olan (40 ve 100 dönüm dahil) bir veya birden fazla taşınmaz mal, çekişmesiz ve aralıksız en az yirmi yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğini belgelerle veya bilirkişi veyahut tanık beyanlarıyla ispat eden zilyedi adına tespit edilir."

9.2.3. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 17. maddesi, "Orman sayılmayan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmaz mallar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir." hükümlerini içermektedir.

9.3. Değerlendirme

Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin (IV.2.) ve (IV.5.) paragraflarda açıklanan ve hükmüne uyulan bozma kararlarında gösterildiği şekilde işlem yapılarak yazılı şekilde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.

V. SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle; davalı Hazine ve dahili davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararlarının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun değişik 13. maddesinin j. bendi gereğince davalı Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 1.060,45 TL bakiye onama harcının dahili davalılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.